Kültür-Sanat / Kitap-Edebiyat

Hayatı Aşırılıklarımız Zehirliyor

Hayatı aşırılıklar zehirliyor. Kötülüğün beslendiği yer, tam da orasıdır. Bencillik duygusunun iç sesidir aşırılık. Dünyayı verseniz yine de karnı doymaz, biraz daha, biraz daha der aşırılığın içsesi; insanı biteviye tatminsizliğe davet eder. Son aşamada sefalet de sefahat da aşırılığa dairdir. Sefalet tefrit noktasındaki açlığa, sefahat ifrat noktasındaki tokluğa işaret ederek insanı mutsuzluk

Prof. Dr. İsmet Emre

Deriin çok derin konu

Deriin çok derin konu İdris Günaydın Biraz fantezi biraz kehanet gibi konu: Türkiye nereye gidiyor Dünya, Nadir toprak elementine (NTE) daha çok muhtaç olacağı, hatta onsuz yapamayacağı bir ahvale gidiyor. Belki sadece Afrika'daki, ottan yapılmış toprak evlerde yaşayanlar hariç, tüm insanlık bir şekilde NTE'den yapılmış aleti, eşyayı kullanacak.

İdris Günaydın

Bir 50'lik kuzucuk için Adile Naşit neyi temsil eder

Kalabalık bir evde büyüdüm ben. Anneannemin kucağında, dedemin omuzunda. Babam futbolcu olduğu için kampları olurdu, diğer zamanlarda da annemle bir güzel gezerlerdi. Anneannem, dedem, dayılarım, kardeşim... TRT'nin hepimizin kanalı olduğu günler. Ailece seyredilen Zeki Metinler, haftada bir en şık kıyafetlerimizi giyip gittiğimiz tiyatrolar, sinemalar...

İpek Özbey-Korkusuz

Türkiye'mizden İnsan Portreleri

Mustafa Everdi'nin İnsan Okudum İnsan Portreleri kitabında ilim, fikir, kültür ve sanat dünyamızdan önemli şahsiyetler anlatılıyor. Bazı yazarlar vardır ki isimleri size hep aşina gelir. Kitapları gözünüzü de gönlünüzü de okşar. Söylediklerini can kulağıyla dinler, fikirlerine güvenir, yazdıklarına inanırsınız. Çünkü vicdanlı duruşlarına

Mehmet Nuri Yardım

PEKİ ŞEHÂDET GELENEĞİMİZDE OYNAKLIK VAR MI

21 Kasım 2022'deki Karkamış saldırısında şehîd olan öğretmen Ayşenur Alkan'ın Nizip'teki cenâze törenine katılan dönemin Millî Eğitim Bakan Yardımcısı, şu akla ziyan sözleri sarf etmişti: "Ayşenur öğretmenimiz, eğer ömrü boyunca öğretmenlik yapsa ve ölseydi sâdece sınıfındaki öğrencileri onu bilecekti. Ama şimdi Ayşenur öğretmenimiz, öyle bir öğretmenlik makamına yükseldi ki bütün millet onu biliyor."

Kerime Yıldız

Şairin Borcu

Çoktandır görmediğim bir şair dostumla çay ocağında karşılaştım. İkimiz de aynı masaya oturduk. Çay söyledik. Tavşan kanı rengindeki çaylarımızı yudumlarken borç meselemizin hal olduğunu söyledim. Çok mutlu olmuştu. Şair haliyle bana yardımcı olamadığından dert yanıyordu. Mahcup bir tarafı vardı. Üzülme dedim. Muhakkak bizden önce de şairlerin borcu olmuştur dedim. Muhakkak dedi.

Eyyüp Azlal

Vefasızlığın duvarına toslayan bir kalem

Yağmur Yıldırımay imzalı 'Mübeccel İzmirli, Bir Kalemin Gölgesinde Yaşamak' kitabı Vapur Yayınları'ndan çıktı.Genç yaşta kanserden aramızdan ayrılan Mübeccel İzmirli, edebiyatımızın bir kaybedenidir. Varlık, Ilgaz, Yelken, Yeni Ufuklar ve Otağ dergilerinde çok yazdı, ancak değeri hiç bilinmedi. İzmirli'nin hikâyelerini ve şiirlerini önemsemeyebilirsiz, ancak ömrünü edebiyata

Taner Ay

Değişim ve muhafaza

Değişim esas, fakat insan neyi değiştirip neyi muhafaza etmesi gerektiğini iyi bilmeli. Günün birinde içimdeki Geylâni kaldırınca başını, açınca yüzünü; "oğlum sen bu değilsin, topla kendini, ilmi tahkik et, iz sür, bitsin bu gereksiz şamata" deyince... Bendenizde şafak atmıştı. ***

Cem Sancar

Bodrum'un ilk aşkı

Cevat Şakir Kabaağaçlı namıdiğer Halikarnas Balıkçısı "Mavi Sürgün" adlı kitabında şöyle der: "Hayat, bir yerde değil insanda olur. Yaşamak, gönlü de dünyayı da aşar taşarcasına hayatla doldurmak demektir." Tam da böyle yaşadı. Hem gönlünü hem dünyayı aşar taşarcasına hayatla doldurdu. Peki bunu nasıl yaptı Soruya verilen en yeni cevap, Antalya Altın Portakal Film Festivali

Filiz Aygündüz

Hapishaneler niçin var

İnsanlık tarihi boyunca suç ve bu suça karşılık gelen ceza, insanların zihnini meşgul etmiştir.Bu meşguliyet neticesinde ise beşerî kanunlar suç ve ceza ilişkisini sağlıklı biçimde kurmakta yetersiz kalmışlarmış. Nihayet bu ilişkiyi insanların ihtiyaçlarını tam şekilde karşılayacak Kur'ânî düsturlar da göz ardı edildiğinde yer yer büyük zulümler yaşanmıştır. Maalesef halen de yaşanmaya devam etmektedir.

H. Muharrem Okur

Algoritma yetmez: Öğrenmenin motoru kod mu, muhakeme mi

Yapay zekâ insan emeğini ikame mi eder, yoksa tamamlar mı Cevap, kas emeğinden zihin emeğine geçişte; eğitimi algoritmadan değil, etik sorumluluk ve analitik muhakemeden güç alan bir sistem olarak yeniden kurmakta gizli.Geçen yazıda yapay zekânın gelişmesi ve çok yakın bir gelecekte üretim hattında yoğunluklu bir biçimde robot kullanımının gerçekleşmesi durumunda emeğin

Prof. Dr. D. Murat Demiröz

Zamanda Bir Pusula'nın Tokat İzlenimleri

​Şehirler insanlarıyla özdeş; mahcup, çok sesli, sessiz, hürmetkâr, mistik, seviyeli, samimi, saygılı. Ya da şöyle belki, dost çehreleri nasıl bir profil çizmişlerse zihin ve gönül dünyamızda onun somut hâli her biri. Edebiyatımın şekillendirdiği istikâmetin şehirlerinden Tokat... Yaklaşık dört sene önce gitmiştim en son, dört sene evvelinde çok kereler kalem vesilesiyle

Nuray Alper

Sana Bakma Durakları

-Risale ile baş başa kalmanın huzuruyla…-Adı: Sözler... Risale-i Nur... Resaili'n-Nur... Risaletü'n-Nur... Başka başka da anılırlar. Evet, evet... ok renkli muhabbet var, bu kitaplarda... Her zerreye... Her hasseye ayrı bir hitap...

Ali Hakkoymaz

Zeno'nun paradoksu gerçekte ne anlatıyor

Zeno'nun paradoksu gerçekte ne anlatıyor Ahmet Can Karahasanoğlu Şehir hep aynıdır; sadece içinden geçen yüzler değişiyor. Anlamın büyüsü değişiyor ve sürüklenme başlıyor. Bu, koşuşturmalı bir yarıştır. Tam o an düşünür insan Zeno'nun paradoksunu. Atılan ok, varacağı yere asla ulaşamaz. İşte bu koşuşturmalar,

Ahmet Can Karahasanoğlu

Yaşamöykülerinden öğrenmek

Bilim, eğitim, siyaset, ekonomi, basın, spor, kısacası yaşamın her alanındaki yaşanmışlıklar birbiriyle iç içedir. Her yaşam birbirine bağlanır yani. Yaşamları birbirine bağlayan yaşamöykülerinin her edebiyat yapıtında izleri vardır. Edebiyatın olmazsa olmazı yaşamöykülerinde olanca çıplaklığıyla görürüz bu gerçeği. TARİHE YOLCULUK

Öner Yağcı

Sonsuzluğa açılan pencere

Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'nda yattığı odanın pencereleri boğaza bakıyor. Güneşli bir gün değil. Boğaz, kapalı günlerde bile bir yerlerden aydınlıklar devşirir. Hasta rahatsız olmasın diye bütün perdeler örtük. Gene de boğazın güleğen aydınlığı, perdenin kuşgözü kadar açık aralığından bile sızıp hastanın yüzüne vuruyor.

Adnan Binyazar

Fethiye'ye film festivali yakışıyor!

Gezginlik sahici bir eylemdir. Gezginin en temel görevi, keşfetmek ve ufkunu yükseltmektir. Bu durumda ben de "gezgin bir yazar" olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Altın Portakal Film Festivali'nden sonra Fethiye'ye geçtim.Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Fethiye Uluslararası Film Festivali'nde sinema, müzik ve sanatla dolu bir program vardı. Fotoğraf sanatçısı Ömer Balıksırtı'nın

Sayım Çınar

"Şiirin Yol İşaretleri" üzerine

Mustafa Uçurum ile yaklaşık yirmi yıllık bir edebiyat yürüyüşümüz var. "Aşkın E Hali" dergisi ile başlayan kalemdaşlığımız, zamanla arkadaşlığa ve dostluğa dönüştü. Uçurum; şiirden denemeye, hikâyeden çocuk kitaplarına kadar edebiyat sahasında hemen hemen her türde eser veren velut bir yazarımız. Onun bir diğer özelliği de

Halit Yıldırım

Bir hayalimiz var

Neyin uğrunda tükettik ömrümüzü En son neyin hayalini kurduk Borcumuzun biteceği günün hayali mi Evlatlarımızın, aydınlık geleceğinin hayalini mi Bir evin, son model bir arabanın hayali mi Sorular uzayıp gider. Hayaller kurulmaya devam eder. Herkesin bir hayali vardır. Kimisinin hayatın bir yerine tutunmak zorunda olduğu hayalleri, kiminin kendisi için istediğini kardeşi için de istediği hayalleri…

Burak Tekiner

Gazze'nin yaralarını sarmak için TBMM'de resim sergisi açıldı

Yaşadığımız 21. yüzyılda havsalamızın alamayacağı büyük bir soykırımla karşı karşıya kaldık. 7 Ekim'den bu zamana kadar İsrail, masum Gazze halkına adeta yok etmeye ahdetmiş gibi en ileri seviyedeki silahlarıyla durmaksızın saldırdı. Ekranlardan tüm dünya ile birlikte bu acımasız, eşi benzeri görülmeyen soykırım izledik. Bombalar masum halkın üzerine yağarken Batı'da, Amerika'da,

Selvigül Kandoğmuş Şahin

Kalbe düşen hikmetler ya da gönül penceresinden münacat

Bazı sözler vardır; çağları aşar, dillerden çok kalplerde yankılanır. Hele ki bu sözler bir gönül erinden, bir hak dostundan dökülmüşse, zamanın ötesinde bir anlam taşır. Hazreti Sezâî'nin mektuplarından süzülen nasihatler de böylesi bir derinliğe sahiptir. Onun sözleri, sadece bir çağın değil, her devrin dertlerine merhem olur; gönül penceresinden bakınca, ruhun en mahrem köşelerine işler.

Mehmet Biten

Siyasî tövbe

"…kelâmın tabakaları, ulviyet ve kuvvet ve hüsn-ü cemâl cihetinden dört menbaı var: Biri mütekellim, biri muhatap, biri maksat, biri makamdır. Ediplerin, yanlış olarak yalnız makam gösterdikleri gibi değildir. Öyle ise, sözde kim söylemiş, kime söylemiş, niçin söylemiş, ne makamda söylemiş ise bak. Yalnız söze bakıp durma."25.SözCMK md.58–5726 SK. md.3 ile yürürlüğe giren "gizli

Nahit Topaloğlu

Ömer Erinç Şiiri

Şiir şairin gördüğü gerçekten meydana gelir. Şairin duyuş, düşünüş ve algılayışıyla yaşadığı ya da yaşanabilir olan doğrudan gördüğü gerçekten. Gerçek, hayatla şairin duyumsadığı arasındaki özgür durumdan şairin özgün bir şekilde yarattığı dünyadır. Şair yaşadığı ya da yaşananı kendi dünyasından geçirerek tekrar yaşanabilecek somutlukta ortaya koyar.

Cafer Keklikçi

Sonbahar

Sapsarı yapraklar arasından yürüyorum. Her taraf sapsarı görünüyor gözüme... Kâînat sarıyla kaplanmış sanki... Süslerini kaybeden ve giderek çıplaklaşan ağaçların altında yürürken, sonbaharın adı geçtiğinde yüreği saran o duygu, yani hüzün kapladı içimi... Adı birlikte yazılmış sanki hüznün sonbaharla... Öyle olduğundandır ki, her ikisi de birbirine âşinâ... Biri anıldığında diğeri geliyor

İsmail Bingöl

Zincirlerini Kalbinde Taşıyanlar!

Dünün köleleri, karanlık sabahların alacakaranlığında zincirlerin uğuldayan sesiyle uyanır, acımasız kırbaçların vuruşları altında şekillenirlerdi. Hayat, efendilerinin cömertliğine (!) bağlıydı, her nefes bir ödül ya da bir ceza kadar uzak ve belirsizdi. Direnmek, kaçış umutlarından daha çok ölüme teslim olmaktı; bedenleri yalnızca

Fatih Yüksektepe

Isparta Mevlidi

Isparta'nın öyle bir hâli var ki, aslında bir şey söyletmiyor kendine. Anlatacağını diliyle anlatıyor, söyleyeceğini hâliyle söylüyor ve kimseye aslında söyleyecek bir şey bırakmıyor gibi..Her şehrin kendine has bir kokusu olduğu muhakkak. Bazı şehirlerin daha özeldir kokusu. Daha bir çeker içine, daha bir sarıverir. Ve onu daha adımınızı atar atmaz hissedersiniz. Isparta'nın kokusu

Havva Küçük Konur

İmtihan ve mükafat

Mutluluklar, sevinçler, hayaller ve gülümsemeler bizim için olduğu gibi üzüntüler, kederler, sıkıntılar ve öfkeler de bizim içindir. Her zaman gülüp her zaman ağlayamayız.Artısıyla, eksisiyle, üzüntüsüyle mutluluğu ile bu hayatı yaşamak zorundayız. Hayat bizim için hem inişli hem de çıkışlıdır.Aldığımız bir haber bizi oldukça mutlu edebilir, bazen de çokça üzebilir. Bu bazen

Ayşenur Sertçelik

İstanbul Üniversitesi'ndeki mescit nasıl açıldı ve kim kapattı

Meşhur ilahiyatçı hocalarımızın hemen hepsinin hatıralarını okudum ve çok istifade ettim. Bugünlerde de Yusuf Ziya Kavakçı hocamızın "Göçüp Giderken" adıyla neşredilen hatıralarını bitirdim. Nehir söyleşi şeklinde hazırlanan eserin muhtevasını Dr. Müjdat Uluçam Bey'in soruları ve Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı hocanın bunlara verdiği cevaplar teşkil ediyor. Belirtmek gerekir ki, bu usul, bu minval üzere kaleme alınan kitapların okunmasını biraz daha kolaylaştırıyor.

Dursun Gürlek

Artık hiçbir şey

Zamanı ölçmek, saymak, bölmek ne zor iş. Masalarda, duvarlarda, ekranlarda çeşit çeşit bunca takvim. Cepte, duvarda, meydanda bunca saat. Hepsi ne içinBazen yan yana duran iki kişi, başka mevsimleri bölüşür. İnsan bir gün kendi miladını bulur. Herkesin takviminde başka bir isim durur."Sen gittin, tarih bitti, milat neyi açıklayabilir" demişti Mevlana İdris. Koca bir takvim aniden biter bazen.

Enes Batman