Dünya demokratikleşiyor

Demokrasi, halk egemenliğine dayalı yönetim biçimidir. Bir ülkede demokrasinin var olup olmadığı da, çok partili serbest seçimler; yasama, yürütme, yargı arasındaki güçler ayrılığı; düşünceyi ifade, yayınlama, medya ve örgütlenme özgürlüğü; laiklik; ekonomik ve sosyal adalet; eğitim seviyesi gibi ölçütlerle ölçülür. Son zamanlarda, Türkiye dahil bazı ülkelerdeki anti demokratik

Örsan K. Öymen

ABD İmamoğlu'nu kurtarabilir mi

CHP'nin yaşadığı hukuksuzluk nedeniyle Batı merkezlerinden destek arama çizgisinin işe yaramadığı görülmüyor mu Tersine bu çizginin içeride CHP'nin elini zayıflattığı anlaşılmıyor mu Bu kaçıncı CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu defalarca Batı'ya

Mehmet Ali Güller

'Yüce Zat' Barzani'nin Anıları

Milyonların acısına neden olan ABD işgali sonrası Irak'ta bir Amerikan mandası kuran feodal aşiret reisi Mesut Barzani'nin Şırnak'ta devlet töreni ile karşılandığını biliyoruz. Cizre'deki törende konuşan AKP Şırnak Milletvekili Arslan Tatar, "başkan" diye seslendiği Mesut Barzani'ye övgüler düzdü:

Işık Kansu

Kırk yılda devri alem

Ülkemizde kültür turizminin gelişiminin öncülerinden Faruk Pekin ile yolculuğumuz 1970 12 Mart'ının öncesi günlerden, Boğaziçi Üniversitesi'nin özerk olabilmesi savaşımına öncülük yaptığı yıllardan başlar. Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Birliği başkanlığını yaptığı yıllardan söz ediyorum. İş dünyamızın büyükleri Boğaziçi'nin üniversite yapılması yerine yüksekokul olarak geliştirilmesinden yana idiler.

Şükran Soner

Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

ağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan... Ülkemizde ne darbelere ne darbe teşebbüslerine ne suçlamalara muhatap ve tanık olduk onunla birlikte. Türkan Saylan'ın 83. doğum gününde yazdığım mektupta, "...faşist yönetimlerde tek kişi egemenliği ya atadan gelir ya da güç ile gelirdi. Günümüz dünyasında

Olaylar Ve Görüşler

Çorbaya düşen sinek

Adını ilk defa bir haberde okudum. Mersin CHP Milletvekili Hasan Ufuk akır imiş. Parti yönetimine yönelik suçlamaları olmuş. Haberde bildirildiğine göre akır, bu suçlamaları üzerinden "Şöylemi biten iktidara malzeme veriyor"muş. Ayrıca bir de "arınma" çağrısı yapmışmış. Bu nedenle "ihraç"

Oktay Ekşi

Bu ülkede binalar değil, adalet çöktü

Türkiye büyük depremler yaşadı. Ama asıl büyük yıkımın nerede olduğu hâlâ tartışılıyor. Ben size söyleyeyim, adalet duygumuzda büyük bir yıkım yaşanıyor. 6 Şubat'ta binalar çöktü. Ardından enkaz kaldırıldı. Şimdi ise sessizce hukukun cenazesi kaldırılıyor. TBMM'ye sunulan ve kamuoyuna "yargı paketi" olarak servis edilen kanun teklifinin

Murat Ağırel

Bebeerkil toplum!

TÜİK deyince aklımıza ilk enflasyon rakamları geliyor ama kurumun Türkiye'nin her alandaki verilerini derleyip toparlamak, bunları "bilgi" haline getirmek gibi önemli bir işlevi var. 9 Aralık Salı günü TÜİK, Türkiye'nin nüfus artış hızına ilişkin verileri açıkladı. AKP iktidarı toplam doğurganlık hızını 2.48 olarak devraldı. Erdoğan

Mustafa Balbay

Açık ve gizli süren ilişkiler!

Kürdistan Demokrat Partisi Başkanı Mesud Barzani'nin 29 Kasım'da bir sempozyuma katılma bahanesiyle uzun namlulu silahlı korumalarıyla Cizre'ye gelmesi, aklıma Uğur Mumcu'nun 7 Ocak 1993 tarihli gazetemizdeki yazısını getirdi. Mumcu, MOSSAD ve CIA'nın Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin kurucusu Molla Mustafa Barzani

Zülal Kalkandelen

MHP'li Semih Yalçın'a cevap

7 Aralık 2025 günü yayımlanan ve MHP'nin siyaset dağarı ile tarzını tasvir ettiğim "Vehim denen şey" başlıklı yazıma partinin genel başkan yardımcısı ve yazıda adı geçen kişinin (Semih Yalçın) tepki göstereceğini kuşkusuz tahmin ediyordum. Ancak böyle bir dizginsiz tepki beklemiyordum. Semih Yalçın'a göre Cumhuriyet gazetesi

Özdemir İnce

TRT de mahkemeyi tanımadı

"Öncelikle belirtmek isterim ki görevimi layığı ile yerine getirerek savaş bölgelerinde, olağanüstü şartlarda TRT adına elde ettiğim başarılar sebebiyle Eğitim ve Araştırma Dairesi'nde görevlendirildim. Kurum tarafından bilinen azmim ve çalışma arzumun bir karşılığı olarak mesleğe yeni başlayan genç gazeteciler ve muhabirlere bilgi ve tecrübelerimi aktarmak için elimden gelenin fazlasıyla

Barış Pehlivan

Devlet çökertildi ama yenisi kurulamadı (7)

Bu yazı Özgür Özel'in "Stockholm Sendromu" uyarısı yapmasından sonra, geçen hafta başında yazmaya başladığım yazıların yedincisi. Önce bu kavramın Özgür Özel tarafından dile getirilmesinin nedenini ve ülkemizdeki siyasal gündem açısından anlamını anımsayalım: 1) 2008 yılında Anayasa

Emre Kongar

TFF Başkanı'na sorular

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, TFF Başkanı'nın son dönemdeki açıklamaları üzerine düzenlediği basın toplantısında önemli konuları gündeme taşıdı; daha doğrusu İbrahim Hacıosmanoğlu'na bazı sorular sordu; deneyimli bir futbol paydaşı olarak da önerilerde bulundu. Ne dedi Özbek "ık açıkla,

Arif Kızılyalın

Trabzon'un inadı

Trabzonspor önemli eksiklerine karşın yoluna emin adımlarla devam ediyor. Savunmanın göbeğinde özellikle kaptan Savic'in sakatlığı dönemini de kayıpsız geçiren Karadeniz Fırtınası, Göztepe maçı sonrası "İzmir'in dağlarında çiçekler açar" marşıyla gecenin geç saatlerinde havaalanında sevenlerinin coşkusuyla karşılandı.

Hayri Güner

Laf değil eylem

TFF Başkanı Hacıosmanoğlu yaptığı açıklamalarla bize ne demek istedi Benim anladığım şu; öncelikle temiz futbol için bir operasyon başlattıklarını ve buna daha önce hiç kimsenin cesaret edemediğini söyledi. Bakalım bu iş de köklü bir yapısal temizlikle mi yoksa birkaç ibretlik "suçlu" yaratıp geçiştirmekle mi sonuçlanacak, göreceğiz.

Gülengül Altınsay

Ne desek boş!

G.Saray maçının son dakikasındaki pozisyonun ardından futbol konuşmak ne kadar doğru aklımda soru işaretleri var. Bu kadar net bir elle müdahalede bile penaltı kararı verilmemesi düşündürücü. Bu psikolojiyle sahaya çıkan Fenerbahçe, Başakşehir karşısında tutuktu. Tedesco baya bir as oyuncusunu yedeğe çekmişti. Bir de Semedo'nun sakatlanıp çıkması Sarı-Lacivertlileri üretkenlikten mahrum bıraktı.

Hilmi Türkay

Gel-git

Galatasaray, maçın ilk 45'te, Samsunspor ligin büyüklerinden rahatça puan koparan, dişli takımlardan biri değilmiş, hatta hiç yokmuş gibi oynuyor. Bunun iki nedeni var: 1- Sane; 2- Samsunspor'un baskıya maruz kalması; ki bu Sarı-Kırmızılıları, kafesin kapısını açık bulan bir aslana döndürüyor. Biri Sane'nin kopup gittiği, diğeri Sane'nin

Ebru Kılıçoğlu

Tempo sorunu

Beşiktaş özellikle ilk yarıda bireysel yeteneklerini ön plana çıkardı. Jota, Cengiz ve Orkun şutla, çizgiye inmelerle pozisyon üretti. Ancak bu üçlü dışında diğer isimleri pek göremedik. Jurasek çok kötüydü. Toure ilk 45'te oyunun içine giremedi. Siyah-Beyazlılar korner organizasyonlarında ilk kez bu kadar tehlike yarattı. Cengiz kazanılan penaltıyı kaçırmasa Kartal çok da iyi olmadığı

Adnan Dinçer

Enerji

Geçtiğimiz günlerde basketbol kamuoyu Euroleague'de ayrılan veya görevine son verilen koç haberleriyle çalkalandı. Önce Messina Milano'daki görevinden ayrıldı. Arkasından Obradovic Partizan'ı bıraktı ve son olarak açıklamaya göre karşılıklı anlaşarak (!) Anadolu Efes, Kokoskov'la yolları ayırdı. Messina

Erman Kunter

Kızılelma

1-2 şey yazmak farz oldu.Milli takım ilk maçını 1923'te oynadı.102 yaşında.Cumhuriyet'le aynı yaşta. Euro 2024'te Avusturya'yı yendik.MSÜ rektörü Erhan Afyoncu hocamızın aklına 'Kızılelma' geldi.

Bilgin Gökberk

Ekonomi

Genel sağlık sigortalıların mağduriyeti

5510 sayılı kanunun 60. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde (5510/60/g) olanlar, maddedeki diğer bentler kapsamına girmeyip başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan Türk vatandaşlarıdır. 5510/60/g kapsamındaki sigortalıların ödeyecekleri genel sağlık sigortası (GSS) prim ödeme şekli gelir testine göre belirlenmektedir. Sosyal güvencesi olmaması nedeniyle GSS

Nergis Şimşek

UGS: Emperyalist-faşist moment!

ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi'ne (UGS) bu kez emperyalizm ve faşizm kavramlarının ışığında bakacağım. UGS salt bir dış politika metni değil; Amerika'nın özellikle Latin Amerika'ya yönelik tarihsel bakışını radikal biçimde yeniden canlandıran, bir emperyalist/faşist proje: 19. yüzyılın ikinci yarısında ABD emperyalizmi, hegemonyası yükselirken tasarlanan

Ergin Yıldızoğlu

Sorun üretimsizlik, verimsizlik, kötü yönetim

Enflasyon, en yalın tanımıyla arz-talep dengesizliği nedeniyle fiyatların yükselme sürecidir. Ülkede emekçinin, emeklinin boğazı sıkıldığı halde fiyat artışı sürüyorsa nedeni üretimsizlik, verimsizlik, kötü yönetimdir. Hemen her alanda sorunun ana nedeni genellikle yönetimden kaynaklanır. Yeterli, kaliteli üretilemediği için ithalatla cari açık kapatılıyor. Sürekli ihracat

Öztin Akgüç

Vasat siyaset tuzağı

Bir ülkede orta gelir seviyesine ulaştıktan sonra, teknolojik gelişme için yapılan harcamaların birim maliyetleri düşürmemesi ve diğer girdi maliyetlerdeki artışın getirdiği ekonomik yavaşlamaya paralel olarak büyüme modellerinin uygulanmasında aksaklıklar ortaya çıkar. Maliyet baskısı, insan sermayesindeki yetersizlik, kurumsal kalitenin sürekli bozulma sürecine girmesi,

Veysel Ulusoy

Dijital dönüşüm bir adalet meselesi

Türkiye'de e-ticaret kullanım oranı yüzde 45, e-devlet kullanım oranı yüzde 60. ChatGPT'nin küresel trafiğinin yüzde 3'ü Türkiye'den geliyor. Bu veriler toplumun dijitalleşmeye hazır olduğunu gösteriyor. Ancak bu potansiyel ekonomik değere dönüşmüyor. Türkiye yapay zekâ çağının kapısında fakat kapının önünde bekleyenlerle içeriye ilk girenler arasında hızla büyüyen bir uçurum var.

Jale Özgentürk

Kalkınma ve akademik meslekler

Birinci sanayi devriminin belirleyici teknolojisi; makineler, buhar gücü ve fabrika sisteminin oluşmasıydı (1760-1840). İkinci sanayi devriminin belirleyici teknolojisi; elektrik enerjisi, seri üretim, kimya sanayi, montaj hatlarıydı (1870-1914). Üçüncü sanayi devriminin belirleyici teknolojisi; bilgisayarlar, internet, mikro çipler, robot teknolojisi, otomasyon oldu (1970'e kadar). Günümüzde

İrfan Hüseyin Yıldız

Bu iktisat bize nerelerden geldi (8)

Mevsimin son yazısı ile bu diziyi noktalayalım. Yazdıklarımı yinelemeyeyim. İleride satırbaşı olacaklar varsa onlara dikkat çekeyim. Kapitalizmdeyiz ve onu konuşuyoruz. Onu kavramalıyız. KISA BİLGİ İki yüzyılı aşkın süredir gelişip kurumlarını oluşturmuş kapitalizm, 1970'lerde, sermaye sınıfının "servet"e doğru yol alacağı bir rotaya yöneliyor. İnsana değil,

Bilsay Kuruç

Kültür-Sanat

Özel televizyonlar çıktı meslek bozuldu

Eski Türkiye'de bir yılda yaşayacağımız olaylar silsilesini bir haftada yaşadık. ok övünülen yeni Türkiye bu mu Kalsın almayalım. Biz eski Türkiye'de de çok mutlu ve umutlu değildik ama en azından ne kurumlarımız ne de insanlarımız bu kadar kokuşmuş ve çürümüştü. Biz ne hale geldik böyle. En acısı bizim sektörde yaşananlar.

Miyase İlknur

Aydınlık ormanı

İnsanlığın özgürlük arayışında yüz akımız olan, dünyaya kattıklarıyla geleceğimizi güzelleştiren, örnek yaşamlarıyla namuslu olmanın ve namuslu kalmanın erdemini öğreten, ömürlerince doludizgin bir uzun koşuya çıkan değerlerimiz var. Onlar, "insan" olduğumuzu anımsattı, duyumsattı; "insan" olmaya çağırdı insanları. Onlar, ne yazık ki "hâlâ kahramanlara gereksinmesi olan" bir toplumun aydınlarıdır.

Öner Yağcı

Yayıncılık krizi kapıda...

Son zamanlarda gazete ve dergilerde, özellikle 2018 yılından itibaren dövizin artmasıyla kâğıt ve matbaa fiyatlarına yetişemeyen küçük ve orta ölçekli yayınevlerinin can çekişen hali, piyasadaki durgunluk nedeniyle küçülmeye doğru hızla gidişleri tartışılmaya açılıyor. Bunun yanı sıra büyük kitap fuarlarına artık küçük ve orta ölçekli yayınevleri katılamaz hale geldi; bir dönem gelir-gider

Eren Aysan

Nazım, Kuvayi Milliye Destanı ve Melih Bey

Nazım Hikmet'in hapishanedeki yaşantısını Piraye'ye, Kemal Tahir'e ve Memet Fuat'a yazdığı mektuplarda görürüz. Kurduğu dostlukları, Orhan Kemal'e Fransızca öğretme gayretini, Tosca operasının tercüme sürecini, çektiği parasızlığı... O günlerde kaleme aldığı eserlerden biri de Kuvayi Milliye Destanı'dır. Yazılma hikayesi de bir hayli ilginç; 1937 senesinde Nazım'ın

Tolga Aydoğan

Roman gibi

Sabiha, Zekeriya ve Yıldız Sertel. Sabiha Sertel (1895-1968) ve Zekeriya Sertel (1890-1980). Osmanlı'nın sonu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında duygu ve düşünce dünyamıza sonsuz katkılarda bulunmuş bu iki önemli ismi bu ülkede yaşayan herkesin, hele

Zeynep Oral

MESEM Mezarlığı

Arda, başı bir sac büküm makinesinde 16 dakika sıkışarak can verdi. Erol Can, üzerine devrilen sunta blokların altında kalarak; Umut Eren ve Alperen, çalıştırıldıkları inşaatların asansör boşluğuna düşerek öldüler. Bir elektrik panosunun tamirine koşulan Eren, panodaki kaçak yüzünden hayatından oldu! Murat Can bir inşaatın sekizinci katından, Ulaş ise bir arıtma havuzuna düşerek öldü. Ve Muhammed,

Ali Apaydın

'Basmak'tan basın...

Bilgisayarlı, cepli bu yüzyılda... Dünyayı, hâlâ öküzün boynunda döndürenler... Yasak haram diye yırtınsalar da 2026 gelecek! İsteyen ağaç süsleyerek, isteyen nar patlatarak... İsteyen kendi inancı, düşünceleri olanaklarıyla eğlenerek eğlenmeyerek karşılar. Takıntı yılbaşı değil, laiklik... 2025'teki can yakıcı, öfke kabartıcı olay oluşumları görmezden gelenleri... Saçma sapan savlarla

Sevgi Özel

Selim İleri ve Leyla Gencer

Bir zamanlar Boğaziçi Üniversitesi'ndeki akademisyenlerin ürettikleri çalışmaları kamusal alana taşımak ve üniversitenin entelektüel canlılığını toplumla buluşturmak amacıyla rektörlüğün üst katındaki kütüphanede "Kitaplar Arasında Buluşmalar" düzenlenirdi. Benim de o sıralarda "Ben Leyla Gencer, La Diva Turca" başlıklı kitabım YKY yayınlarından yeni çıkmıştı. Sevgili

Evin İlyasoğlu

Bu ülke gerçekten kimin

Bu ülke, gerçekten hepimizin mi Sokakta, kurumda, okulda, devlette, iş yerinde hep aynı ölçüt kullanılıyor sanki: "Bizden misin" Cevap "hayır" ise bir eşik kapanıyor, bir hak gölgeleniyor, bir sınav anlamsızlaşıyor... Hayat, kendi doğal akışında değil, görünmez bir eleme mekanizmasının çizdiği patikada ilerliyor. Oysa insanın hangi

Sadık Çelik

Zayıflama iğnelerinin etkisi geçiyor mu

Son yıllarda herkesin diline dolanan zayıflama iğneleri, tıbbın obeziteyle mücadelesinde yeni bir çağ açtı. Mounjaro, Zepbound gibi ilaçlar sadece kilo verdirmekle kalmadı; insanların yıllardır baş edemediği iştah artışı, tatlı krizleri, sürekli yeme isteği gibi duygusal yeme davranışlarını da belirgin şekilde azalttı. Bu hızlı ve etkileyici başarı, dünyada milyonlarca insan için umut ışığı

Güneş Aksüs

Hello Papa, sen misin yeni baba

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma'ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı. İmparator Büyük Konstantin, yeni başkenti beklerken mülkünü İznik'ten (Nikaia) yönetiyordu. Hıristiyanlığı, yüzyıllardır pagan Roma'nın resmi devlet dini ilan etmişti. Birinci Ekümenik

Mine G. Kırıkkanat

Boji'yle dünyayı gezdik!

Sevgili okurlarım, son yazdıklarıma bir göz gezdirdim. Galiba ben mazoşist oluyorum. Dilovası'ında patlayan parfüm deposunda ölen üçü çocuk yedi kadın işçi, MESEM'in işverenlere kıyağı nedeniyle işyerlerinde ölen çocuk işçiler, havalarda uçuşan ve "sayın Öcalan" sözleriyle başlayan tehditler, her gün şiddetini artıran muhalif tutuklamaları; ansızın

Işıl Özgentürk

Coşkun Faik Kavala

Son yıllarda Aziz Sancar, Daron Acemoğlu gibi dünya çapında başarıya ulaşan bilim insanlarımız var. Gün geçmiyor ki bir gencimizin ülke çapında veya dünya çapında bir başarısını duymayalım. Fizikte, kimyada, biyolojide, astronomide, arkeolojide, sosyal bilimlerde, sporun hemen her dalında gençlerimiz önemli başarılara imza atıyorlar. Hepsiyle gurur duyuyoruz. Cumhuriyet

Üstün Dökmen

Yakıt fiyatlarında Şimşek alarmı!

Mücbir sebepler nedeni ile yazılarıma bir süre ara vermek zorunda kaldım. Ancak bugün itibarıyla kaldığımız yerden tekrar başlıyoruz. ASGARİ ÜCRETTE ALIK MİLLİ GELİRDE ZENGİNLİK REKORU! Dünyada petrol fiyatlarındaki düşüşe karşın Türkiye'de akaryakıt fiyatları artmaya devam ediyor. Yakıt fiyatlarından önce alım gücüne, maaşlara, asgari ücrete bakalım.

Savaşkan İskefli

Öfke Yemi

Oxford Sözlüğü tarafından yılın sözcüğü seçilen kavram, sırf dilsel bir yaklaşım değil, aynı zamanda dijital çağa yönelik önemli bir teşhistir. Oxford ve Cambridge gibi dünyanın önde gelen sözlükleri, her yıl olduğu gibi 2025'te de yılın sözcüğünü belirledi. Cambridge Sözlüğü, ünlü/hayran ilişkisini tanımlayan

Deniz Ülkütekin

Türkiye'nin Doğu sorunu: Bu bir 'Kürt reformu' mu

Yıllardır "sorun" olarak, temcit pilavı gibi ısıtılıp duran Kürt realitesi palyatif öneriler, siyasi manevralarla bugüne kadar taşındı. Ama hiç kimse Kürt nüfus oranının yoğun olduğu bölgelerde "reform" yapalım önerisinde bulunmadı nedense! Örneğin; toprak reformu, bölgesel eğitim, ekonomik yatırımlar vb. Üniter yapıyı bozma tehdidinde bulunan "örgüt"

Feridun Andaç