Zeynep Oral

Cumhuriyet

Nice 100 yıllara

Gazetemizin 100. yaşını kutladığımız şu günlerde heyecanımız da coşkumuz da dorukta. İtiraf etmeli, 100. yıl kutlama törenlerine emeği geçenlerin yorgunluğu da öyle. Çünkü her şey imece usulü, gönüllülükle gerçekleştirildi. Emek verenlere, katkıda bulunanlara sonsuz teşekkürler. 7 Mayıs akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleştirdiğimiz t

Basın özgürlüğü mü

İki gün önce 3 Mayıs'tı. Dünya Basın Özgürlüğü günüydü. Her ne kadar 1 Mayıs'ta özellikle İstanbul'da gazetecilerin payına yine şiddet düşmüşse de... Her ne kadar Erdoğan-Özel buluşmasıyla Erdoğan'ın 22 yıldır "Eyyy" diye haykıran o kükreyen sesi, munis, kimseyi aşağılamayan, küfür etmeyen, azarlamayan, yumuşak bir sese dönüşmüşse de değişen bir şe

Dans hayattır

İstanbul muhteşem, İstanbul olağanüstü. AKM'de bugüne dek yaşadığım en görkemli prodüksiyona tanık oldum... Yaşasın! Kentin her köşesi yeni bir festivale "İstanbul Dans Günleri"ne kavuştu. Bu büyülü kentte insan nereye yetişeceğini şaşırıyor! Hayır, hayır, bu yazıyı yazmaya koyulduğum anlarda (dün) İstanbul korkunç! İstanbul felaket! 45 bin polisle

Kaburga sohbetleri

Çevremizi, içimizi dışımızı, "omurgasızlar" sarmışken ben bir kaburgamı kırmışım lafı mı olur!Şu son 15 gündür bana, "Kaburganı kırmışsın, geçmiş olsun" diyenlere şu yukarıdaki tümceyle yanıt veriyorum. (Bu arada her geçmiş olsun diyen kendi kaburga kırığını anlatıyor. Toplasanız ciltler dolar!)"Omurgasızlar" dediğim, anladınız elbet, dönekler, çar

'Bir İstanbul Üçlemesi' ve 'Bazen Hep Birlikte' film festivalinde gösterimde: Yaşasın sinema!

En kısadan söyleyeyim: Bayram akşamlarının birinde muhteşem bir doğada, çocuklar ve torunlar arasında, gökyüzündeki yıldızlara uzanırken ayağım yerden kesiliverdi ve düştüm. Sonuç: Kaburgamı kırdım. O gün bugün yazılara ara vermek zorunda kaldım. Doktor Ezgi Cesur'a kendimi teslim etmişken şart koştuğu "dinlenme" kuralını iki kez bozdum. 43. İstanb

Bugün bayram! Sevinmek bedava!

Çocukken İzmir'de sokakta oynamanın tadını sonuna dek çıkarmış bir kuşaktan geliyorum ben... Mustabey'de, Gül Sokak bizim egemenliğimizdeydi. Biz dediğim, Küçük Ayşe, Büyük Ayşe, Mirella, Nazan, Ömür, Evelyn, Gabi, Turgut, Barbaros, Aydın, Stanley, Fahri, Enis... Sokağın bir ucundan ötekine fırlatılan "yakan top", tüm mahalleyi kapsayan saklambaç,

Sanatçı gözüyle yüreğiyle 'Dünya Hali'

"Seçim bitti, rehavete kapılmayalım, her gün seçim yapıyoruz" diye başlayıp İKSV İstanbul Müzik Festivali'nde seçimler yapmanız için ipuçları verecektim bu pazar. Ancak planım altüst oldu. Çünkü bu arada 60. Venedik Bienali Türkiye Pavyonu için Gülsün Karamustafa'nın gerçekleştirdiği "eser", "proje" ile ilgili yayın elime geçti. Heyecan verici! Muh

Hayallere sarılma vakti

Pazar akşamından beri içimdeki kuşlar yeniden şarkı söylemeye, kelebekler uçuşmaya başladı. Önceleri ben de birçoğunuz gibi sevinmeyi nicedir unutmuş olduğumu fark ettim. Sonra yavaş yavaş alışmaya çalıştım.Artık o bağıran, aşağılayan, azarlayan, karşısındakini geri zekâlı yerine koyan, hakaret eden, küfür eden, lanet eden, tehdit eden, o baskıcı,

Aklım seçimde, kalbim Elçin'de...

Dün akşam başlayan seçim yasakları, bu gece 12.00'ye dek sürüyor. Elbet yasak cumhurbaşkanı ve yandaşları bağlamaz ama bizleri bağlıyor. O nedenle susss...Zaten yasak olmasa da bugün içimden pek öyle konuşmak gelmiyor çünkü dün can dostum, üç kuşak arkadaşım Elçin Telci Öngüt'ü sonsuzluğa uğurladık. Tamam, hiç kimse dünyaya kazık çakmayacak. Tamam,

Küçük kırgınlıklar büyük resmi gölgelemesin!

Sevgili okurlar ben bugün sizlerle neler neler paylaşacaktım... Örneğin önceki akşam AKM'de dinlediğim muhteşem bir topluluğun Accademia Bizantina'nın o çok duyarlı konserini... Ama durun...Üç gün sonra seçim var. Neyi seçtiğimizi, neyi seçeceğimizin farkındasınız değil mi! Bu seçimin sadece yerel seçim olmadığının bilincindesiniz değil mi!Herkese