Ebru Kılıçoğlu

Cumhuriyet

Yürüyeduruyor

Süper Lig'de orta sıralara yerleşmiş Konyaspor, inse de çıksa da fark etmeyecek bu sıralamadaki makus talihini kupadaki iddiasıyla kırmak istiyor. Ancak maçın ilk 10 dakikasını futbolunu oturtmak için harcayan, sonra da tam takım Konyaspor yarı sahasına yerleşen Galatasaray onların bu hayalini kurdukları baskı ve çok geçmeden de peş peşe gelen goll

'Çok' ile 'hiç yok'

İlk düdük çalar çalmaz, Bodrum FK'nin yarı sahasına adeta "çöküyor" Galatasaray. Maç boyunca da çıkmıyor Ablukaya alınan Bodrum FK'de ise Portekizli kaleci Diogo Sousa hariç herkes kaderine razı. Zaten skorun Galatasaray lehine kopup gitmesini engelleyen de onun bu "süper kahraman" direnişi. Yoksa alınan skor, Galatasaray'ın futbolunu yansıtmıyor.

Koltuğunda rahat

Lig "uzun bir maraton"sa, Samsunspor, Galatasaray için son etapta sprint atabilecek "o" rakip... Ama öyle olmuyor. Zor geçmesi gereken maç, keyifsiz, temposuz, pozisyonsuz ama rahat geçiyor SarıKırmızılı takım adına. O kadar ki, genelde ilk 11'de sayılan "pas hatası" bu maçta formasını "isabetli pas"a bırakıyor. Hem de yüzde 91'lik bir oranla... Bu

Kadıköy hatırası

Galatasaray soğukkanlılık ve konsantrasyon olarak rakibine göre daha hâkim başlıyor çeyrek final derbisine. Fenerbahçe ise tempolu ama bol pas hatalı bir futbolla rakibine yardımcı oluyor adeta. Nitekim bedelini yenilen iki golle ödüyor (Osimhen 10 ve 27). Goller seyirciyi susturuyor, moral bozukluğunu da ekliyor dengelenmeyen futbollarına. İlk yar

3 puanın günahı

Beklenen derbide, Galatasaray'ın kuvvetli tarafı eksiksiz kadrosu. Beşiktaş'ınki ise tutkulu seyircisi. Galatasaray, orta sahada zayof kalınca ileride kurmak istediği baskıyı kuramıyor. Beşiktaş ise baskısını istikrarla artırıyor. 23'de Rafa Silva, şık bir golle takımını öne geçiriyor. 36'da Frankowski'nin atılması oyunun kırılma noktası oluyor. He

Taşikardisiz 3 puan

Bir önceki maçta şöyle bir silkinmiş, eski çizgisinden bir dal tattırmıştı Galatasaray. Antalyaspor karşısında, ilk çeyrekte yine "dalgın" bir performans sergilese de artık Morata'sı olmasının avantajını yaşıyor. Onun asisti ile Osimhen 30. dakikada hem kendisinin hem Galatasaray'ın ilk golünü atıyor. Böyle açılan perde 45'te Morata'nın penaltısıyl

Uyuyan dev

Bezgin, bıkkın, yorgun Kararlı ve istikrarlı Alanyaspor karşısına, ideale yakın kadrosuyla çıkan Galatasaray'ın sahadaki ruh hali bu. Oysa ki oyunu rakip yarı sahaya da yığıyor, topa daha fazla sahip oluyor ama ne kadar vızıldarsa vızıldasın bir türlü bal yapamıyor Bu öyle bir durum ki, Alanyaspor'un 23. dakikada Vilhena ile "Bak sen atmazsan ben a

Kim kurtuldu

Kasımpaşa karşısında, Galatasaray'ın oynadığı futbol; yürümeye yeni öğrenen bir bebeğin koşması gibi. Düşecek orası kesin. Ne zaman ve ne şiddette o belli değil. En azından tam bir takım olduklarını kanıtlıyorlar. Zira, teknik kadro da dahil "tam takım" kötü bir performans bu. Kasımpaşa ise hem rakibinin bu halinden başarıyla yararlanıyor hem de da

Langırt

Kazanılacak ya da kaybedilecek bir üç puan Herhangi bir lig maçında olması gerektiği gibi. Ama söz konusu Galatasaray-Fenerbahçe derbisi olduğunda konunun ne puanla ne maçla alakası oluyor. Etrafında dönen tüm spekülasyonlar, sahaya ayna gibi yansımış. İki takım da tedirgin; "Aman gol yemeyeyim de" diye başlıyor maça. Oyun ilerledikçe korku kalkıyo

Yokluğu yara

Galatasaray adına bir önceki maçtaki eksikler takviye edilmiş. Tabii teoride! Zira Galatasaray'ın bu deplasmanda çok büyük bir eksiği var. Ne Yunus, ne Morata hatta ne de Icardi Galatasaray bu maça konsantrasyonunu getirmemiş. Bu nedenle oyuna bir türlü hâkim olamıyor. Rizespor ise bunun tam tersi bir tablo sergiliyor. Soğukkanlı ve son derece kons