Cem Sancar

Sabah

Köpekmanya

Ne eksantrik zamanlardayız. Bazıları gerçekten beynini aldırmış. Bir başıboş köpek sorunu var ama esas olarak bir "Neandertaller" sorunu daha çok var. Bir geri tekâmül, "kuyruksuz primata geri dönme" sendromu... Öyle ki kendine sosyalist diyen (hem de kadın) bir milletvekili, imamı öldürmekten, evin önünde oynayan çocukların üstüne kızgın yağ dökme

Kalbimizde oturan

İnsan aklıyla, bilinciyle tanımlanır. Bilinç, varoluşun karanlığındaki insana yolu aydınlansın diye verilen fenerdir. Ondandır işte; feneri, nuru, ışığı olmayan zifiri karanlıkta alelacayip bir mahlukat kılığında oturur. Ne zaman bir linç duysam, aklıma 6-7 Eylül gelir, sonra Sivas gelir, 12 Eylül öncesi ve sonrası başımıza gelenler gelir... Öyled

Aydın Sadizmi-3 Mâlumatfuruş gevezelikler

Hz. Muhammed'in Mekke dışına çıkmasını fırsat bilen eşlerinden Ümmü Seleme, kendi odasına ilave bir oda yaptırıyor. Bunu gören Resulullah: "Bir müminin servetini yiyip bitiren şey, faydasız inşaattır" diyor... İktisadi ve beşerî öncüllerimiz var. Yeryüzünde ilk "Ticari" sistem İslam coğrafyasında doğmuş, ilk "Temsili Demokrasi" ise yine Peygamberin

Aydın Sadizmi-2 Adsız Hazkolikler

Peki aydınların hâli ne hesaptı Muhteşem Süleyman devrinde muhteşem olmayan şeyler de olmuştu. Ebussuud, müdânâsız ârifleri, has âlimleri sıraya koymuş kesmişti. Sümbül Sinan nasıl olmuşsa canını kurtarmıştı. Kurtarmıştı da Merkez Efendiyi yetiştirmiş, o da mesir macunuyla sultanları iyileştirmişti. Merkez Efendi kimdi O dünya ahvali sorulunca "Her

Aydın sadizmi (1)

Aydın sadizmi deyince aklınıza şu mahalle bu mahalle gelmesin. Toptan bir sosyolojiden bahsediyorum. Kendini aydın ve ayrıcalıklı olarak gören kesimlerden. Kendilerine münevver ya da entelektüel demeleri bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren şey bu seçkin elitin davranış biçimi. Halkı 12 yaşında bir çocuk olarak gören ve bilgiç otoriteler kurarak

Hırtapoz

Hiç buğday tarlasında yattınız mı Öyle başakların arasına. Topraktan korkmadan bir dost gibi. Karıncalar dolaştı mı ellerinizde. Çayırlara uzanıp otların köklerini emdiniz mi Bir deve dikenini soyup özünü yediniz mi hiç Yaz öğle sıcağında tavukları izlediniz mi, öyle düşünceli, gölgelerde. Ferah bir esinti çıksın diye, "Haydar Haydar," bir İslam fe

Artistler Toplumu

Bir zamanlar Beyoğlu'nda "Artistler Kahvesi" vardı bayım. Daha sonra kahvenin sahibi ile Arif Keskiner Sıraselviler'de artistler barını açtılar. Sinema Sevenler Derneği adı altında. Neyse mevzumuz o değil... Biz sinema hastası arka mahalle çocuklarının arasında bir efsane gibi dolaşırdı Artistler Kahvesi. "Abi Tarık Akan bile orada," derlerdi. Biz

Sokak hayvanları: Merhamet ve menfaat

Merhamet medeniyetiyiz evet ama bunun suiistimalinin pek yaygın olduğu bir ülkeyiz. Geçtiğimiz yıllarda bir adada yaşıyordum. Ada, sokak kedileriyle ve de sokak köpekleriyle meşhurdu. Özellikle kışın bu hayvancıklar aç kalırdı. Adanın kış halkı, -ki onlar gecekondularda oturan bahçıvan, bekçi, tamirat tadilat insanlarıydı- ellerinden geldiği kadar

İnsan Tarikatı

Tarik yol demek, tarikat yol okulu. Yani bir yol var, orada anlaşabiliriz. Bu yol insanın hayatta erginleşmesi hem huy hem ruh olarak güzelleşmesi, ışıldayan bir bilince ulaşarak ne yaptığının ne ettiğinin farkına varmasıdır desek yanlış olmaz... Tamamlanmış insana, bizim medeniyetimizin diliyle insan-ı kâmile uzanan bir seyahatten bahsediyoruz. Bi

Göbek deliği

Bizim bilgelerimiz "insan kâinatın özetidir" demişti. Ondandır kâinatın özü, düşüncesi insanda ortaya çıkar. Beden bir giysidir, biz vakti zamanı geldiğinde bedeni askıya asar, yolumuza devam ederiz... Darwin tekamülün kabuğunu, elbiseyi gördü, her şeyi o sandı. Doğal ayıklanma var dedi, ayakta kalanlar güçlülerdir dedi, zayıfların şansı yoktu. Zat