Kültür-Sanat / Kitap-Edebiyat

Zamanda Bir Pusula'nın Tokat İzlenimleri

​Şehirler insanlarıyla özdeş; mahcup, çok sesli, sessiz, hürmetkâr, mistik, seviyeli, samimi, saygılı. Ya da şöyle belki, dost çehreleri nasıl bir profil çizmişlerse zihin ve gönül dünyamızda onun somut hâli her biri. Edebiyatımın şekillendirdiği istikâmetin şehirlerinden Tokat... Yaklaşık dört sene önce gitmiştim en son, dört sene evvelinde çok kereler kalem vesilesiyle

Nuray Alper

Algoritma yetmez: Öğrenmenin motoru kod mu, muhakeme mi

Yapay zekâ insan emeğini ikame mi eder, yoksa tamamlar mı Cevap, kas emeğinden zihin emeğine geçişte; eğitimi algoritmadan değil, etik sorumluluk ve analitik muhakemeden güç alan bir sistem olarak yeniden kurmakta gizli.Geçen yazıda yapay zekânın gelişmesi ve çok yakın bir gelecekte üretim hattında yoğunluklu bir biçimde robot kullanımının gerçekleşmesi durumunda emeğin

Prof. Dr. D. Murat Demiröz

Sana Bakma Durakları

-Risale ile baş başa kalmanın huzuruyla…-Adı: Sözler... Risale-i Nur... Resaili'n-Nur... Risaletü'n-Nur... Başka başka da anılırlar. Evet, evet... ok renkli muhabbet var, bu kitaplarda... Her zerreye... Her hasseye ayrı bir hitap...

Ali Hakkoymaz

Hapishaneler niçin var

İnsanlık tarihi boyunca suç ve bu suça karşılık gelen ceza, insanların zihnini meşgul etmiştir.Bu meşguliyet neticesinde ise beşerî kanunlar suç ve ceza ilişkisini sağlıklı biçimde kurmakta yetersiz kalmışlarmış. Nihayet bu ilişkiyi insanların ihtiyaçlarını tam şekilde karşılayacak Kur'ânî düsturlar da göz ardı edildiğinde yer yer büyük zulümler yaşanmıştır. Maalesef halen de yaşanmaya devam etmektedir.

H. Muharrem Okur

Bir sosyal deney ve Müslümanın merhameti

Bir sosyal deney ve Müslümanın merhameti İdris Günaydın ABD'de Nikalie Monreo adlı bir kadın (belki ünlü biridir ama bana göre değil) bir sosyal deney yapıyor. Kırk kiliseyi arayıp şöyle diyor: "aç bebeğim var ve dün gece mamam bitti. Bir kutu mama konusunda yardımcı olmanızın bir yolu var mı"

İdris Günaydın

Haberlerde büyüyen çocuk: Vera

Tayfun Kahraman'ın eşiMeriç Kahraman, dün Tayfun Kahraman'ın tahliye talebinin reddedildiğini açıkladı. Ret kararında "İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin vermiş olduğu ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu" değerlendirmesi yer aldı. Aklıma Vera geldi. Tayfun ve Meriç Kahraman'ın, haberlerde büyüyen çocukları Vera. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı'yken

İpek Özbey-Korkusuz

Sonsuzluğa açılan pencere

Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'nda yattığı odanın pencereleri boğaza bakıyor. Güneşli bir gün değil. Boğaz, kapalı günlerde bile bir yerlerden aydınlıklar devşirir. Hasta rahatsız olmasın diye bütün perdeler örtük. Gene de boğazın güleğen aydınlığı, perdenin kuşgözü kadar açık aralığından bile sızıp hastanın yüzüne vuruyor.

Adnan Binyazar

Okumak, Anlamak, Anlatmak

Kıymet vermek için anlamak gerekir; anlamanın yolu ise okumaktır. Hayat okumak ile bağlanır insana. Dünya kapılarını okumakla açar, gizemlerini okumakla görünür kılar. Duyularımız bir bakıma okumaya ayarlanmıştır. Göz görüntüleri satır satır okur, hıfzeder, içselleştirdiği mekanları özleme dönüştürür. Kulak ezgiyi yakalamak için sesin peşinden gider. Sevdiği, sevmediği müzikleri öylece ayırt

Prof. Dr. İsmet Emre

Yaşar Nezihe

Geçmişte edebiyatımızdaki şair ve yazar hanımların adedi çok fazla değildi. Ancak şimdi hem yeni hanım edebiyatçılarımızın sayısında ciddi bir artış var, hem de geçmişte eser vermiş olan muharrirelerimiz, şairelerimiz keşfediliyor ve gündeme yerleşiyor. Dolayısıyla hanım edebiyatçıların sayısındaki bereketi görebiliyoruz. Yaşar Nezihe Bükülmez ismine, yıllar önce rastlamıştım.

Mehmet Nuri Yardım

Yeşilçam'ın edebiyatçı aktörleri...

'80'lerin ilk yarısında Tanju Cılızoğlu'nun Edebiyat '81 dergisine film eleştirileri yazarken, Rekin Teksoy bana Hayri Caner'in "Yeşil Gözlü Melek" romanının bir adet bile satmadığını, onun yurt dışına giderken deposundaki nüshaları tanıdıklarına imzâlayıp dağıtmasına rağmen hiç kimsenin de okumadığını söylediğini anımsıyorum.Isparta'dan

Taner Ay

Fethiye'ye film festivali yakışıyor!

Gezginlik sahici bir eylemdir. Gezginin en temel görevi, keşfetmek ve ufkunu yükseltmektir. Bu durumda ben de "gezgin bir yazar" olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Altın Portakal Film Festivali'nden sonra Fethiye'ye geçtim.Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Fethiye Uluslararası Film Festivali'nde sinema, müzik ve sanatla dolu bir program vardı. Fotoğraf sanatçısı Ömer Balıksırtı'nın

Sayım Çınar

"Şiirin Yol İşaretleri" üzerine

Mustafa Uçurum ile yaklaşık yirmi yıllık bir edebiyat yürüyüşümüz var. "Aşkın E Hali" dergisi ile başlayan kalemdaşlığımız, zamanla arkadaşlığa ve dostluğa dönüştü. Uçurum; şiirden denemeye, hikâyeden çocuk kitaplarına kadar edebiyat sahasında hemen hemen her türde eser veren velut bir yazarımız. Onun bir diğer özelliği de

Halit Yıldırım

Bir hayalimiz var

Neyin uğrunda tükettik ömrümüzü En son neyin hayalini kurduk Borcumuzun biteceği günün hayali mi Evlatlarımızın, aydınlık geleceğinin hayalini mi Bir evin, son model bir arabanın hayali mi Sorular uzayıp gider. Hayaller kurulmaya devam eder. Herkesin bir hayali vardır. Kimisinin hayatın bir yerine tutunmak zorunda olduğu hayalleri, kiminin kendisi için istediğini kardeşi için de istediği hayalleri…

Burak Tekiner

Gazze'nin yaralarını sarmak için TBMM'de resim sergisi açıldı

Yaşadığımız 21. yüzyılda havsalamızın alamayacağı büyük bir soykırımla karşı karşıya kaldık. 7 Ekim'den bu zamana kadar İsrail, masum Gazze halkına adeta yok etmeye ahdetmiş gibi en ileri seviyedeki silahlarıyla durmaksızın saldırdı. Ekranlardan tüm dünya ile birlikte bu acımasız, eşi benzeri görülmeyen soykırım izledik. Bombalar masum halkın üzerine yağarken Batı'da, Amerika'da,

Selvigül Kandoğmuş Şahin

Küçürek Hikâyeden Küçürek Romana:

"Zamanın Ruhu Üzerine Bir Düşünce" Hız ve Haz Çağı Zamanımız hız ve haz zamanı. Hayatın temposu öylesine arttı ki farkında olmadan sadeleşmeye, hatta birçok şeyden feragat etmeye başladık. Gezilerimizden, toplantılarımızdan, sohbetlerimizden, yemeklerimizden, evlerimizden, giyim kuşamımızdan... Ve elbette sanat, edebiyat ve kültür hayatımızdan da feragat ediyoruz.

Eyyüp Azlal

Fâtih arsasından ayrılan çocuklar

Aşağıda okuyacaklarınızı, yaklaşık beş sene evvel hadis âlimi Mehmet Emin Saraç'ın vefâtı münâsebetiyle yazmıştım. Önce buyurun okuyun:"Fâtih'te altı sene oturdum. İki yılı, Okumuş Adam Sokak'taydı. Geçtiğimiz günlerde vefat eden hadis âlimi Mehmed Emin Saraç'ın oturduğu sokak. Allah rahmet eylesin, kıymetli bir âlimdi. Belki sokakta karşılaştım ama tanışmak kısmet olmadı.

Kerime Yıldız

Kalbe düşen hikmetler ya da gönül penceresinden münacat

Bazı sözler vardır; çağları aşar, dillerden çok kalplerde yankılanır. Hele ki bu sözler bir gönül erinden, bir hak dostundan dökülmüşse, zamanın ötesinde bir anlam taşır. Hazreti Sezâî'nin mektuplarından süzülen nasihatler de böylesi bir derinliğe sahiptir. Onun sözleri, sadece bir çağın değil, her devrin dertlerine merhem olur; gönül penceresinden bakınca, ruhun en mahrem köşelerine işler.

Mehmet Biten

Aşk ve deniz

Bir aşk kitabı okudum. Esas kızın 'deniz' olduğu. Esas çocuk onu çok sevmiş. Sadece pırıltılı pullarıyla salınan 'deniz kızı' formuyla, karıncanın su içtiği sakinliğiyle değil. Fırtınalı kızgınlıklarıyla, şimşek çaktığı öfkesiyle, sağanak gözyaşları, depresif dalgalarıyla. Diyor ki esas çocuk: "Denizin tuzunu dalgaların tepesinde tadan, rüzgârın şarkısıyla hayalleri çoğalan,

Filiz Aygündüz

Nâmütenahi bir çokluk ve neşe

Bizim Latincemiz Kur'an dilidir. Aldık Türkçe yaptık o kelâmı. Oradan gelir kelimelerimizin ışığı. Farsça şiirler evet okumuşuzdur, bunu bilir insanlık. Mevlâna sarsıcı bir nağme olur, ondan yükselen müziğin sesi ta kutuplardan duyulur... Türkler kurdukları Müslüman imparatorluklarda ırkçı-paranoyak olmamışlardır. Aksine peygamberlerinin kapsayıcılığına uymuş, dünyanın yarısında çok renkli çok dilli bir uygarlığı böyle kurmuşlardır.

Cem Sancar

Siyasî tövbe

"…kelâmın tabakaları, ulviyet ve kuvvet ve hüsn-ü cemâl cihetinden dört menbaı var: Biri mütekellim, biri muhatap, biri maksat, biri makamdır. Ediplerin, yanlış olarak yalnız makam gösterdikleri gibi değildir. Öyle ise, sözde kim söylemiş, kime söylemiş, niçin söylemiş, ne makamda söylemiş ise bak. Yalnız söze bakıp durma."25.SözCMK md.58–5726 SK. md.3 ile yürürlüğe giren "gizli

Nahit Topaloğlu

Büyüdükçe kaybedilen şeyler

Büyüdükçe kaybedilen şeyler AHMET CAN KARAHASANOĞLU İnsan, hayatın henüz başındayken her şeyi kontrol edebileceğini sanır. Zanneder ki kaderin seyri, kendi arzularının kontrolündedir. Oysa büyümek; kalemin aslında başkasının elinde olduğunu fark etmektir. Ve bu fark ediş, insanın ilk uyanışıdır. Büyük İslam mütefekkiri

Ahmet Can Karahasanoğlu

Ömer Erinç Şiiri

Şiir şairin gördüğü gerçekten meydana gelir. Şairin duyuş, düşünüş ve algılayışıyla yaşadığı ya da yaşanabilir olan doğrudan gördüğü gerçekten. Gerçek, hayatla şairin duyumsadığı arasındaki özgür durumdan şairin özgün bir şekilde yarattığı dünyadır. Şair yaşadığı ya da yaşananı kendi dünyasından geçirerek tekrar yaşanabilecek somutlukta ortaya koyar.

Cafer Keklikçi

Atatürk kitapları...

"Bir insanın neler yapabileceğini gösteren 20. yüzyılın olağanüstü lideri" olarak tanımlanan Atatürk için Fransız tarihçi Jean Paul Roux şöyle diyor:
 "...İnanıyorum ki bütün tarihçiler, Atatürk olmasaydı ve bilinen eylemini yapmasaydı, ortada Türkiye diye bir şey olmayacağını kabul etmektedirler... ağdaş dünyada Mustafa Kemal kadar önemli ve derin toplumsal etkilerde bulunmuş başka bir kişilik tanımıyorum".

Öner Yağcı

Sonbahar

Sapsarı yapraklar arasından yürüyorum. Her taraf sapsarı görünüyor gözüme... Kâînat sarıyla kaplanmış sanki... Süslerini kaybeden ve giderek çıplaklaşan ağaçların altında yürürken, sonbaharın adı geçtiğinde yüreği saran o duygu, yani hüzün kapladı içimi... Adı birlikte yazılmış sanki hüznün sonbaharla... Öyle olduğundandır ki, her ikisi de birbirine âşinâ... Biri anıldığında diğeri geliyor

İsmail Bingöl

Zincirlerini Kalbinde Taşıyanlar!

Dünün köleleri, karanlık sabahların alacakaranlığında zincirlerin uğuldayan sesiyle uyanır, acımasız kırbaçların vuruşları altında şekillenirlerdi. Hayat, efendilerinin cömertliğine (!) bağlıydı, her nefes bir ödül ya da bir ceza kadar uzak ve belirsizdi. Direnmek, kaçış umutlarından daha çok ölüme teslim olmaktı; bedenleri yalnızca

Fatih Yüksektepe

Isparta Mevlidi

Isparta'nın öyle bir hâli var ki, aslında bir şey söyletmiyor kendine. Anlatacağını diliyle anlatıyor, söyleyeceğini hâliyle söylüyor ve kimseye aslında söyleyecek bir şey bırakmıyor gibi..Her şehrin kendine has bir kokusu olduğu muhakkak. Bazı şehirlerin daha özeldir kokusu. Daha bir çeker içine, daha bir sarıverir. Ve onu daha adımınızı atar atmaz hissedersiniz. Isparta'nın kokusu

Havva Küçük Konur

İmtihan ve mükafat

Mutluluklar, sevinçler, hayaller ve gülümsemeler bizim için olduğu gibi üzüntüler, kederler, sıkıntılar ve öfkeler de bizim içindir. Her zaman gülüp her zaman ağlayamayız.Artısıyla, eksisiyle, üzüntüsüyle mutluluğu ile bu hayatı yaşamak zorundayız. Hayat bizim için hem inişli hem de çıkışlıdır.Aldığımız bir haber bizi oldukça mutlu edebilir, bazen de çokça üzebilir. Bu bazen

Ayşenur Sertçelik

İstanbul Üniversitesi'ndeki mescit nasıl açıldı ve kim kapattı

Meşhur ilahiyatçı hocalarımızın hemen hepsinin hatıralarını okudum ve çok istifade ettim. Bugünlerde de Yusuf Ziya Kavakçı hocamızın "Göçüp Giderken" adıyla neşredilen hatıralarını bitirdim. Nehir söyleşi şeklinde hazırlanan eserin muhtevasını Dr. Müjdat Uluçam Bey'in soruları ve Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı hocanın bunlara verdiği cevaplar teşkil ediyor. Belirtmek gerekir ki, bu usul, bu minval üzere kaleme alınan kitapların okunmasını biraz daha kolaylaştırıyor.

Dursun Gürlek

Artık hiçbir şey

Zamanı ölçmek, saymak, bölmek ne zor iş. Masalarda, duvarlarda, ekranlarda çeşit çeşit bunca takvim. Cepte, duvarda, meydanda bunca saat. Hepsi ne içinBazen yan yana duran iki kişi, başka mevsimleri bölüşür. İnsan bir gün kendi miladını bulur. Herkesin takviminde başka bir isim durur."Sen gittin, tarih bitti, milat neyi açıklayabilir" demişti Mevlana İdris. Koca bir takvim aniden biter bazen.

Enes Batman