Kültür-Sanat / Kitap-Edebiyat

Hakeza yapay zekâ

Yapay bir ay vitrinde…Öylesine yapılmış ki... ocukluğuma gittim birden. Gökyüzü, yıldızlar ve ay... Ama yapay... Derken daldım içeri. Baktım kasada bir adam... Müşteriler sırada... Ellerinde vitrindeki tablolar...

Ali Hakkoymaz

Kadınların gücü üzerine bir film

Elmaslar (Diamanti), izlenmeyi hak ediyor çünkü zengin bir hikâye sunuyor.Kadınların hayatlarındaki dramatik dönüşümleri ciddi bir duyguyla izliyorsunuz. İzleyicileri görsel olarak da etkiliyor. Roma'nın renklerini aşk ve tutku temalarıyla gerçekçi bir şekilde sorguluyor. "Elmaslar", Ferzan Özpetek'in İtalya'da en çok gişe hasılatı yapan filmlerinden biri. Çok izlenen iyi bir film yapmak, çok okunan iyi bir romana benzer.

Sayım Çınar

Bu haftaki hutbene demek istedi

Bu haftaki hutbene demek istedi İDRİS GÜNAYDIN Diyanet İşleri Başkanı gelir, Diyanet İşleri Başkanı gider; lakin kim iz bırakır Kim ki bir yenilik, farklılık getirmiş ise o iz bırakır. Bundan önceki başkan, şu konularda taviz vermedi. Yeni farklı hutbe okutarak farklılığını ortaya

İdris Günaydın

2025 Nobel İktisat Ödülü

GİRİŞ2025 Nobel İktisat Ödülü, günümüzde iktisadi büyümenin kalbinde yer alan inovasyon olgusunu farklı cephelerden açıklayan üç isme verildi: İktisadi tarih ve kültür boyutunu özenle işleyen Joel Mokyr; Schumpeter'in "yaratıcı yıkım" sezgisini temsilci-ajan modelleriyle matematiksel bir çerçeveye kavuşturan Philippe Aghion ve Peter

Prof. Dr. D. Murat Demiröz

Çorum'da Geleneksel Kitap Günleri

Edebiyatçının hayatında şehirlerin belirleyici bir rolü var. Her şehir kendi ruhundan, tarihinden, rahlesinden, ahenginden bir nefha yüklüyor sanatçıya. Çorum da benim yolculuğumda taze toprak kokusuyla kalbimi boyayan bir yağmur sabahı; anlatan, hatırlatan, istikametine yardımcı olan, yenilenmiş hissettiren bir güzergâh. Bu yıl, 10-19 Ekim tarihleri arasında on ikincisi

Nuray Alper

"Her ölüm sonrasında 'ah' yerine 'oh' çekerdin!"

Babası Bilecikli, annesi Diyarbakırlı köklü bir ailenin kızıydı. Rahmetli anneannesi doğru dürüst Türkçe bilmezdi. Annesi hem Kürtçeyi hem Türkçeyi çok iyi konuşurdu. Kürtçe konuşan anneannesinin ne dediğini anlamadığında "Seni eşek seni, niye dediğimi yapmıyorsun" diyerek pataklandığı olurdu. İlk Diyarbakır'a gittiğinde bölgenin

İpek Özbey-Korkusuz

Türkiye'nin Genç Yazarları Yetişiyor

Edebiyatın muhtelif alanlarında çalışan ve eser veren genç edebiyatçılarımız, ülkemizin geleceği adına ümidimizi artırıyor. Bütün sanatlar gibi edebiyat da usta-çırak ilişkisiyle, hoca-talebe münasebetiyle devam eder ve ilerler. Edebiyat alanında bunun tezahürlerini apaçık şekilde görüyoruz. Geçmişe göre genç kalemlerde büyük bir artış var. Artık

Mehmet Nuri Yardım

İnsanlıktan çıkma

Soykırımcı Netanyahu, geçen hafta New York'ta bir grup sosyal medya fenomeniyle yaptığı toplantıda sosyal medyayı, İsrâil'in tezlerini savunmak için "en önemli silah"; platformları ise "savaşılması gereken muhârebe alanları" olarak tanımlamış. Elbette Hollywood da bugüne kadar yaptığı gibi İsrâil'in tezlerine hizmet etmeye devam edecek.Son

Kerime Yıldız

Maarif modeli: Vizyondan sahaya

"Köklü Kavram "Maarif"in Cazibesi ve Somut Uygulamalarla Karakter İnşası" Maarif Modeli ya da kısa adıyla "Maarif", Millî Eğitim Bakanlığımızın tanımladığı şekliyle; millî ve manevi değerler manzumesi ile maddi gelişmenin zirvesini

Eyyüp Azlal

Faziletin Temeli Adalet, Erdem ve İslam Medeniyeti

Toplumların yaşaması ve gelişmesi, temelinde adaletin varlığına dayanır. Genelde Hz. Ömer'e atfedilen; "Adalet mülkün temelidir" sözü ile ifade edildiği gibi, bir toplumun düzenli yaşaması ve devamlılığı, adalet olmadan mümkün değildir. Ancak adaletin kendisi de bir temele ihtiyaç duyar; o temel ise doğruluk, erdem ve fazilettir. Söz konusu erdem ve faziletin yokluğunda,

Mehmet Biten

Sahi kaybettiğimiz kimdi aslında

2021 yılında, 31 Ağustos günü "An gelir Ferhan Şensoy ölür" dercesine ayrıldı aramızdan. Tiyatronun şiirinden düşen bir sonbahar dizesi gibi. O kadar erkendi ki. Yeni orta yaş kabul edilen 70'ine henüz girmemişken. Yapacağı daha çok şey varken. Neredeyse yarım asır boyunca tiyatrosuna konuk olmuş, evlerimize konuk etmiştik kendisini. Acımız büyüktü. Böyle büyük acıların ortasında

Filiz Aygündüz

Beyaz zenciler

Yağmur mevsimi geldiğinde dereler taşar, geniş çayırları sel basar, tarlalar o yıl daha bir bereketlenirdi. Evlerde sobalar yanar, pencere kenarlarında ekmeğe margarin sürülüp üstüne toz şeker ekilir, ileriki yaşlarda başa gelecek damar sertliklerine giriş yapılırdı... *** Küçük çocuklar, lastik çizmeleri ve ayazda üşümesinler

Cem Sancar

Çekim yasası şeyhi

Çekim yasası şeyhi Ahmet Can Karahasanoğlu İstanbul'un Avrupa yakasında, caddelerin kaldırım taşları parlak ayakkabılar kadar kaygan, mağaza vitrinleri sonsuz bir rüya gibi parıldıyor. Nişantaşı'nda bir kafenin köşesinde oturuyor Çekim Yasası Şeyhi. Kartvizitinde başka bir isim yazıyor elbette: Yaşam Koçu, Enerji Mentoru, Secret Ustası.

Ahmet Can Karahasanoğlu

Şafak sökmeden önce

Müslüman milletlerin yaşadıkları ülkelerde insanca yaşayabilmeleri için temel birkaç konunun halledilmesi gerekiyor. Öncelikle bir devlete ihtiyaç var. Rejimi, İslam hukukuna göre düzenlenmiş bir devlet. Yirmibirinci yüzyılda böyle bir devlet tam olarak yok. Adında İslam olan devletler var ama sadece adında. Halkı Müslüman ve rejimi İslam hukukuna göre düzenlenmiş, ortaya koyduğu medeniyet

Cafer Keklikçi

İnsan ve insanlık bildirgesi

TV programları, reklamlar, okullarda derslerin işleniş biçimlerinden örneklerle sistemin sürekliliğini sağlayan burjuva eğitim sistemine yönelik eleştirilerle dolu Düzene Uygun Kafalar Nasıl Oluşturulur (Gözlem Y., 1976) adlı kitap uzun süre elimden düşmemişti. 68 kuşağı yazarlarından Avusturyalı Ernst Alexander Rauter, "İnsan yaratma sürecine

Öner Yağcı

Yaşam yolculuğum

Yaşam, oradan oraya koşuşturduğumuz uzun mu uzun bir yolculuktur. Önümüze düzlükler de çıkabilir, doruğuna ulaşılamayan yüce dağlar da. Düzlükleri birkaç adımda geride bırakanlar da var, yüce dağları, koca kanatlarını açarak uçan kuşlar gibi aşanlar da. Mustafa Gazalcı giriştiği bütün işlerde dağ aşanlardan... 80 yaşını önemli

Adnan Binyazar

'Bu sabah yağmur var İstanbul'da, gözlerim dolu dolu oluyor'

Geçen yıl mıydı, yoksa ondan önceki yıl mıydı, şimdi tam çıkaramıyorum, haklarını sarı siyahlı Beykoz'a devrettiğini anımsıyorum. İşin aslını haftaya kadar öğrenirim, çünkü şimdi yağmur indi inecek gibi, en iyisi mi ıslanmadan Zeytinlik'e koşturayım, Mazhar Fuat Özkan'ın çok sevdiğim bir şarkısını mâziye yağmurluk yaparak.Sanırım '93 yılıydı, bizim "Stüdyo

Taner Ay

Derisini Yitirmiş İnsanlık

Edebiyat insanın atmosferidir. Bu atmosferin içine doğar, onunla büyür, yetişir, onun tarafından korunup gözetilir ve o sayede insan oluruz. Edebiyatın uğramadığı insan bu yüzden, bir şekilde eksik kalmıştır. Edebiyat tamamlar, bütüne erdirir, kendisi yapar insanı. Onu dilden ayıran keskin çizgi sadece insana özgü oluşudur, başka hiçbir varlık kategorisine değil. Çünkü dil bir atmosferden

Prof. Dr. İsmet Emre

Hazan Mevsimi

Zaman akıp gidiyor ve biz, zamanın bizde bıraktığı izlerle baş başa kalıyoruz. Zamanı durduramamanın çaresizliği içinde hem de... Şu dünyada kaç kişi vardır acaba, bu tükeniş karşısında duygulanmayan, yüreğinde hüzün rüzgarları esmeyen... Oldukça uzun yaşamış ve başından birçok olay geçmiş birine de sorsanız bu yaşa nasıl geldiğini, onun kolay kolay bu soruya cevap vereceğini

İsmail Bingöl

Bayrak dalgalanmaya devam ediyor

H. MUHARREM OKUR - ARDA BİLİKHafta sonu İzmir'de bir kitap fuarı serüveni daha başlayacak inşâallah. Malûmunuz son yıllarda "cemaat" kavramı üzerinden yürütülen bir tahrip programı çerçevesinde pek çok olumsuz algı empoze edilmeye çalışıldı. Bu algı operasyonlarından elbette dinî yayıncılık çatısı altında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar da ister istemez

H. Muharrem Okur

Bir şehirden gidememek

İnsanlar gibi şehirlerin de ruhu vardır. Onlar da tıpkı bizim gibi doğar, büyür, yaşar ve ölür. Edip Cansever'in de dediği gibi: ''İnsan yaşadığı yere benzer / O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer.'' İşte bu yüzden biz şehirlerde yaşamayız aslında, şehirler bizim içimizde yaşar. Yaşadıkça da değerini orada bulur. Gün geçtikçe bizden ona, ondan bize bir şeyler

Burak Tekiner

Sessizliğin ağırlığı!

Gürültünün hüküm sürdüğü topraklarda yaşamak ne garip, Bağıranlar duyulur, susanlar unutulur, Her sessizlik eksik sayılır, Her yalnızlık suçlanır. Bazıları vardır, bağırmaz, içinden konuşur, Kalabalığa karışmaz, kenarda durur; Ne düşmanlık taşır ne üstünlük arar, Sadece huzurun ince sesine dokunur.

Fatih Yüksektepe

Hâl eklerini kullanmada hatâ (3)

Şapka Deyip Geçmeyin-55 - Anlatım Bozuklukları-36*"Bir kızı olmalı insanın. Unutulmayı yüz tutmuş eski dostları hatırlatan..." "Bir kızı olmalı insanın. UnutulmayA yüz tutmuş eski dostları hatırlatan..." *" Test edilince okunanların hakikat olduğunu anlaşılır" Cümlede belirtme hal eki (-i hâli) fazla.

Nahit Topaloğlu

Isparta Mevlidi

Isparta'nın öyle bir hâli var ki, aslında bir şey söyletmiyor kendine. Anlatacağını diliyle anlatıyor, söyleyeceğini hâliyle söylüyor ve kimseye aslında söyleyecek bir şey bırakmıyor gibi..Her şehrin kendine has bir kokusu olduğu muhakkak. Bazı şehirlerin daha özeldir kokusu. Daha bir çeker içine, daha bir sarıverir. Ve onu daha adımınızı atar atmaz hissedersiniz. Isparta'nın kokusu

Havva Küçük Konur

Bu dünyadan Bir Yavuz Bülent Bakiler geçti…

Hazret-i Süleyman'a bile kalmadı dünya Baki olan bir tek Allah Bütün günahları size bırakıp Ölmüşüz elhamdülillah Yavuz Bülent Bakiler Ölüm bu hayatın en büyük gerçeği… El hak, her nefis ölümü tadacak. Ancak Orhan Veli'nin dediği gibi "Ölüm Allah'ın emri, ayrılık olmasaydı." Evet ayrılık zor geliyor insana.

Halit Yıldırım

İmtihan ve mükafat

Mutluluklar, sevinçler, hayaller ve gülümsemeler bizim için olduğu gibi üzüntüler, kederler, sıkıntılar ve öfkeler de bizim içindir. Her zaman gülüp her zaman ağlayamayız.Artısıyla, eksisiyle, üzüntüsüyle mutluluğu ile bu hayatı yaşamak zorundayız. Hayat bizim için hem inişli hem de çıkışlıdır.Aldığımız bir haber bizi oldukça mutlu edebilir, bazen de çokça üzebilir. Bu bazen

Ayşenur Sertçelik

Gassal üzerine

"Gassal, bir dua sıcaklığında sarstı, sımsıcak, yaşanmışlığın en doğal hâlleriyle dokundu yüreklere. Belki de bu doğal insan durumları yüreklerde kilitli sevdaları, çocuksu temiz duyarlılıkları taşıyanların çehreleriydi bizleri sarsan." Tolstoy yıllar önce şöyle diyordu: "Sanatı, bir fabrika ürünü gibi telakki eden bütün fikirlere

Selvigül Kandoğmuş Şahin

İstanbul Üniversitesi'ndeki mescit nasıl açıldı ve kim kapattı

Meşhur ilahiyatçı hocalarımızın hemen hepsinin hatıralarını okudum ve çok istifade ettim. Bugünlerde de Yusuf Ziya Kavakçı hocamızın "Göçüp Giderken" adıyla neşredilen hatıralarını bitirdim. Nehir söyleşi şeklinde hazırlanan eserin muhtevasını Dr. Müjdat Uluçam Bey'in soruları ve Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı hocanın bunlara verdiği cevaplar teşkil ediyor. Belirtmek gerekir ki, bu usul, bu minval üzere kaleme alınan kitapların okunmasını biraz daha kolaylaştırıyor.

Dursun Gürlek

Artık hiçbir şey

Zamanı ölçmek, saymak, bölmek ne zor iş. Masalarda, duvarlarda, ekranlarda çeşit çeşit bunca takvim. Cepte, duvarda, meydanda bunca saat. Hepsi ne içinBazen yan yana duran iki kişi, başka mevsimleri bölüşür. İnsan bir gün kendi miladını bulur. Herkesin takviminde başka bir isim durur."Sen gittin, tarih bitti, milat neyi açıklayabilir" demişti Mevlana İdris. Koca bir takvim aniden biter bazen.

Enes Batman