Kültür-Sanat / Kitap-Edebiyat

Fethiye'ye film festivali yakışıyor!

Gezginlik sahici bir eylemdir. Gezginin en temel görevi, keşfetmek ve ufkunu yükseltmektir. Bu durumda ben de "gezgin bir yazar" olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Altın Portakal Film Festivali'nden sonra Fethiye'ye geçtim.Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Fethiye Uluslararası Film Festivali'nde sinema, müzik ve sanatla dolu bir program vardı. Fotoğraf sanatçısı Ömer Balıksırtı'nın

Sayım Çınar

"Şiirin Yol İşaretleri" üzerine

Mustafa Uçurum ile yaklaşık yirmi yıllık bir edebiyat yürüyüşümüz var. "Aşkın E Hali" dergisi ile başlayan kalemdaşlığımız, zamanla arkadaşlığa ve dostluğa dönüştü. Uçurum; şiirden denemeye, hikâyeden çocuk kitaplarına kadar edebiyat sahasında hemen hemen her türde eser veren velut bir yazarımız. Onun bir diğer özelliği de

Halit Yıldırım

Yapay zekâ çağında emek: Zihni ve fiziki bileşenlere ayrılan...

Bugün 10 Kasım… Türklerin son Mareşali ve Başbuğu, Cumhuriyet'in kurucusu, fikirleriyle önümüzü aydınlatan, Zübeyde Ana'nın yetim "Mıstafası" Atatürk'ün ölüm yıldönümü… Aziz Atatürk'ü rahmet ve minnetle analım, sadece anmakla kalmayalım ama fikirlerini de yaşatalım… Ne demişti, hatırlayalım:"Beni görmek demek behemehal yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyor ve hissediyorsanız bu kafidir."

Prof. Dr. D. Murat Demiröz

Bir hayalimiz var

Neyin uğrunda tükettik ömrümüzü En son neyin hayalini kurduk Borcumuzun biteceği günün hayali mi Evlatlarımızın, aydınlık geleceğinin hayalini mi Bir evin, son model bir arabanın hayali mi Sorular uzayıp gider. Hayaller kurulmaya devam eder. Herkesin bir hayali vardır. Kimisinin hayatın bir yerine tutunmak zorunda olduğu hayalleri, kiminin kendisi için istediğini kardeşi için de istediği hayalleri…

Burak Tekiner

Emekliler ne der

Emekliler ne der İDRİS GÜNAYDIN Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz'ı dinlerken bazı notlar aldım. Şöyle: "Enflasyonun %27'ler seviyesine gerilediğini, fert başına düşen milli gelirin 15.300 dolar seviyesinde gittiğini (bir iddiaya göre de 18.000 dolar civarında) Deprem bölgesine

İdris Günaydın

Neden 5 çocuk olmasın

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2017 yılında gurbetçilere seslenirken "3 değil 5 çocuk yapın" demişti. Yıllardır süren üç çocuk ısrarının ardından Azerbaycan dönüşü gazetecilerin 'aile yılı' sorusuna Erdoğan yine "Neden 5 çocuk olmasın" cevabını verdi. Anlatalım. Erdoğan, ailenin bizim medeniyetimizin

İpek Özbey-Korkusuz

Cemil Meriç ve Dergilere Bakış

Dergilerin kültür hayatımızdaki yerini en iyi tarif eden aydınımız Cemil Meriç'tir. Ona göre "dergiler, hür tefekkürün kaleleri"dir. Kültür hayatını canlı ve dinamik tutan kaynakların başında kitap geliyorsa hemen ardından dergileri görüyoruz. Çocukluğumuzdan beri elimizden tutup bizi kütüphanelerin yüksek raflarına yükselten kutlu

Mehmet Nuri Yardım

Küçürek Hikâyeden Küçürek Romana:

"Zamanın Ruhu Üzerine Bir Düşünce" Hız ve Haz Çağı Zamanımız hız ve haz zamanı. Hayatın temposu öylesine arttı ki farkında olmadan sadeleşmeye, hatta birçok şeyden feragat etmeye başladık. Gezilerimizden, toplantılarımızdan, sohbetlerimizden, yemeklerimizden, evlerimizden, giyim kuşamımızdan... Ve elbette sanat, edebiyat ve kültür hayatımızdan da feragat ediyoruz.

Eyyüp Azlal

Gazze'nin yaralarını sarmak için TBMM'de resim sergisi açıldı

Yaşadığımız 21. yüzyılda havsalamızın alamayacağı büyük bir soykırımla karşı karşıya kaldık. 7 Ekim'den bu zamana kadar İsrail, masum Gazze halkına adeta yok etmeye ahdetmiş gibi en ileri seviyedeki silahlarıyla durmaksızın saldırdı. Ekranlardan tüm dünya ile birlikte bu acımasız, eşi benzeri görülmeyen soykırım izledik. Bombalar masum halkın üzerine yağarken Batı'da, Amerika'da,

Selvigül Kandoğmuş Şahin

Kalbe düşen hikmetler ya da gönül penceresinden münacat

Bazı sözler vardır; çağları aşar, dillerden çok kalplerde yankılanır. Hele ki bu sözler bir gönül erinden, bir hak dostundan dökülmüşse, zamanın ötesinde bir anlam taşır. Hazreti Sezâî'nin mektuplarından süzülen nasihatler de böylesi bir derinliğe sahiptir. Onun sözleri, sadece bir çağın değil, her devrin dertlerine merhem olur; gönül penceresinden bakınca, ruhun en mahrem köşelerine işler.

Mehmet Biten

Fâtih arsasından ayrılan çocuklar

Aşağıda okuyacaklarınızı, yaklaşık beş sene evvel hadis âlimi Mehmet Emin Saraç'ın vefâtı münâsebetiyle yazmıştım. Önce buyurun okuyun:"Fâtih'te altı sene oturdum. İki yılı, Okumuş Adam Sokak'taydı. Geçtiğimiz günlerde vefat eden hadis âlimi Mehmed Emin Saraç'ın oturduğu sokak. Allah rahmet eylesin, kıymetli bir âlimdi. Belki sokakta karşılaştım ama tanışmak kısmet olmadı.

Kerime Yıldız

Siyasî tövbe

"…kelâmın tabakaları, ulviyet ve kuvvet ve hüsn-ü cemâl cihetinden dört menbaı var: Biri mütekellim, biri muhatap, biri maksat, biri makamdır. Ediplerin, yanlış olarak yalnız makam gösterdikleri gibi değildir. Öyle ise, sözde kim söylemiş, kime söylemiş, niçin söylemiş, ne makamda söylemiş ise bak. Yalnız söze bakıp durma."25.SözCMK md.58–5726 SK. md.3 ile yürürlüğe giren "gizli

Nahit Topaloğlu

Eski İstanbul'un kayıp sesleri

Sermet Muhtar'ın 'Eski İstanbul'da Semtler', 'Eski İstanbul'da Yapılar ve Mekânlar' kitapları Büyüyenay Yayınları'ndan 'Eski İstanbul'un Müziği'kitabı ise Pan Yayınları'ndan çıktı. Semt-i dildârım Kadıköyü'nden Langa bostanlarına, Sinekemani Nuri Bey'in anılarına uzanan bir hüzün bu... Üstâdın gazetelerde ve dergilerde kalmış yazılarının

Taner Ay

Nâmütenahi bir çokluk ve neşe

Bizim Latincemiz Kur'an dilidir. Aldık Türkçe yaptık o kelâmı. Oradan gelir kelimelerimizin ışığı. Farsça şiirler evet okumuşuzdur, bunu bilir insanlık. Mevlâna sarsıcı bir nağme olur, ondan yükselen müziğin sesi ta kutuplardan duyulur... Türkler kurdukları Müslüman imparatorluklarda ırkçı-paranoyak olmamışlardır. Aksine peygamberlerinin kapsayıcılığına uymuş, dünyanın yarısında çok renkli çok dilli bir uygarlığı böyle kurmuşlardır.

Cem Sancar

Aşk ve deniz

Bir aşk kitabı okudum. Esas kızın 'deniz' olduğu. Esas çocuk onu çok sevmiş. Sadece pırıltılı pullarıyla salınan 'deniz kızı' formuyla, karıncanın su içtiği sakinliğiyle değil. Fırtınalı kızgınlıklarıyla, şimşek çaktığı öfkesiyle, sağanak gözyaşları, depresif dalgalarıyla. Diyor ki esas çocuk: "Denizin tuzunu dalgaların tepesinde tadan, rüzgârın şarkısıyla hayalleri çoğalan,

Filiz Aygündüz

Büyüdükçe kaybedilen şeyler

Büyüdükçe kaybedilen şeyler AHMET CAN KARAHASANOĞLU İnsan, hayatın henüz başındayken her şeyi kontrol edebileceğini sanır. Zanneder ki kaderin seyri, kendi arzularının kontrolündedir. Oysa büyümek; kalemin aslında başkasının elinde olduğunu fark etmektir. Ve bu fark ediş, insanın ilk uyanışıdır. Büyük İslam mütefekkiri

Ahmet Can Karahasanoğlu

Ömer Erinç Şiiri

Şiir şairin gördüğü gerçekten meydana gelir. Şairin duyuş, düşünüş ve algılayışıyla yaşadığı ya da yaşanabilir olan doğrudan gördüğü gerçekten. Gerçek, hayatla şairin duyumsadığı arasındaki özgür durumdan şairin özgün bir şekilde yarattığı dünyadır. Şair yaşadığı ya da yaşananı kendi dünyasından geçirerek tekrar yaşanabilecek somutlukta ortaya koyar.

Cafer Keklikçi

Ayva sarı, nar kırmızı

-Cahit Sıtkı Tarancı'ya…-Sonbahar dökülür gelir. Yaz sökülür gelir. Sen de böylesin. Dişlerin sökülür gelir. Düşlerin dökülür gelir. Aynalar neylesin. Bütün mevsimler sen/de... Bir yanın cıvıl cıvıl bahar...

Ali Hakkoymaz

Atatürk kitapları...

"Bir insanın neler yapabileceğini gösteren 20. yüzyılın olağanüstü lideri" olarak tanımlanan Atatürk için Fransız tarihçi Jean Paul Roux şöyle diyor:
 "...İnanıyorum ki bütün tarihçiler, Atatürk olmasaydı ve bilinen eylemini yapmasaydı, ortada Türkiye diye bir şey olmayacağını kabul etmektedirler... ağdaş dünyada Mustafa Kemal kadar önemli ve derin toplumsal etkilerde bulunmuş başka bir kişilik tanımıyorum".

Öner Yağcı

Cumhuriyet okuru

Cumhuriyet okuru, gazeteyi okumakla kalmaz, edindiği izlenimleri yazarlara da aktarır. Ressam, yazar, heykeltıraş, sanat tarihçisi Gürol Sözen, okuduklarından edindiği izlenimleri mektuplarla yazara da aktarır. Bu yönüyle o kendini kültürle, sanatla donatan okurlardan biridir. Dosyamı karıştırırken gözüme çarpan, 21 Eylül 2018 günkü yazıma yanıt olarak gönderdiği mektubunda görüşlerini bildiriyor:

Adnan Binyazar

Sonbahar

Sapsarı yapraklar arasından yürüyorum. Her taraf sapsarı görünüyor gözüme... Kâînat sarıyla kaplanmış sanki... Süslerini kaybeden ve giderek çıplaklaşan ağaçların altında yürürken, sonbaharın adı geçtiğinde yüreği saran o duygu, yani hüzün kapladı içimi... Adı birlikte yazılmış sanki hüznün sonbaharla... Öyle olduğundandır ki, her ikisi de birbirine âşinâ... Biri anıldığında diğeri geliyor

İsmail Bingöl

Gökler, Bulutlar ve Hayatlar

Bizi hayatta tutan, bize hayatı sevdiren şey nedir "Gök parçası, dal demeti, kuştüyü" mü Alışkanlıklarımız değil, dünyaya alışmak zorlaştırıyor ölümü. Bak serçeler daldan dala konuyor dışarıda. Bak gök bir mavi, bir beyaz, bir gri… Bak, suyun sesi geliyor ormanın içinden. Bak, çakıl taşları nasıl da parlıyor güneş altında. Çocuk sesidir duyduğun, sokaklardan çağlayarak kanına karışan.

Prof. Dr. İsmet Emre

Zincirlerini Kalbinde Taşıyanlar!

Dünün köleleri, karanlık sabahların alacakaranlığında zincirlerin uğuldayan sesiyle uyanır, acımasız kırbaçların vuruşları altında şekillenirlerdi. Hayat, efendilerinin cömertliğine (!) bağlıydı, her nefes bir ödül ya da bir ceza kadar uzak ve belirsizdi. Direnmek, kaçış umutlarından daha çok ölüme teslim olmaktı; bedenleri yalnızca

Fatih Yüksektepe

Neden okuyoruz

Güzel dinimiz İslâm, şahsî refah ve kalkınmaya odaklanmaktan ziyade toplumsal manada kalkınmayı, insanların bir arada maddî-manevî anlamda hür, kaygı ve korkularından arınmış, güven içinde huzurla yaşamalarını sağlar.Elbette bu huzur ortamı kural ve kaideler çerçevesinde gerçekleşir. Kuralsızlık, yani kanunsuzluk denilebilecek bir düzen, insan hislerinin galeyanı ile zulme ve kaosa dönüşmektedir.

H. Muharrem Okur

Kitap Molası 59; Düşüş

Yükü paylaşmak yükün anlamını da paylaşmaktır (Düşüş, s. 121) Louise Bourgeois modern sanatın anlamını yeni yollar bulmak zorunda olmamızla açıklar ve bu kesintisiz arayış sürecinin bir sonu olmayacağı için şanslı sayıldığının altını çizer. Galiba öykünün, günümüz edebiyatının en popüler türlerinin başında gelmesi sürekli yeni buluş ve oluşumlara

Nuray Alper

Isparta Mevlidi

Isparta'nın öyle bir hâli var ki, aslında bir şey söyletmiyor kendine. Anlatacağını diliyle anlatıyor, söyleyeceğini hâliyle söylüyor ve kimseye aslında söyleyecek bir şey bırakmıyor gibi..Her şehrin kendine has bir kokusu olduğu muhakkak. Bazı şehirlerin daha özeldir kokusu. Daha bir çeker içine, daha bir sarıverir. Ve onu daha adımınızı atar atmaz hissedersiniz. Isparta'nın kokusu

Havva Küçük Konur

İmtihan ve mükafat

Mutluluklar, sevinçler, hayaller ve gülümsemeler bizim için olduğu gibi üzüntüler, kederler, sıkıntılar ve öfkeler de bizim içindir. Her zaman gülüp her zaman ağlayamayız.Artısıyla, eksisiyle, üzüntüsüyle mutluluğu ile bu hayatı yaşamak zorundayız. Hayat bizim için hem inişli hem de çıkışlıdır.Aldığımız bir haber bizi oldukça mutlu edebilir, bazen de çokça üzebilir. Bu bazen

Ayşenur Sertçelik

İstanbul Üniversitesi'ndeki mescit nasıl açıldı ve kim kapattı

Meşhur ilahiyatçı hocalarımızın hemen hepsinin hatıralarını okudum ve çok istifade ettim. Bugünlerde de Yusuf Ziya Kavakçı hocamızın "Göçüp Giderken" adıyla neşredilen hatıralarını bitirdim. Nehir söyleşi şeklinde hazırlanan eserin muhtevasını Dr. Müjdat Uluçam Bey'in soruları ve Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı hocanın bunlara verdiği cevaplar teşkil ediyor. Belirtmek gerekir ki, bu usul, bu minval üzere kaleme alınan kitapların okunmasını biraz daha kolaylaştırıyor.

Dursun Gürlek

Artık hiçbir şey

Zamanı ölçmek, saymak, bölmek ne zor iş. Masalarda, duvarlarda, ekranlarda çeşit çeşit bunca takvim. Cepte, duvarda, meydanda bunca saat. Hepsi ne içinBazen yan yana duran iki kişi, başka mevsimleri bölüşür. İnsan bir gün kendi miladını bulur. Herkesin takviminde başka bir isim durur."Sen gittin, tarih bitti, milat neyi açıklayabilir" demişti Mevlana İdris. Koca bir takvim aniden biter bazen.

Enes Batman