Kültür-Sanat / Kitap-Edebiyat

Hakikat ve yalanın savaşı - Ân diyarı (59)

Bilgin Abi diyor ki:Kendimizden çok başkalarıyla yatıp kalkıyoruz. Şimdi'den çok geçmiş ve gelecekle oyalanıyoruz. İçimizden çok dışımızla uğraşıyoruz. Her ân bir ayrılığı yaşadığımızı pek hissetmiyoruz. Nefeslerimizi duymadan yaşıyoruz nerdeyse. Uyuyup uyanıp "dünya" soluyoruz.

Ali Hakkoymaz

İnsanlar köpekleşirse

Bir grup kadın bir meydanda toplanmış köpek gibi havlıyor. Bana sorarsanız köpeklerden daha iyi yapıyorlar derim. Köpeği taklit etmek az şey mi Bunlarınki köpeği taklit değil tam köpekleşmek. Şunu kendilerine hatırlatayım ki insanlar veya insanım diyen mahlûklar köpekleşebilir ama köpekler asla insanlaşmazlar. Onlar köpek olarak kalacak. Merak bu ya, neden bazıları

İdris Günaydın

Sen yoksun diye!

"Müjdecim!" İnsan, seninle anlam kazandı; seninle manasına kavuştu, varlık. Sen yoksun diye, yüzler gülmüyor; tahammül sınırını aştı hayat. Yokluğunu fırsat bilenler, kan gölüne çevirdiler dünyayı. Kuzey, güneyi eziyor; kara bulutlar çöküyor, semadan tüm evrene Yaradan'ın üstünlük

Tarık Sezai Karatepe

Sadık Hidayet'in İran'ı

Bir süredir İran'daydım. Daha önce de buraya geldiğim için, fazla yabancılık çekmedim.İslam tarihindeki en acı olaylardan biri Kerbela meselesidir.Yas tutanlar, Kerbela'da şehit edilen Hazreti Muhammed'in torunu Hazreti Hüseyin'i dualarla andı.Bu olay Tahran'daki yas sürecine beni daha çok yaklaştırdı. İran'ı anlamaya çalışmak, dünyaya daha farklı bir şekilde bakmayı öğretti.

Sayım Çınar

O mukaddes iklimden dirilmeden gelinmez

''Hac meşakkattir'' buyurmuş Kainat Efendisi. Evet, Amenna ve saddakna. Hac meşakkattir. Mükafatı da kat kattır. Bu mükafata ermek ve rahmet tarlasından mağfiret başakları dermek için Beytullah'ın etrafında aşk ile dönmeli. Safa-Merve arasında emin adımlarla yürümeli, heyecanla koşmalı,

Bülent Acun

İnce şeyleri 'anlayan' bir kitap

Gülten Akın ilk olarak lise sonda gittiğim üniversiteye hazırlık dershanesinin yaptığı deneme sınavında soru olarak çıktı karşıma. Şair bu dizelerde ne anlatmaktadır"Ben yalnızlığımı gözlerim gibi taşıdım hep Unutmak olmazdı, unutmadım"Benim böyle donakaldığım karşılaşma anlarım vardır. O an da öyleydi. Dizeleri art arda defalarca okuduğumu hatırlıyorum

Filiz Aygündüz

Köpekmanya

Ne eksantrik zamanlardayız. Bazıları gerçekten beynini aldırmış. Bir başıboş köpek sorunu var ama esas olarak bir "Neandertaller" sorunu daha çok var. Bir geri tekâmül, "kuyruksuz primata geri dönme" sendromu... Öyle ki kendine sosyalist diyen (hem de kadın) bir milletvekili, imamı öldürmekten, evin önünde oynayan çocukların üstüne kızgın yağ dökmekten bahsediyor,

Cem Sancar

Niçin gençler

H. Muharrem Okur Arda BilikGençlik nimeti, insanlık tarafından tüm asırlarda büyük önem verilen nimetlerden birisi olmuş. Gençlik, gençlerimiz vb. kavramlar hâlâ en çok üzerinde durulan kavramlardan. İnsanın en hareketli, dinamik, fikirlerine yön verilebilen zamanlarını ifade edebilen bu "Gençlik" doğruya kanalize edilirse paha biçilmez nimetlere vesile olabilirken,

H. Muharrem Okur

Filistin için 'lakin, ama, fakat' demeden korkusuz net olmak...

İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği (AYBİR) tarafından hazırlanan "Kültür Sanat Camiasının Soykırımcı İsrail'e Karşı Tutumu" başlıklı raporunun sunumu İstanbul'da Rami Kütüphanesinde yapıldı. Raporu Aybir Başkanı Prof. Dr. Fatih Savaşan ve Doç. Dr. Mustafa Aslan okudu. Toplantıya çok sayıda gazeteci, aktivst ve vatandaş katıldı.

Ahmet Dur

Teveccüh

Onların hediyeleri ihlas, samimiyet, edep, hayâ, vefa, sadakat, muhabbet, huşu, gayret, istikamet, riyazet, ibadet, marifet, letafet, hilim gibi güzel hasletlerdi. Bir bir getirip teslim ettiler bahçıvana. Bahçıvan her bir çiçeğine su verir gibi bu hediyeleri tek tek ikram ve taksim etti. Tıpkı olanca şefkatiyle pencere önü begonyasını, sardunyasını, ıtırını sulayan; sularken

Serdar Demir

'Bir kâğıdın iki yüzü'

Yazın, eğitim ve bilim dünyasını aydınlatan, ürettiği yeni sözcüklerle Türkçe düşünmenin yolunu açan, onu aşkın deneme kitabıyla düşünmenin, duyumsamanın en etkili aracının "dili iyi kullanma" olduğunu kanıtlayan Emin Özdemir'le dostluğunu şöyle tanımlıyor Adnan Binyazar:"Yaşamının son evresinde, çok sevdiği

Öner Yağcı

Ev köpekleri

Aziz Nesin yıllar önce Berlin'de, "Burada köpek, çocuğun yerini almış!" demişti. Bu saptama, köpek sevgisini insan sevgisiyle eş tutup ona yoldaş olanlar açısından da geçerlidir. Köpeği koruması altına alanlar, eve sokmakla kalmıyor, ona özgü temiz barınma yerleri, yemelerini içmelerini kolaylaştırıcı ortam da yaratıyolar.

Adnan Binyazar

Artık hiçbir şey

Zamanı ölçmek, saymak, bölmek ne zor iş. Masalarda, duvarlarda, ekranlarda çeşit çeşit bunca takvim. Cepte, duvarda, meydanda bunca saat. Hepsi ne içinBazen yan yana duran iki kişi, başka mevsimleri bölüşür. İnsan bir gün kendi miladını bulur. Herkesin takviminde başka bir isim durur."Sen gittin, tarih bitti, milat neyi açıklayabilir" demişti Mevlana İdris. Koca bir takvim aniden biter bazen.

Enes Batman

Evliya Çelebi'yi Nasıl Bilirsiniz

Rahmetli Teoman Duralı, evvel zaman içinde, bir okurunun kitaplarını kalın bularak okuyamadığını ve bu yüzden kendisinden şikâyetçi olduğunu, bunun yerine ince kitaplar yazmasını istediğini söyleyerek "Omurgasızlaştırılmış Türklük" kitabını bu yüzden kaleme aldığını anlatmıştı. Evet, milletimizin kalın kitaplarla arası pek iyi değildir. Peki, halkımız ince kitaplara bayılır mı Bayılmaz ama idare eder. İnanmazsanız, çok okunan kitaplara bakınız!

Prof. Dr. Ali Fuat Arıcı

Hakikatli, münzevi ve 'expat'

Şavkar Altınel'i 90'lı yılların başından beri takip ederim. İlk kitabı 'Kraliçe Viktorya'nın Düşü' 1991 'de yayımlandığında o 38 yaşındaydı, ben ise henüz 26 yaşındaydım. Am' ne tesadüf ki ikimizin de ilk kitabı aynı yıl yayımlanmıştı. İlk kitabı 38 yaşındayken yayımlanmıştı ama o 19 yaşından bu yana yurt dışında, ağırlıklı olarak da İngiltere'de yaşıyordu. (O 'ortaya

Osman Çakmakçı

Cemaziyelevvelini bilmek!

Ucundan kıyısından ben de yetiştim ama daha çok okuduklarımdan biliyorum; eskiden gazete köşeleri, şimdi olduğu gibi bu kadar çok siyasi yazılarla dolup taşmıyordu. Siyaset yazarlığını işin erbabı yapar, geride kalan yazarların önemli bir kısmı da gündelik hayat, edebiyat, şiir, yemek, seyahat, sanat, mizah, roman, mimari, kültür, şehir, tiyatro, magazin, sinema gibi gündelik siyasetin dışındaki alanlarda

Muhsin Kızılkaya

Yeni yıl günlükleri

Yeni yıl yeni umutlar, yeni amaçlar demektir ya. Ben de yeni yılda umudunu yazıya dökeceklere, yazmaya başlayacaklara ya da yazmayı düşünenlere günlükle başlamalarını öneririm. Çünkü günlük, deneme türünü içerir, hem belleği çalıştırır, hem de yazma disiplini sağlar. Giderek de yazma ustalığı kazandırır. Bir de bakmışsınız ki bir yılda bir kitaplık yazınız birikmiş! Yılın dökümü çıkmış üstelik! Attilâ

Hikmet Altınkaynak

Erol Kılınç ve Ziya Nur Akademisi

Yazar ve yayıncı Erol Kılınç Bey'in Rahmet-i Rahman'a kavuştuğunu Timaş Yayınevi'nde Osman Okçu Bey'den öğrendim ve Allah'tan rahmet niyazında bulundum. Daha sonra Yeni Şafak'taki ölüm haberini de okuyunca, ikinci bir defa mekânı cennet olsun diye dua ettim.Erol Bey'le birkaç defa Ötüken Yayınevi'nde karşılaştım. Bazen de kendisini akşamları Ümraniye minibüs kuyruğunda

Dursun Gürlek

Yazar Tribi

Yazar tribi diye bir şey var, buna artık inandım. Özellikle yeni yetme yazarlarda bu kendini daha bir hissettiriyor. Koku gibi bir şey. Burnunuzu tutar gibi sinir sisteminizi tutmak zorunda kalıyorsunuz. Öyle yukardan kaş kaldırmalar, süzgün ve baygın bakışlar, konuşurken cümlelerin üzerinde hoplayıp zıplamalar ve daha neler neler. Bütün bunlar yazar olmanın sahici ve inandırıcı alametleriymiş gibi

Hüseyin Akın

Zaman

Petersburglu Usta'da şöyle bir bölüm var. "Ama adam, bu anıları toplayıp biriktirmek istiyor. İnsanlar ölümü kabullenir, yas tutar, daha sonra da unutur. Unutmazsak, derler, dünya çok geçmeden kocaman bir kitaplığa dönüşür." J.M. Coetzee çok güzel betimlemiş, insanın toplama isteği ve unutmanın sıhhati arasındaki durumu. Zaman geçip gidiyor, bir tarafta birikiyor. Bir tarafta da unutuluyor.

Mehmet Biten

İki Naci

Çoğunluğun yaşadığı düzene uymayan her insan hemen dikkatimi çekmiştir. Ya düzenin bir adım önünde ya da düzen tarafından dışlanmış olduğundan bana hep 'gizemli' ve 'keşfedilesi' geliyor. Bu bazen tek başına bir insanken bazen de bir topluluktur düzene uymayan. Her iki durumda da nedenin nasıllığı merak konusu olabiliyor. Bazen de nedenin nasıllığını sonradan öğrenmek çok şaşırtıcı...

Cafer Keklikçi

Kolay gelecek

Kademede kalan kazandı! Son 15 yılın anatomisi bunu ispatlıyor. Ancak görünen o ki; içimizi düzeltmeden işimizi, işimizi düzeltmeden içimizi düzeltemiyoruz. Çünkü hayatın sivil anlamı bu düzeltmeyle doğru orantılıdır. Ve herkesin acısı sevgisi kadardır. Bugüne kadar bu köşede haftada bir gün, "ne hissettiğimizin değil, ne yaptığımızın önemli" olduğunu vurgulayan yazılar kaleme aldık. Gündemi

İbrahim Veli