Kültür-Sanat / Kitap-Edebiyat

Yazar Tribi

Yazar tribi diye bir şey var, buna artık inandım. Özellikle yeni yetme yazarlarda bu kendini daha bir hissettiriyor. Koku gibi bir şey. Burnunuzu tutar gibi sinir sisteminizi tutmak zorunda kalıyorsunuz. Öyle yukardan kaş kaldırmalar, süzgün ve baygın bakışlar, konuşurken cümlelerin üzerinde hoplayıp zıplamalar ve daha neler neler. Bütün bunlar yazar olmanın sahici ve inandırıcı alametleriymiş gibi

Hüseyin Akın

Zaman

Petersburglu Usta'da şöyle bir bölüm var. "Ama adam, bu anıları toplayıp biriktirmek istiyor. İnsanlar ölümü kabullenir, yas tutar, daha sonra da unutur. Unutmazsak, derler, dünya çok geçmeden kocaman bir kitaplığa dönüşür." J.M. Coetzee çok güzel betimlemiş, insanın toplama isteği ve unutmanın sıhhati arasındaki durumu. Zaman geçip gidiyor, bir tarafta birikiyor. Bir tarafta da unutuluyor.

Mehmet Biten

İki Naci

Çoğunluğun yaşadığı düzene uymayan her insan hemen dikkatimi çekmiştir. Ya düzenin bir adım önünde ya da düzen tarafından dışlanmış olduğundan bana hep 'gizemli' ve 'keşfedilesi' geliyor. Bu bazen tek başına bir insanken bazen de bir topluluktur düzene uymayan. Her iki durumda da nedenin nasıllığı merak konusu olabiliyor. Bazen de nedenin nasıllığını sonradan öğrenmek çok şaşırtıcı...

Cafer Keklikçi

Kolay gelecek

Kademede kalan kazandı! Son 15 yılın anatomisi bunu ispatlıyor. Ancak görünen o ki; içimizi düzeltmeden işimizi, işimizi düzeltmeden içimizi düzeltemiyoruz. Çünkü hayatın sivil anlamı bu düzeltmeyle doğru orantılıdır. Ve herkesin acısı sevgisi kadardır. Bugüne kadar bu köşede haftada bir gün, "ne hissettiğimizin değil, ne yaptığımızın önemli" olduğunu vurgulayan yazılar kaleme aldık. Gündemi

İbrahim Veli