Kültür-Sanat / Kitap-Edebiyat

Tarihten Destana

Büyük medeniyetimizin her dönemde sözcüleri vardır. İlimde, sanatta, edebiyatta, kültürde bu temsilin tezahürlerini görüyoruz. Pazar günü Yeni Dünya Vakfı'nda düzenlenen "Eyüpsultan'ın Ebedî Sakinleri" toplantımızda dünya çapında meşhur Türkologumuz Şinasi Tekin'i vefatının 21. yılında andık. Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin Hocamız ve dostlarla birlikte önce Edirnekapı Şehitliği'ne

Mehmet Nuri Yardım

ŞUYÛ-U VUKÛ'undan beter

ŞUYÛ-UVUKÛ'undan beter İDRİS GÜNAYDIN CHP, Osmanlıyı yıkan partidir. Tüm mahareti bundan ibarettir ama bunu dillendirmek yerine Cumhuriyeti kurduğunu söyler durur. İster padişahlık, ister krallık, ister hanlık, ister cumhuriyet; siyaset erbabı için fark eder, bizim gibi halk için fark etmez.

İdris Günaydın

Kralın Soytarıları

Bir uzaklaşma, düşme, kendini ansızın yuvarlak bir gezegenin üzerinde bulma olarak hayat gerçekte nedir Hakikati bulma arayışı mı Kaostan düzen elde etme uğraşı mı Eksikliğini tamamlama hevesi, bütünü görme içgüdüsü mü Bir geçiş kipi, bir kapıdan girip ötekinden çıkma yolculuğu mu Yere çarpmanın etkisiyle uyuşan bilinci yeniden kendine getirerek hayatı anlama ve anlamlandırma çabası mı Karanlığın

Prof. Dr. İsmet Emre

Bir mucizeydi kadın, ismi de...

'70'li yıllarda televizyon demek, pazar sabahları kahvaltıda western filmleri seyretmekti, western demezdik de kovboy filmleri derdik. "Cehennemden Dönüş", "Kızıl Nehir", "Kahraman Şerif", "Vadiler Aslanı", "Çöller Kasırgası", "Kanlı Geçit", "Dişi Kartal", "Korkusuz Kahraman", "Büyük Ülke" ve

Taner Ay

Radyodan futbolu sevenler kuşağına dair bir anlatı

"Hayal gücüyle yapılan verkaç, bazen golün kendisinden tatlıdır." Ses, koku gibi hafızada kalır. Görüntü geçer, ses kalır. Hele ki o ses, hayal gücünü ateşleyen, ritmiyle yüreği hoplatan bir radyo spikerine aitse… 80 kuşağı ve daha eski kuşaktaki bir çocuk için futbol, önce sestir. Görsel değil, işitsel bir heyecandır. Onu bir takımın taraftarı yapan, bir oyuncuyu

Mehmet Biten

Gazze yanıyor! Nasıl uyuyorsunuz

İsrail durmuyor. Gazze şehrini bombalıyor, Amerikan haber siteleri İsrail ordusunun tüm şehri ele geçirmek üzere kara harekatı başlattığını duyuruyor. Peki yoğun bombardıman ne zaman başladı Tam da ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio pazartesi günü Kudüs'ü ziyaret edip, İsrail Başbakanı

İpek Özbey-Korkusuz

Bize yüzde sıfır nokta beş derler

Bir ikindi üzeri… Yağmur sicim gibi tüm şiddetiyle gökyüzünden yeryüzüne selam duruyor, toprağın susuzluktan kurumuş çatlak dudağı adeta bayram ediyordu. Ali Abi bu muazzam atmosferi sıcak bir çay eşliğinde temaşa ediyordu. Masanın etrafında ise bıyıkları yeni yeni terleyen gençler… Gözleri adeta bir radarı andırıyor. Devletler kuruluyor, devletler yıkılıyor; dünyanın, her zamankinden daha

Burak Tekiner

Nurlarda şu cümle bozuk mu (3)

Şapka Deyip Geçmeyin-52 - Anlatım Bozuklukları-33Türkiye Türkçesinde Üstada kadar, çıkma hâliyle öbekleşen "... ehl-i dünyaya riyakârlıklarımDAN İİN beni sıkıyor." şeklinde kullanıma rastlamamıştım. Alışılagelmiş bir kullanım olmadığından ilk karşılaşmada yadırgatıyor. Kusurlu gibi görünüyor. Hamdi Aktaş kardeşimizin suali de zaten bu sebeptendi. Türkiye Türkçesinde

Nahit Topaloğlu

Yaşadığınız Şehri Ne Kadar Tanıyorsunuz

Yorgun bir anı gibi düşer şehir bazen içimize… Çorak topraklardan yükselen toz, duman ve çatlamışlık eşliğinde yandığını, kavrulduğunu, kurtulması, canlanması, eski haline dönmesi için suya ihtiyacı olduğunu bir türlü anlatamaz dilinden anlamayanlara ya da anlamamak için kendi menfaatleri uğruna bin bir şekle girip direnenlere… Günümüz şehirleri; özünden, kendinden, kendine yakışan vasıflardan

İsmail Bingöl

İçinden Hakan Altun şarkıları geçen kitap!

İnkılap Kitabevi Müdürü Orkun Galolar'ın yeni kitabı, ilgi çekecek gibi. Kitap, ekim ayında yayımlanıyor.Kitap satış grafiklerini yakından takip eden, yeni çıkan kitapları önceden okumanın keyfini yaşayan bir yayınevi müdürünün, bakalım kitabına nasıl ilgi olacakOrkun'un birkaç yıldır bu kitabı yazdığını biliyordum. Kitabın konusu da ilgi çekici. Yarım kalmış bir aşk hikâyesi...

Sayım Çınar

Nihat Örs'ten "Düşlerin Rengi- Hikâyeli Şiirler"

bu maya böyle karıldı böyle yaratıldı bu nihat örslerde dövsün bizi kader ikiden bir etsin birlikte dirlik var dirlikte birlik (H.Y) Daha çocuk yaşlarda düşmüştü içime edebiyat sevgisi… Ortaokul ve lise yıllarım bu sevgiyle haşr-u neşr olsa da üniversite tahsilim

Halit Yıldırım

Sandık var, rekabet yok: Otoriterliğin anatomisi

GİRİŞSon dönemde bütün dünyada bildiğimiz anlamda demokrasilerin güç ve zemin kaybettiğini görüyoruz. Bunun - bence – en temel sebebi üretim teknolojisindeki dönüşüme, küresel entegrasyona ve bunlara bağlı yaşam tarzı ve toplumsal ihtiyaçlardaki değişime siyasi yapı ve toplumsal kurumların adapte olamaması veya değişimin çok yavaş gerçekleşmesi

Prof. Dr. D. Murat Demiröz

Ajda Pekkan'a Kültür-Sanat ödülü, Manifest'e cezâ

Geçtiğimiz 18 Ağustos'da ilk Türk kadın aranjör ve Türk pop müzik târihinin ilk kadın orkestra şefi, şarkıcı, besteci Bânu Kırbağ vefat etti. Allah, rahmet eylesin! O, bizim kuşağın "Banu"suydu. Devletlülerimizden herhangi bir başsağlığı mesajı yayınlayan olmadı veya ben duymadım. Banu, bu kadar özelliğine rağmen, yaşarken Cumhurbaşkanlığı tarafından taltif de edilmedi.

Kerime Yıldız

Sabırla

Düzensiz kalp atışlarıyla kendi ritmime tutunamamanın hüznüyle, en kalabalık anımda sana sesleniyorum Allah'ım. Bir bakıyorum ki insanlar hayatın akışına uyum sağlayamamış; yokuşu düze vurmuş, cüsseleri cürümlerine dar gelmiş. Herkes yalnız… Herkes efe, herkes hoyrat tavırlarıyla dünyaya meydan okuyor. Ruhları bir anda firara düşüyor; firari sevdalara ram oluyorlar.

Eyyüp Azlal

Alma olmak ya da olmamak

Ajda Pekkan'ın estetik ameliyatlarının çarpıcı sonuçlarını izlediğimiz bir yarım asrı geride bıraktık. Pekkan yüzüne yaptığı estetik müdahaleleri sürdürüyor. Sağlıklı yaşam ve sporla bedeni hep koruma altındaydı zaten. Sonuç 80'ine gelmiş, ifadesinden çok şey kaybetse de 60'a merdiven dayamış bir süperstar görüntüsü. O yarım asırda biz Ajda Pekkan'ı edilgin bir şekilde izlemekle

Filiz Aygündüz

Eylül'dü, sakallıydı gençliğim

Eylül'ün ışığı düşünce İstanbul Üniversitesinin Süleymaniye Camiine akan duvarlarındaki sarmaşığa... Cuntalardan yeni çıkmış saz bedenli gençliğim, kuru fasulyecilere, öğrenci kafelerinin ucuz çayına dadanırdı. Pek fazla kahkaha atılmazdı oralarda, sessiz sakin satranç oynanırdı. Ben susup Mimar Sinan'a bakardım. İçimde yaşayan,

Cem Sancar

Tahran, Mustafa Prize ve zamanın izleri

Tahran, Mustafa Prize ve zamanın izleri AHMET CAN KARAHASANOĞLU 5 Eylül'de Tahran'a vardığımda, şehir sanki zamana karşı kendi direnişini sürdüren eski bir roman karakteri gibiydi. Kimi sokaklar hâlâ uykudaydı, kimi meydanlarda ise kalabalığın ritmi çoktan başlamıştı. Ritmin içinde küçük bir figür belirmişti.

Ahmet Can Karahasanoğlu

İçtimaî ve Siyasî Sözlük (5)

EĞİTİME MUHTAÇ OKULLARİstediğiniz kadar okul yapın; harfleri birbirine tutturmaktan, iki ikiyi dörtlemekten öte gidemezsiniz! ünkü ne içine/niçine, ne asıla/nasıla/aslı ne'ye kapalısınız. ünkü "ufuk" kelimesiyle bir akrabalığınız yok! Ve bu yüzden âfâkisiniz! Sonsuza yürüyen insanı et-kemik sanıyorsunuz. Yanıyorsunuz, yakıyorsunuz, yanılıyorsunuz. Bir maksadınız da yok. Şöyle göz göze gelsek; kinsiz, kansız, karşılıksız konuşsak da... Kelimelerimiz yok.

Ali Hakkoymaz

Dünyamız nereye gidiyor

H. MUHARREM OKUR - ARDA BİLİKDünyamız son yüzyılda çok hızlı bir dönüşüme girdi. Son yirmi yılda ise bu dönüşüm âdeta baş döndürücü bir hâle büründü. Teknolojinin gelişmesine bağlı olarak hayatımızı bir cihette gerçekten kolaylaştıran ürünler her yanımızı sarmış durumda. İletişim, ulaşım, konfor, sağlık konularında insanlığın daha önce ulaşamadığı noktalara ulaşmış durumdayız. Üretim ve tüketim

H. Muharrem Okur

Savunma Değil Taarruz

Bir sabah kalkınca başkent vurulmuş haberini görmemek yüzde elliye düştü gibi. Sıra mı bekleniyor sırayı dahası kaynağı yok edecek hazırlık mı yapılıyor. Birinci ihtimali Türkiye'de kimse istemez. İkinci ihtimal olmasını Türkiye'de herkes ister. Sadece Türkiye'de değil bütün İslam coğrafyalarında ve mazlum milletlerin yaşadığı ülkelerde herkes ister. Kendini tanrı sananlara

Cafer Keklikçi

45. yılında 12 Eylül

Ulusal Kurtuluş Savaşı'yla Sevr dayatmasını tarihin çöplüğüne gömerek emperyalist paylaşımın tasarılarını kursaklarında bırakan Cumhuriyetimize saldırılar, kuruluşundan beri durmadı. 1920'ler ve 30'larda Atatürk'ün büyük önderliğiyle savuşturulan saldırılar, onun ölümü, 1940'lı yılların amansız aydınlık-karanlık savaşımı ve

Öner Yağcı

Mutlu Yaşam Köyü

Köyde, ilçede ya da mahallede, nerede olursa olsun yeter ki yönetenlerle yönetilenler arasında dayanışmayla etkinlikler yaratılsın. Köy Enstitüsü öğrencisi olduğumdan gazetede rastladığım "Mutlu Yaşam Köyü" başlıklı yazı ilgimi çekti. Mezitli Belediyesi'nin eyleme geçirdiği bu girişim ilgi yaratmış olmalı ki yetkililer köyde konaklama yerlerini artırma gereği

Adnan Binyazar

Zincirlerin gölgesinde yaşayanlar!

Zincir her zaman şakırdamaz, bazı zincirler sessizdir — duvara çarpmaz, yere sürtmez, ayak sürümez, Yalnızca ağır gölgesini örter üzerlere… Soğuk bir sabah gibi çöker omuzlara ve sen sanırsın ki bu ağırlık seninle doğdu, seninle büyüdü, seninle ölecek!

Fatih Yüksektepe

Çocuk bakışları

Bazı gözler vardır hüzünle karışık. Sanki alınlarına hüzün yazılmıştır da, onu da hep gözlerinde taşıyorlar gibi. Kimi mahcup bakar.Yüzüne bakarsın utanır, başını önüne eğer. Bir yağmur tanesinin konduğu yapraktan kavisleşip düşüşü gibi... Kimi nuraniyet izdüşümü, kimi muhacir oluşun simgesi. Kimi küçük yüreğine sığdıramadığı kocaman yükleri gözlerinden taşırır, kimi haşarılık görünen halleriyle saklar onları. Ama hepsinin gözlerinden çıkan tek bir bakış var: ocuk masumiyeti.

Havva Küçük Konur

İmtihan ve mükafat

Mutluluklar, sevinçler, hayaller ve gülümsemeler bizim için olduğu gibi üzüntüler, kederler, sıkıntılar ve öfkeler de bizim içindir. Her zaman gülüp her zaman ağlayamayız.Artısıyla, eksisiyle, üzüntüsüyle mutluluğu ile bu hayatı yaşamak zorundayız. Hayat bizim için hem inişli hem de çıkışlıdır.Aldığımız bir haber bizi oldukça mutlu edebilir, bazen de çokça üzebilir. Bu bazen

Ayşenur Sertçelik

Balkanlar Rüyası

Bir süredir seyahat etmek, öncelik sırasını gezip görmeye ayırmaktan çıktı, ucu bucağı olmayan bir anlama ve öğrenme iştiyakına dönüştü bende. Tarihin efsunlu koridorlarını adımlamak, asırlık yapıların taştan, ahşaptan peçelerini kaldırarak onlarla göz göze gelmek, mekânların heybetli ve asil duruşlarından zamanın tecrübelerini dinlemek ve duyup gördüklerimi gücümün erdiğince kâğıtlara dökebilmek

Nuray Alper

Gassal üzerine

"Gassal, bir dua sıcaklığında sarstı, sımsıcak, yaşanmışlığın en doğal hâlleriyle dokundu yüreklere. Belki de bu doğal insan durumları yüreklerde kilitli sevdaları, çocuksu temiz duyarlılıkları taşıyanların çehreleriydi bizleri sarsan." Tolstoy yıllar önce şöyle diyordu: "Sanatı, bir fabrika ürünü gibi telakki eden bütün fikirlere

Selvigül Kandoğmuş Şahin

İstanbul Üniversitesi'ndeki mescit nasıl açıldı ve kim kapattı

Meşhur ilahiyatçı hocalarımızın hemen hepsinin hatıralarını okudum ve çok istifade ettim. Bugünlerde de Yusuf Ziya Kavakçı hocamızın "Göçüp Giderken" adıyla neşredilen hatıralarını bitirdim. Nehir söyleşi şeklinde hazırlanan eserin muhtevasını Dr. Müjdat Uluçam Bey'in soruları ve Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı hocanın bunlara verdiği cevaplar teşkil ediyor. Belirtmek gerekir ki, bu usul, bu minval üzere kaleme alınan kitapların okunmasını biraz daha kolaylaştırıyor.

Dursun Gürlek

Artık hiçbir şey

Zamanı ölçmek, saymak, bölmek ne zor iş. Masalarda, duvarlarda, ekranlarda çeşit çeşit bunca takvim. Cepte, duvarda, meydanda bunca saat. Hepsi ne içinBazen yan yana duran iki kişi, başka mevsimleri bölüşür. İnsan bir gün kendi miladını bulur. Herkesin takviminde başka bir isim durur."Sen gittin, tarih bitti, milat neyi açıklayabilir" demişti Mevlana İdris. Koca bir takvim aniden biter bazen.

Enes Batman