Kültür-Sanat / Kitap-Edebiyat

Yabancı acılar, tanıdık yorgunluklar

Yabancı acılar, tanıdık yorgunluklar Ahmet Can Karahasanoğlu Baklalı'da, duvarları rutubetten yer yer dökülmüş, kesif bir idrar kokusunun hâkim olduğu kahvede, yirmili yaşlarında bir genç bulduğu sokak köpeğinin hikâyesini anlatıyor. Hayvancağızı açlıktan ölmek üzereyken bulmuş. Anlatırken gözleri yaşarıyor. Önüne konulan çay soğumuş ama aldırmıyor.

Ahmet Can Karahasanoğlu

İçtimaî ve Siyasî Sözlük (1)

ÇÜRÜYÜŞAz gittik, uz gittik. Kış gittik, yaz gittik. Söz gittik, saz gittik. Yittik mi; n'ettik Evraklar bitik, abi! Neye dokunsan çürümüş! Bir şeyler yürümüş dem ve damarlarımıza! * MİLLÎ İRADE/İDARE Görevi millet vermişse... oradan da millet alır. Milleti yormayın. Bu çizgi dışı hâller yol olur; yarın

Ali Hakkoymaz

Sindirilmişlik

Tam oldu olacak derken yarım kalıyor. Hadi bu sefer ayağa kalkıyoruz derken aslında yekinmenin altının boş olduğu ortaya çıkıyor. Tam bu sefer olacak derken olan şey yarım oluyor. Sürekli bir eksiklik hali yaşanıyor. Her defasında bir şey eksik kalıyor. Hadi bu sefer olacak, bu sefer tam olacak, hadi ayağa kalkıyoruz diye düşünürken bunların olmaması insanları sindiriyor. Nasıl mı,

Cafer Keklikçi

Songül Özel'in Yitik romanı üzerine

Kabrimde kendimi görmeden enseledim Canım ten ülkesinde şerha şerha yatmakta Erbain/ Songül Özel "Herkesin bir yitiği vardır elbet. Kimi sevdiklerini kimi özlemlerini kimi de hayallerini yitirmiştir bu âlemde." Bu satırlar şair/yazar Songül Özel'in Yitik romanın tanıtım bülteninden alındı.

Halit Yıldırım

Tevfik Fikret'in aynasında gençlik

Ömrün anlam kazanmaya başlaması, yaşamın öznesi olma yolunda atılan adımlara bağlıdır. İnsanın bebeklik süreci büyüklere bağlı olduğu için bu süreçte atılan adımlar yalnızca özne olma ve çocukluğa hazırlanma dönemidir. Nesne olmaktan çıkıp özne olmaya doğru gidiş, insan olma yolundaki çocuklukla başlayan, gençlikle süren en önemli dönemdir ve insanlaşma savaşımının öznesidir gençlik.

Öner Yağcı

Diyanet, hutbelerin diri tutuyor

Diyanet, hutbelerin diri tutuyor İdris Günaydın Son haftalarda Diyanet, toplumsal konulara değinen hutbeler irad edince, bu durum müminlerin imanlarını artırdı, kafirlerin hasiretini. Onlar istiyorlar ki; Diyanet eski hımbıl dönemine dönsün. Alabildiğine eleştirelim fakat gıkı çıkmasın. Bizler de hutbeleri değil Diyanet'in varlığını sorgulayalım.

İdris Günaydın

Omurga

Omurga, vücudu dik tutan, hareketi sağlayan ve omuriliği koruyan temel iskelet yapısıdır. 33 omurdan oluşur ve beş bölüme ayrılır: boyun, sırt, bel, sakrum ve kuyruk sokumu. Omurga sağlığı, duruş bozuklukları, fıtık ve sinir sıkışmalarını önlemek için önemlidir. Omurganın en önemli görevlerinden biri, omuriliği koruyarak merkezi sinir sisteminin güvenliğini sağlamaktır.

İpek Özbey-Korkusuz

Düşünmenin yalnızlığı!

İnsan; düşündükçe ağırlaşır, öğrendikçe derinleşir, hissettikçe hassaslaşır, sevdikçe olgunlaşır, anladıkça yalnızlaşır, yalnızlaştıkça yalınlaşır, yalınlaştıkça da kendini yeni baştan inşâ eder. Bu meşakkatli süreçte ruhuna kazıdığı her yeni hakikat, gönlüne bir kat daha yük bindirir. Zira insan-ın "olma"

Fatih Yüksektepe

Nefes

Her insanın en doğal hakkıdır nefes. Allah'ın verdiği en büyük hazinedir. Yaşamın anahtarı, hayatın sırrı, ömrün mutluluğudur nefes. Aslında her canlıya bedelsiz verilen mucizedir. Doğduğumuz andan itibaren can dostumuzdur, son nefese kadar. Aldığımız ve verdiğimiz nefesle yaşarız. Bütün bedenimiz teneffüs ettiğimiz oksijenle harekete geçer canlanır, kan dolaşır, bütün hücrelerimiz beslenir.

Ayşenur Sertçelik

Gazze Düşerse İnsanlık Ölür

Öyle bir utanç vesilesi ki bu, yazısını yazmaktan, yürüyüşünü yapmaktan, tel'in etmekten utanır hale geldik. Söz eyleme dönüşmüyorsa susmalı değil mi Yürümek yolları aşındırmıyorsa neden sokaklara çıkmalı ki Lanetlemek fatura ödetmiyorsa çenesini kapatmalı değil mi Kurşuna dönüşmeyen cümle yerini çakıl taşının sertliğine bırakmalı… Yakmayan ateş sönsün, ısırmayan köpek havlamasın… Biz

Prof. Dr. İsmet Emre

Kıbrıs Şehrengizi

Benim Kıbrıs sevgimin üzerinden yarım asır geçti. O zaman henüz çocuktum, 14 yaşındaydım. Şehrimizde olağanüstü bir hâl yaşanıyordu. Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu yüzlerce kişi, çarşıdan geçip Siirt Askerlik Şubesi'ne doğru yürüyordu. Ben de peşlerine takıldım. Kalabalık, yol boyunca coşkulu biçimde marş okuyordu. Binanın önüne vardık. Gençler Kıbrıs Barış Harekâtı için "gönüllü"

Mehmet Nuri Yardım

Binlerce hayatı yaşamak için, oku!

Okuma yazmayı dört buçuk yaşımdayken Faruk Geç'in Hürriyet'te ve Selma Emiroğlu'nun Doğan Kardeş'te yayınlanan çizgi romanlarından kendi kendime öğrendim. O yaştan sonra da kitapları elimden hiç bırakmadım. "Teksas Tommiks" tutkumu sonraya bırakıyorum, çizgi roman denilmez "Teksas Tommiks" denilirdi, bu yazıda sadece yaşamıma şeker şurubu lezzetini veren romanlara ayıracağım.

Taner Ay

Trump'tan Ağustos'ta Rapsodi

Bundan 80 yıl önce, 6 Ağustos Pazartesi günü saat 8.15'de, ABD, "Little Boy" adındaki Uranyum-235 tipi nükleer bombayı, Hiroşima Şehri'ne attı. Japonların, sokakta yoğun oldukları saat seçilmişti. Daha önce, bomba atmayı planladıkları bölgelere hava saldırısı olmayacağını duyurarak buraların göç alması da temin edilmişti ki ölenlerin sayısı fazla olsun. ABD, üç gün sonra

Kerime Yıldız

Kalamış'ta "Selvi Boylum Al Yazmalım"

Sinemamızın unutulmaz yapıtlarından "Selvi Boylum Al Yazmalım" filminin 2010 yılında restore edilen kopyasını yeniden izleme fırsatı buldum, hem de kiminle biliyor musunuz, Türkan Şoray'la.Nerede mi Kalamış Atatürk Parkı'nda düzenlenen, Kalamış Yaz Festivali'nde.Bu film Cengiz Aytmatov'un 1970 yılında yayımlanan "Kırmızı Eşarp" adlı romanından, bu sene kaybettiğimiz Ali Özgentürk tarafından senaryolaştırıldı.

Sayım Çınar

Balkanlar Rüyası

Bir süredir seyahat etmek, öncelik sırasını gezip görmeye ayırmaktan çıktı, ucu bucağı olmayan bir anlama ve öğrenme iştiyakına dönüştü bende. Tarihin efsunlu koridorlarını adımlamak, asırlık yapıların taştan, ahşaptan peçelerini kaldırarak onlarla göz göze gelmek, mekânların heybetli ve asil duruşlarından zamanın tecrübelerini dinlemek ve duyup gördüklerimi gücümün erdiğince kâğıtlara dökebilmek

Nuray Alper

"Siyah çadır yandırılsa.."

Münazarat'ta meşrutiyeti istemeyenler, sürekli Üstada soruyorlar. "Eski düzen gelmeyecek mi" O da diyor eski hâl muhal, ya yeni hâl, ya izmihlâl.. Tekrar devam: "Sultan Hamid dönemi gelmeyecek mi" Cevap veriyor: "Şu siyah çadırınız yandırılsa, parça parça olsa yeniden çadır yapılır mı"Bu örneği eskiye dönüşün hiçbir zaman gerçekleşmeyeceği şeklinde okumak

Havva Küçük Konur

Yeni Tapınak: Küreselleşmenin Dijital Dini

2025 dünyasında yaşıyoruz: Soğuk Savaş sonrası umutlarla inşa edilen çok-kutupluluk tahayyülü, günümüzde yerini algoritmaların yönettiği yeni bir dijital monarşiye bırakmış durumda. Artık çok-merkezlilik bir gerçeklik değil, bir nostalji. Küreselleşme, bir zamanlar demokrasi, özgürlük ve ilerleme vaat ederken; şimdi dijital platformların, veri tekellerinin ve sermaye akışlarının

Mehmet Biten

Edatların yanlış kullanımı (4)

Şapka Deyip Geçmeyin-47 - Anlatım Bozuklukları-28"Hem de" edatının hatâlı kullanımıyla alâkalı mebzul misalleri önceki yazımızda da göstermiştik. Mebzûliyetine binâen biraz daha: * "...çok büyük şüphe, endişe, HEM DE kaygılarım vardır..." *"... havada şu yüksek oranda hiç hesaba katılmayan/katmadığınız şu rutubet, HEM DE neminiz varsa..."

Nahit Topaloğlu

Gazzeli Amir

Gazze yorgun… Her gün biraz daha düşüyor sessizliğin, yıkımın, acının ağırlığıyla. Dört bir yanımızı saran karanlık temaşalar, yüreklere kazınan haber bültenleriyle büyüyor. Akşam ekranlarında, ajanslar yine şehit edilen kadın ve çocukların sayısını bildiriyor. Gazze'de yıkıntıların üzerinde gezinirken titreyen kameralar ve ayakta durmakta zorlanan muhabirlerin yüzlerindeki

Eyyüp Azlal

Kaosta yalnız yürüyeceksin

Rüyalarımızda bazen hep kaybettiğimiz, arayıp durduğum bir eşyamız vardır. Bir çanta, bir cüzdan. Yeni bir kimliğin kapısındasın da ondan, diye yorumlar ışıklı biri. Yorumlayan da rüyada mıdır Belki... *** Sürekli bir farkındalık hâlinde olmak, yeni bir gözle görmek yaşayıp durduklarımızı.

Cem Sancar

Elektrik süpürgesini hatırlayarak uyanmak

Şu kavurucu sıcaklarda, buz gibi bir sinema salonunda iyi film izlemek neredeyse imkânsız. Etraf, korku ve cin filmlerinden geçilmiyor. Neyse ki zaman zaman vizyona biraz hareket katmak, korkmadan film izlemek isteyenlerin gönlünü almak için iyi filmlere de yer veriliyor. İyi ve eski(meyen) filmler. Bunlardan biri de 18 Temmuz'da vizyona giren "Eternal Sunshine of the Spotless Mind

Filiz Aygündüz

Büyük hizmet görecek hisler

H. MUHARREM OKUR - ARDA BİLİKBir hizmet ki maddî-manevî menfaatin en küçüğüne yer yok. Bir hizmet ki his ve heveslerin perdelerini yırtmış. Asrımızın Kur'ân tefsiri Risale-i Nurları ve müellifi Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin hayatını inceleyen insaf ehli her kesim bu iman mücadelesini hayretlerle takdir edecektir. Bu iman mücadelesini yürüten ve Said Nursî Hazretlerinin etrafında

H. Muharrem Okur

YAŞLANMA SANATI

"Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapılabileceklerini engellemesine izin verme." "Hatırlar mısın, sen doğduğunda ağlıyordun ve etrafındaki herkes gülüyordu. Öyle bir hayat sür ki, sen öldüğünde herkes ağlasın, senin yüzünde ise anlamlı bir gülümseme olsun."(Eski bir tapınak yazıtından-Xsenius İ.Ö.9.yy)

İsmail Bingöl

Ağaç yazışmaları

Her fırsatta kurtuluşu kentlerden kaçıp canını yeşillikler arasına atan arkadaşım Yusuf Gezgör'ün yıllar önce gönderdiği ağaçlarla ilgili bir mektubu geçti elime. Gezgör'ün yazdıklarını okurken iklimlerin özelliğini yitirdiği şu son günlerde bedenimi okşayıcı serinlikler sardı. Oysa öyle bir sıcaklık ki böyle giderse gücü, her yönden cennet yurdumuzu altüst ederek cehenneme çevirecek...

Adnan Binyazar

Ya rahmet ya incirlik

Bir şiir ateşleYa rahmet ya İncirlik… Bir Raşit Ulaş şiirinin başlığı. Hassasiyet sahibi bir kalem, yaramızı deşen mısralar… Şairin sırtını dayadığı en muhkem kale; geleneğimiz. "hassan bin sabit'in dilinde bir kılıç /benim sırtımda kocaltan bir yük" Bu yükü "Ömer'lerin Gidişleri Üzerine" şiirinde daha iyi görüyoruz:

Burak Tekiner

Gassal üzerine

"Gassal, bir dua sıcaklığında sarstı, sımsıcak, yaşanmışlığın en doğal hâlleriyle dokundu yüreklere. Belki de bu doğal insan durumları yüreklerde kilitli sevdaları, çocuksu temiz duyarlılıkları taşıyanların çehreleriydi bizleri sarsan." Tolstoy yıllar önce şöyle diyordu: "Sanatı, bir fabrika ürünü gibi telakki eden bütün fikirlere

Selvigül Kandoğmuş Şahin

İstanbul Üniversitesi'ndeki mescit nasıl açıldı ve kim kapattı

Meşhur ilahiyatçı hocalarımızın hemen hepsinin hatıralarını okudum ve çok istifade ettim. Bugünlerde de Yusuf Ziya Kavakçı hocamızın "Göçüp Giderken" adıyla neşredilen hatıralarını bitirdim. Nehir söyleşi şeklinde hazırlanan eserin muhtevasını Dr. Müjdat Uluçam Bey'in soruları ve Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı hocanın bunlara verdiği cevaplar teşkil ediyor. Belirtmek gerekir ki, bu usul, bu minval üzere kaleme alınan kitapların okunmasını biraz daha kolaylaştırıyor.

Dursun Gürlek

Sermaye birikimi yerine servet birikimi: Yerli ve milli ekonomimizin...

Sevgili meslektaşım Hakkı Öztürk'le sohbetlerimizin ilhamıyla bugün size iktisat teorisindeki önemli konulardan biri olan servet ve sermaye birikimi üzerinden Türkiye'de son dönemde yaşadığımız anormal gelir dağılımı adaletsizliğinin arkasındaki yapısal problemi anlatmaya çalışacağım. Burada Marx'ın artı değer teğer teorisi ve onun geliştirdiği hayali sermaye kavramından da yararlanacağım. İyi okumalar.

Prof. Dr. D. Murat Demiröz

Artık hiçbir şey

Zamanı ölçmek, saymak, bölmek ne zor iş. Masalarda, duvarlarda, ekranlarda çeşit çeşit bunca takvim. Cepte, duvarda, meydanda bunca saat. Hepsi ne içinBazen yan yana duran iki kişi, başka mevsimleri bölüşür. İnsan bir gün kendi miladını bulur. Herkesin takviminde başka bir isim durur."Sen gittin, tarih bitti, milat neyi açıklayabilir" demişti Mevlana İdris. Koca bir takvim aniden biter bazen.

Enes Batman