Kültür-Sanat / Kitap-Edebiyat

Yitiksöz Dergisi ve Duran Boz

"Edebiyat şehri" olarak anılan Kahramanmaraş, yakın dönem Türk edebiyat tarihinde önemli bir yere sahip olan "Yedi Güzel Adam" ekolünün doğduğu şehir olarak öne çıkmıştır. Kahramanmaraş'ın bu güçlü edebî çıkışı, Yedi Güzel Adam'ın öncülüğünde başlamış; şehirde yetişen diğer şairler, kurulan dergiler ve kültürel hareketlerle daha da zenginleşerek köklü bir edebiyat geleneğine dönüşmüştür.

Eyyüp Azlal

Cumhurbaşkanımız alınmasın, kusura da bakmasın!

Geçtiğimiz 20 Kasım'da düzenlenen Âile ve Kültür-Sanat Sempozyumu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır hasretini çektiğim şu cümleleri söyledi: "Beyler alınmasın, kusura da bakmasın ama kadınlar, çocuk yetiştirme noktasında çoğu zaman eşlerinden gerekli desteği göremiyor." Cumhurbaşkanımız

Kerime Yıldız

Entelektüel casusluk romanı hasretimiz bitti

70'lerin polisiye ve casusluk romanları tutkunu olarak, entelektüel derinliği olan yerli bir casus romanı hasreti çekiyordum. Aradığımı Mustafa Ali Yurdupak'ın 'Gündönümü Harekâtı' ile buldum. Bu roman, detay zenginliği ve sevimli 'Amcabey' karakteriyle klasik casusluk kurgularını aşıyor. Bu denli iyi bir eserin kapitalist edebiyat pazarında niçin 'sükût suikastı'na

Taner Ay

Dünyaya güzellik satıyor, peki kendi kırışıklıkları

Bugün sizinle sosyal medyadaki bir tartışmayı paylaşacağım. Şöyle diyor kullanıcılar... "Kadın L'Oreal'in sahibi ve alnı kırışık dolu. Okuduğuma göre mitoloji hakkında kitap yazıyor, bilim ve sanat projeleri fonluyormuş. Bu kadının dış görünüş kaygısı yok mesela, ne kadar ilginç." Bir diğeri, şöyle yanıt veriyor, "Sadece tek

İpek Özbey-Korkusuz

Yoksul ve onurlu babaların dramı

Yoksul ve onurlu babaların dramı AHMET CAN KARAHASANOĞLU Öyle anlar vardır ki kimse duymaz, ama derin acıların çığlıkları siren çalar. Bir yoksul babanın hayatıdır sadece o sirenin sesini duyan. Cebinde taşıdığı bozuk paraların miktarı kadardır umudu. İstanbul'un kenar mahallelerinde sabahın ilk ışıklarıyla evinden çıkar o baba. Çocuklarının uyku kokusu asılı kalır geride.

Ahmet Can Karahasanoğlu

Bediüzzaman'ın ders arkadaşları

H. MUHARREM OKUR - ARDA BİLİKHadîs-i şeriflerin ihbarıyla peygamber vârisleri oldukları belirtilen yüksek âlimler, asırlarında geniş kitleleri hakikate ulaştırmakta hizmet etmişlerdir. Bu âlimlerin ortak özellikleri hangi şartta olursa olsun iman hizmetleriyle etraflarını tenvir etmeleridir. İster bir çocuk, ister bir dilenci, isterse de bir hükümdar olsun bu âlimlerin muhatabı olarak hakikat

H. Muharrem Okur

Yapay zeka çağında sınıflar, sömürü ve orta çağ feodalizmi 2.0...

Yapay zekâ ve robotik, emekçi sınıfı ortadan kaldırmıyor; biçim değiştiriyor. Artı-değerin yanına artı-zamanı, artı-veriyi ve artı-öngörüyü ekleyen yeni bir sömürü rejimi doğuyor. Eğer bu düzen denetlenmezse, karşımıza 'Orta Çağ Feodalizmi 2.0' diyebileceğimiz dijital bir serflik düzeni çıkabilir.Bu yazı benim YeniBirlik'te 700'üncü yazım. Zaman su gibi akıp

Prof. Dr. D. Murat Demiröz

Okumuş (susmuş)lara açık (açık) mektup

-Münevverleri vazifeye çağırmanın vaktidir.-Muhterem münevverler, Diplomalarınızın (milletin üzerinizdeki hakkın) hakkını vermeyi ne zaman düşüneceksiniz Ülkemizin düşmüş olduğu aklî, kalbî, içtimaî, siyasî, iktisadî, ahlâkî ve daha daha sıkıntılardan -vakit geçirmeden- nasıl kurtuluruzun reçetesini (okuduklarınızın, tecrübelerinizin ışığında) dile getirmek için akıl ve kalp kollarınızı ne zaman sıvayacaksınız

Ali Hakkoymaz

Görev insanın

İnsan ömrünün bir kısmı olan on yıllar, toplum yaşamının duraklarıdır. Ulusal Kurtuluş Savaşı'yla emperyalizmin boyunduruğunu kırarak 1923'te doğan genç Cumhuriyetimiz, 1930'lu yıllarda olağanüstü devrimci atılımlarla büyümeye başladı. Yazık ki 1940'ların sonunda Amerikan emperyalizminin Yeni Düzen, Hür Dünya, Soğuk Savaş, Yeşil Kuşak kuşatmasının tercih edilmesi bugünleri hazırladı.

Öner Yağcı

Eğer Kemalistler...

Eğer Kemalistler... İDRİS GÜNAYDIN Recep Tayyip Erdoğan eğer inançsız olsaydı, iki sınıfın banko adayı idi. Öve öve bitiremezler, inançlarında sakınca olmadığı için Kemalistler tapar, Süleymancılar da mehdi ilan ederlerdi. Tayyip Erdoğan bütün zamanların en başarılı lideri olduğu halde yine de yaranamıyor.

İdris Günaydın

Erken yaşta okur yetiştirmek

Okuma kültürünün yetkin kişilerinden Prof. Dr. Sedat Sever, 13 Kasım 2025 günkü Cumhuriyet'teki "Erken yaşta okur yetiştirmek" başlıklı yazısına şu görüşle başlıyor: "Edebiyat yapıtları, Montaigne'in belirlemesiyle, 'bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize' kılavuz olan estetik birer

Adnan Binyazar

Özcan Ünlü'nün Rüya Defteri

Bir şiir kitabını elinize aldığınızda sessiz bir ortam istersiniz. Ancak tam bir sessizlik konsantrasyonunuzu bozabileceği için kısık da olsa bir müzik bu sessizliğe başka seslerin karışmaması için perde görevi görebilir. Bilmem farkında mısınız çoğu insan bir şiir kitabını kendi iç sesi ile okur. Bu aslında doğaldır belki de olması gereken de budur. Ne var ki ben elime

Halit Yıldırım

Şehre Dair Düşünceler-1

Şehir… Kişi an gelir yalnızlığını paylaşır onunla, an gelir; gecenin karanlığında kendine sohbet arkadaşı eder onu, mısralarla, cümlelerle, çektiklerini, yaşadıklarını, hissettiklerini, en koyu ıstırabını, sevincini anlatır ona, an gelir; seyrine meftun olduğu dağına, ovasına türkülerle seslenir, rahmet okur bu toprakları bırakanlara, Fatihalar gönderir. Şehir böyle bir şeydir; şairin, yazarın,

İsmail Bingöl

Kitapçılar Sokağı

Ömrümün 47 yılı, güzelim semtimiz Bâbıâli'de geçti. Eski Cağaloğlu'nda gazeteler, yayınevleri, matbaalar, mücellitler, kitapevleri vardı. Fikrin, kültürün ve sanatın soluklandığı bir açık hava müzesi gibiydi. Alayköşkü Caddesi'nin köşesindeki Büyük Doğu Yayınları'nın bitişiğindeki binayı Bedir Yayınevi mesken edinmişti. Çaprazında ise Üretmen Han ve onlarca yayınevi. Tabii

Mehmet Nuri Yardım

Hayatı Aşırılıklarımız Zehirliyor

Hayatı aşırılıklar zehirliyor. Kötülüğün beslendiği yer, tam da orasıdır. Bencillik duygusunun iç sesidir aşırılık. Dünyayı verseniz yine de karnı doymaz, biraz daha, biraz daha der aşırılığın içsesi; insanı biteviye tatminsizliğe davet eder. Son aşamada sefalet de sefahat da aşırılığa dairdir. Sefalet tefrit noktasındaki açlığa, sefahat ifrat noktasındaki tokluğa işaret ederek insanı mutsuzluk

Prof. Dr. İsmet Emre

Hayat bir bavula sığar mı

Merak ettiğim bir konu vardı... VakıfBank Kültür Yayınları edebiyat editörü Hazal Bozyer'e sordum:"Yahya Kemal kitapları yayına nasıl hazırlandı"İşte cevabı: "Yahya Kemal, modern Türkçe şiirinin kurucu isimlerinden olmasına rağmen sağlığında hiçbir kitabını yayımlamamış bir şairdir. Yahya Kemal - Bütün Şiirleri bu nedenle,

Sayım Çınar

Değişim ve muhafaza

Değişim esas, fakat insan neyi değiştirip neyi muhafaza etmesi gerektiğini iyi bilmeli. Günün birinde içimdeki Geylâni kaldırınca başını, açınca yüzünü; "oğlum sen bu değilsin, topla kendini, ilmi tahkik et, iz sür, bitsin bu gereksiz şamata" deyince... Bendenizde şafak atmıştı. ***

Cem Sancar

Bodrum'un ilk aşkı

Cevat Şakir Kabaağaçlı namıdiğer Halikarnas Balıkçısı "Mavi Sürgün" adlı kitabında şöyle der: "Hayat, bir yerde değil insanda olur. Yaşamak, gönlü de dünyayı da aşar taşarcasına hayatla doldurmak demektir." Tam da böyle yaşadı. Hem gönlünü hem dünyayı aşar taşarcasına hayatla doldurdu. Peki bunu nasıl yaptı Soruya verilen en yeni cevap, Antalya Altın Portakal Film Festivali

Filiz Aygündüz

Zamanda Bir Pusula'nın Tokat İzlenimleri

​Şehirler insanlarıyla özdeş; mahcup, çok sesli, sessiz, hürmetkâr, mistik, seviyeli, samimi, saygılı. Ya da şöyle belki, dost çehreleri nasıl bir profil çizmişlerse zihin ve gönül dünyamızda onun somut hâli her biri. Edebiyatımın şekillendirdiği istikâmetin şehirlerinden Tokat... Yaklaşık dört sene önce gitmiştim en son, dört sene evvelinde çok kereler kalem vesilesiyle

Nuray Alper

Bir hayalimiz var

Neyin uğrunda tükettik ömrümüzü En son neyin hayalini kurduk Borcumuzun biteceği günün hayali mi Evlatlarımızın, aydınlık geleceğinin hayalini mi Bir evin, son model bir arabanın hayali mi Sorular uzayıp gider. Hayaller kurulmaya devam eder. Herkesin bir hayali vardır. Kimisinin hayatın bir yerine tutunmak zorunda olduğu hayalleri, kiminin kendisi için istediğini kardeşi için de istediği hayalleri…

Burak Tekiner

Gazze'nin yaralarını sarmak için TBMM'de resim sergisi açıldı

Yaşadığımız 21. yüzyılda havsalamızın alamayacağı büyük bir soykırımla karşı karşıya kaldık. 7 Ekim'den bu zamana kadar İsrail, masum Gazze halkına adeta yok etmeye ahdetmiş gibi en ileri seviyedeki silahlarıyla durmaksızın saldırdı. Ekranlardan tüm dünya ile birlikte bu acımasız, eşi benzeri görülmeyen soykırım izledik. Bombalar masum halkın üzerine yağarken Batı'da, Amerika'da,

Selvigül Kandoğmuş Şahin

Kalbe düşen hikmetler ya da gönül penceresinden münacat

Bazı sözler vardır; çağları aşar, dillerden çok kalplerde yankılanır. Hele ki bu sözler bir gönül erinden, bir hak dostundan dökülmüşse, zamanın ötesinde bir anlam taşır. Hazreti Sezâî'nin mektuplarından süzülen nasihatler de böylesi bir derinliğe sahiptir. Onun sözleri, sadece bir çağın değil, her devrin dertlerine merhem olur; gönül penceresinden bakınca, ruhun en mahrem köşelerine işler.

Mehmet Biten

Siyasî tövbe

"…kelâmın tabakaları, ulviyet ve kuvvet ve hüsn-ü cemâl cihetinden dört menbaı var: Biri mütekellim, biri muhatap, biri maksat, biri makamdır. Ediplerin, yanlış olarak yalnız makam gösterdikleri gibi değildir. Öyle ise, sözde kim söylemiş, kime söylemiş, niçin söylemiş, ne makamda söylemiş ise bak. Yalnız söze bakıp durma."25.SözCMK md.58–5726 SK. md.3 ile yürürlüğe giren "gizli

Nahit Topaloğlu

Ömer Erinç Şiiri

Şiir şairin gördüğü gerçekten meydana gelir. Şairin duyuş, düşünüş ve algılayışıyla yaşadığı ya da yaşanabilir olan doğrudan gördüğü gerçekten. Gerçek, hayatla şairin duyumsadığı arasındaki özgür durumdan şairin özgün bir şekilde yarattığı dünyadır. Şair yaşadığı ya da yaşananı kendi dünyasından geçirerek tekrar yaşanabilecek somutlukta ortaya koyar.

Cafer Keklikçi

Zincirlerini Kalbinde Taşıyanlar!

Dünün köleleri, karanlık sabahların alacakaranlığında zincirlerin uğuldayan sesiyle uyanır, acımasız kırbaçların vuruşları altında şekillenirlerdi. Hayat, efendilerinin cömertliğine (!) bağlıydı, her nefes bir ödül ya da bir ceza kadar uzak ve belirsizdi. Direnmek, kaçış umutlarından daha çok ölüme teslim olmaktı; bedenleri yalnızca

Fatih Yüksektepe

Isparta Mevlidi

Isparta'nın öyle bir hâli var ki, aslında bir şey söyletmiyor kendine. Anlatacağını diliyle anlatıyor, söyleyeceğini hâliyle söylüyor ve kimseye aslında söyleyecek bir şey bırakmıyor gibi..Her şehrin kendine has bir kokusu olduğu muhakkak. Bazı şehirlerin daha özeldir kokusu. Daha bir çeker içine, daha bir sarıverir. Ve onu daha adımınızı atar atmaz hissedersiniz. Isparta'nın kokusu

Havva Küçük Konur

İmtihan ve mükafat

Mutluluklar, sevinçler, hayaller ve gülümsemeler bizim için olduğu gibi üzüntüler, kederler, sıkıntılar ve öfkeler de bizim içindir. Her zaman gülüp her zaman ağlayamayız.Artısıyla, eksisiyle, üzüntüsüyle mutluluğu ile bu hayatı yaşamak zorundayız. Hayat bizim için hem inişli hem de çıkışlıdır.Aldığımız bir haber bizi oldukça mutlu edebilir, bazen de çokça üzebilir. Bu bazen

Ayşenur Sertçelik

İstanbul Üniversitesi'ndeki mescit nasıl açıldı ve kim kapattı

Meşhur ilahiyatçı hocalarımızın hemen hepsinin hatıralarını okudum ve çok istifade ettim. Bugünlerde de Yusuf Ziya Kavakçı hocamızın "Göçüp Giderken" adıyla neşredilen hatıralarını bitirdim. Nehir söyleşi şeklinde hazırlanan eserin muhtevasını Dr. Müjdat Uluçam Bey'in soruları ve Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı hocanın bunlara verdiği cevaplar teşkil ediyor. Belirtmek gerekir ki, bu usul, bu minval üzere kaleme alınan kitapların okunmasını biraz daha kolaylaştırıyor.

Dursun Gürlek

Artık hiçbir şey

Zamanı ölçmek, saymak, bölmek ne zor iş. Masalarda, duvarlarda, ekranlarda çeşit çeşit bunca takvim. Cepte, duvarda, meydanda bunca saat. Hepsi ne içinBazen yan yana duran iki kişi, başka mevsimleri bölüşür. İnsan bir gün kendi miladını bulur. Herkesin takviminde başka bir isim durur."Sen gittin, tarih bitti, milat neyi açıklayabilir" demişti Mevlana İdris. Koca bir takvim aniden biter bazen.

Enes Batman