İstanbul, tarih boyunca sadece bir yerleşim merkezi değil, aynı zamanda medeniyetlerin kalbi olmuştur. Roma'nın Doğu başkenti, Bizans'ın gözbebeği, Osmanlı'nın payitahtı, Türkiye Cumhuriyeti'nin vitrinidir. Ancak bugün İstanbul'un tarihi kimliği, demografik ve fiziksel yüklerle ağırlaşmış durumdadır.20 milyona yaklaşan nüfusu, karmaşık altyapısı, trafik
5
Sanırım Türkiye'nin S-400 hava savuna füzesine sahip olması birilerini rahatsız ediyor. Çünkü geçtiğimiz hafta bir kısım medya organlarında Türkiye'nin Rusya'dan aldığı S-400 hava savunma füze sistemlerinin Suriye'ye gönderileceği iddiası ortaya atıldı. Kaynak neresi bilin bakalım, ABD temsilciler meclisinden iki senatörün ABD Dışişleri Bakanlığı'na yazdığı mektup. Türkiye
4
1Bilindiği üzere insan gençken daha tutkuludur. Tutkusu biyolojinin gereği olduğu kadar yaşının da doğal bir sonucudur.Genç adam, henüz çok az şey yaşamıştır, gördükleri, görgüsü, tecrübesi sınırlıdır; okudukları, dinledikleri pek çeşitli olmayıp belli bir anlayışa mensuptur, yani henüz dünyaya dar bir pencereden bakmaktadır.
3
Muhalefeti dinliyorum...Gözlerim faltaşı!Neymiş-Filanca kişi hapse girdiği için Türkiye şu kadar para kaybetmiş.Başka-O paralarla bu kadar sağlam konut yapılırmış.Sonra-Böylelikle İstanbul deprem korkusundan bütünüyle kurtulurmuş.
3
"İstanbul deprem korkusu yaşarken, şehri depreme karşı hazırlaması gereken İBB başkanı hapiste". Böyle konuşuyor CHP medyası. Ağlamamak için zor tutuyor insan kendisini. Bu kedere yürek dayanmaz.Ne yapacaktı İmamoğlu acaba "yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet ve irtikaptan" tutuklu olarak yargılanmayıp dışarıda olsaydı İstanbul halkı için
32
Deprem" denince akla Prof. Ahmet Mete Işıkara gelirdi. Namı diğer Deprem Dede. Einstein'a benzetirdim rahmetliyi. "Deprem Bilimci" diye bir titr yoktu o zamanlar. (Haddizatında 'bilimci' diye bi'şey yoktu. Dersen gülerlerdi!..)Jeofizik mühendisiydi Ahmet Hoca. Fay, kırık, atım, Richter neyin hep ondan öğrendik.Ama şartlar
14
Rize Kitap Fuarı, iki yıldır Rize Valiliği ve Rize Belediyesi işbirliğiyle düzenleniyor.Bu yıl 11-20 Nisan tarihleri arasında yapıldı. Geçen yıl ziyaret edememiştim, bu kez kaçırmadım.Sadece Rizeliler değil, Trabzon ve Artvin'den de gelen kitapseverler 10 gün boyunca yüzün üzerinde yayınevinin, hemen her alanda klasikyeni binlerce
11
İstanbul geçtiğimiz gün 6.2 ile sarsılınca yine herkes kendi siyasi görüşüne uygun deprem uzmanının ardına düştü.Senin deprem uzmanın mı benim deprem uzmanım mı daha iyi tartışması bizi bir ay kadar daha meşgul eder. Oysa uzmanların bu konuda yaptıkları açıklamaların değiştirmediği tek hakikat var: Türkiye bir deprem ülkesi.
9
İstanbul 6.2 büyüklüğünde depremle sarsıldı. Can ve mal kaybının yaşanmaması en büyük tesellimiz. Ancak bu sarsıntının büyük ve son uyarı olduğunun kabul edilmesi gerekir. İstanbul'da 7.5 milyon ev ve işyerinin olduğu, bunların 1,5 milyonunun mühendislik hizmeti olmayan binalar olduğu, bu binalarda 5 milyon nüfusun yaşadığını belirtmek gerekir. Bu
6
Unutmayın; bizdeki deprem hocaları yüzyılın depremini ıskaladılar. İstanbul depremi üzerinden şov yapma, öne çıkma, siyasi rol kapma hevesleri yüzünden Maraş depremini gölgelediler. Maraş depremi olana kadar tek bir hoca, bir kere, o da laf arasında olası tehlikeyi işaret etti. İstanbul depremini milyon kere anarken Maraş depremini bir kere anca andılar.Medyanın hatası İstanbul
14
Korktuk, irkildik!Beklenen İstanbul depremi bu mu, öteki fayı tetikler mi, artçılar ne kadar devam eder, daha büyük bir deprem olur mu ... Günlerce tartışır dururuz. Deprem profesörleri ekran ekran gezer, konuşur da konuşur.Ne faydası olacak Hiç! Panikle dışarıya kaçan İstanbullular! Çıplak hakikatle bir kez daha yüzleştiniz işte. Hiç kimse kusura bakmasın denmesi gerekenleri diyeceğim, hoşunuza gitmese de duyacaksınız!
28
Bir Milli Bayram daha geride kaldı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutladık dün. Devletin zirvesinde ve TBMM'de törenler düzenlendi, "egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunun" altı bir defa daha çizildi. Tabii bu arada bayramın armağan edildiği çocuklar da sevindirildi.Ama yanlışlar vardı...Çocuklara kötü, hatta çok kötü örnek olduk biz!
12
Geçen hafta Kayserispor'a yapılan puan kaybından sonra sezon kapanmıştı, pek çok futbolsevere göre. Bu maç formalite olarak görülüyordu.Divan Başkanı bile, "Takım hayal kırıklığı yaşattı, şampiyonluk mucize" dedi. Sonuçta sahaya çıkan Fenerbahçe takımı, yine de izlenecek. Ancak öğlen öyle bir Yüksek Divan Kurulu oldu ki maçın önüne geçti. 7 yıldır belki bir
9
En sonunda müşteriseyirci kısmı futbolcuya, maça gelmeyerek cezayı kesti... Bazı topçuların utanması olur mu bilemeyiz ama iş malesef artık profesyonel bir bakış açısına döndü!!!!!! Ne kaa ekmek o kaa köfte!!!!!Masuaku, cezası nedeniyle formasını Emrecan'a vermiş... Solskjaer sahaya Hekimoğlu ve İmmobile'yle çift forvet çıkmış...İlk 20 dakikanın;
34
Beşiktaş Teknik Direktörü Ole Gunnar Solskjaer her maç yeni bir şeyler deniyor.Bu kez de hücum hattında başa döndü.Siyah beyazlıların gözden çıkardığı Immobile'ye ilk 11'de şans verdi.Aslında doğru karar verdi.Mustafa Hekimoğlu, sağa sola koşmaktan başka bir şey yapmıyordu.Bu kadar şans bulmasına rağmen Immobile'yi ilk 11'e geri döndürdü.
30
Galatasaray için kırılma noktası kupadaki Fenerbahçe maçıydı. O günden sonra oyununda hem göze hem de istatistiklere yansıyan bir çıkış yaşayan Sarı-Kırmızılılar, dün de Konyaspor maçında bıraktıkları yerden devam ettiler. Oyunun baştan sona hakimiydiler. Üstelik karşılarında kupa hedefi olan ve Recep Uçar gibi bu tarz maçlara iyi hazırlanan bir hocası olan Konyaspor vardı.
35
Düşmüş iki takımın mücadelesi vardı Adana'da. Adana Demirspor küme düşmüş, Trabzonspor da mental olarak 'Düşmüş...' Yine de ev sahibi ekibin direnmesi için sebepleri var. Her şeyden önce 'Teslim olmuş' görüntüsü vermeyen bir direnç ortaya koyup, onur mücadelesi vermek.İkincisi de bu maçlarda vitrin yapıp, transfer teklifi almak. Konuk Trabzonspor'un
20
Bu bir maç değil, veda yazısı. İçimdeki gazetecilik ateşini yakan ilkokul öğretmenim Aysel Can ve eşi oldu.Beni İzmir'in yerel gazetesi Yeni Asır'ın çocuk kulübüne üye yaparak içime düşürdükleri tutkuyu, İstanbul Üniversitesi'nin İletişim Fakültesi'nde Gazetecilik bölümünü okuyarak bir mesleğe dönüştürdüm.Basın sektörüne adım attığım otuz
38
Depreme karşı kamu ve vatandaşın yanı sıra işletmelerin de tedbir alması zorunlu. İşverenler işyerlerinde acil durum eylem planı hazırlayıp, destek elemanları bulundurmalı. Yılda en az bir kez tatbikat yapılmalı.Hafta başında İstanbul'da yaşanan sarsıntı, depreme karşı hazırlıkların gözden geçirilmesine neden oldu. Deprem sonrasında pek çok evde deprem çantaları hazırlandı.
20
Ülkemizde sokaktaki tansiyonu sürekli olarak artırmak isteyenler var.Yolsuzluk nedeniyle tutuklu bir belediye başkanı için her vesile kullanılarak sokakta halkla güvenlik güçleri karşı karşıya getiriliyor.Üniversite öğrencileri ve liseliler tahrik edilerek sokağa çıkarıyorlar.Filistin'de yaşanan soykırımı görmeyenler sözde Filistin yürüyüşü yapıyor.
28
Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal'e sorar: Üstadım biz Viyanalara kadar nasıl gittikYahya Kemal'in cevabı: Pilav kaşıklayarak ve Mesnevi okuyarak!Gerçekten de "İslam aleminin bir numaralı klasiği hangi eserdir' diye sorulacak olsa, cevap, Mesnevi'dir.Hazreti Mevlana'nın şaheseri Mesnevi, yüzyıllardır her kesimden
29
6.2 şiddetindeki deprem hepimizde paniğe yol açtı.6 Şubat depreminin acısı hala yüreğimizdeyken, bu sarsıntı korkularımızı yeniden canlandırdı.Neyse ki bu kez büyük bir felaket yaşamadık, ancak bu durum deprem gerçeğiyle yüzleşmemiz gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.Binalarımızda herhangi bir hasar olmaması büyük bir şans,
24
Bu köşede sık sık değindiğim gibi biz Türklerin ciddi bir hafıza sorunu var. Bazen insanlarla konuştuğumuzda, bazı dizi ve sinema filmlerini izlediğimizde kendi dedelerimize, ninelerimize daha bundan bir asır önce yapılanları nasıl bu kadar kolay unuttuğumuzu anlamak zor.İmparatorluk kurmuş, "öteki"si olmayan bir millet olduğu için, kin ve nefret üzerine kendi
14
Tarihi keskin sınırlarla dönemlere ayırmak aslında neredeyse imkansızdır. Ancak geçmiş, günümüz ve gelecek üzerine bir an olsun düşündüğümüzde her birini ayrı ayrı parçalama eğiliminden geri durmakta zorlanırız. Belki zamanı ilerleme-gelişim zorunluluğunda yorumlayan modern zihin yapısının düşünce biçimimiz üzerindeki etkisi buna sebep oluyor. Belki de içinde bulunduğumuz zaman dilimi ile
71
© 2024
