Srebrenitsa dersleri
İki gündür Srebrenitsa Soykırımı'nın yıldönümü etkinlikleri için Bosna Hersek'teyim. Dün de geçmişteki büyük acının izlerini sürmek için Saraybosna'yı arşınladım. Birinci Dünya Savaşı'nın ilk kıvılcımının

İki gündür Srebrenitsa Soykırımı'nın yıldönümü etkinlikleri için Bosna Hersek'teyim. Dün de geçmişteki büyük acının izlerini sürmek için Saraybosna'yı arşınladım. Birinci Dünya Savaşı'nın ilk kıvılcımının
Dünya ısınıyor, diyorlar... Baştan aşağı şüpheli bir tez ama bu şüpheyi dile getiren her bilim adamını doğduğuna pişman ettiler. Ama diyelim ki, ısınıyor. Benim ülkem ısıtmadı, soğutmayı
Dün Türkiye için tarihi bir gündü. Kendini feshettiğini ve silah bıraktığını açıklayan PKK, yeni adıyla "Barış ve Demokratik Toplum Grubu" olarak silahları yaktı ve bir ilke imza attı. O çok bilinen "silahları gömmek" yerine "silahları yakarak"
Tarih yapılırken yaşamak bambaşka bir tecrübe. PKK terör örgütünün, fesih kararı almasının üstünden iki ay geçtikten sonra bu kez silah teslimyakma aşamasına gelmesi gerçekten tarihi bir olay. Örgütün, "yenilmedik ha!" anlayışıyla bilhassa tabanına ve işbirliği yaptığı emperyalistlere mesaj vermek adına gerçekleştirdiği seremoni, günün sonunda ana hedefe odaklı gelişti.
İstanbul'da yaşayan biri için Ankara, Sinop ya da Şanlıurfa'daki bir gayrimenkul projesi ne kadar güzel olursa olsun pek bir şey ifade etmez. Sinop'taki biri de İstanbul'da geliştirilen bir projeyi takip etmez, ilgilenmez. Sadece şehir değil semt, bazen mahalle bile gayrimenkul alımında kararı etkileyen en önemli unsurdur. Tüketici, 'güzel bir proje ama biz o semtte yaşamayı
DİYARBAKIR Silahlara veda... Yıllardır kanayan yaraya merhem... Barış geliyor barış, artık ağlama annem... Bugün sınırın ötesinde, Süleymaniye'nin Dukan ilçesinde, "Silah bırakma töreni" var. Ülkemiz için... Milletimiz için... Hayırlı olsun.
CHP'li Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar tutuklandı. Ama daha büyükşehirdeki yolsuzluk dosyaları açılmadı. Dananın kuyruğu asıl o zaman kopacak, oğlu Mert de sırada! Büyükşehirde geçirdiği 6 yılın hesabı tek tek sorulacak. CHP'li başkanlar, Adana'ya bir çivi çakmadığı gibi yatırım yapacaklara da hep engel çıkardılar.
12 günlük İsrail-İran savaşında siyonist rejimden sonra en büyük darbeyi çoğu analiste göre bu çatışmada sadra şifa bir tutum sergilemeyen Rusya ve Çin aldı. Türkiye'nin gösterdiği proaktif tavrın çok çok gerisinde kaldılar. Oysa her iki ülke de çok kısa süre önce İran ile
ABD Başkanı Trump, Netanyahu tarafından Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilmesinden hoşnut olmuş gibi değildi. Dili farklı söylese de yüzündeki ifade bunun göstergesiydi. Nasıl olsun ki! Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırım suçundan dolayı hakkında tutuklama emri verdiği Netanyahu, Trump'ın Nobel tutkusunu
"Sabotaj meselesine değinmekle birlikte yine bir milli güvenlik sorunu olarak yangınların yüzde 89'unun insan kaynaklı olduğunu da söylememiz lazım. Bu, vakalardan elde edilen yangın sebeplerinin tasnifiyle erişilmiş bilimsel rakam. Türkiye Cumhuriyeti'nde yangınların yüzde 89'u insan etkeniyle çıkıyor. Yüzde 11'i ise doğal sebeplerden... Küresel ısınma önemli
Suriye'de yıllarca halkına zulmeden Beşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından, yeni yönetim kelimenin her anlamıyla enkaz devraldı. Yurtdışında yaşayan milyonlarca mülteci, yerle bir olmuş şehirler, cezaevlerinde kaybolmuş on binlerce insan ve işkenceler sonucu akıl sağlığını yitirmiş binlerce kişi vardı. Bugün hâlâ kayıplarını arayan ve hayata tutunmaya çalışan insanlar var.
Trump'ın deyimiyle İran ve İsrail arasındaki 12 Gün Savaşı sona erdi. Geçen haftaki yazımızda tarafların pozisyonlarından ve hedeflerinden bahsetmiştik. Bu süre içerisinde iki önemli gelişme yaşandı. İlki, ABD'nin savaşa direkt dâhil olması anlamına gelen İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıydı. Diğeri ise Trump tarafından 24 Haziran'da ilan edilen ateşkes. Bu iki olayı aynı sürecin ve mantığın ürünü olarak değerlendirmek doğru olacaktır.
Geçtiğimiz haftalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni anayasa çağrısını birkaç defa tekrarlamış ve en son somut bir adım atarak AK Parti MKYK toplantısında bir Anayasa Komisyonu kurduğunu duyurmuştu. Aynı anda TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da yeniden siyasi partileri ziyaret ederek uzlaşma arayışına hız verdi. Görünen o ki önümüzdeki yaz ve sonbahar ayları yeni anayasa konusunda hareketli geçecek.
Rusya ve Ukrayna Savaşı'nın son bir yıldan bu yana donma noktasında olduğu malûm. Diğer bir ifadeyle savaş, her iki taraf için de ne ileri ne geri ivme kazanıyor. Benzetmek gerekirse, süreç, boşa alınmış bir vitesle düz yolun eğimine kapılmış bir savaş aracına benziyor. Bayır yukarı ilerlerse araç duracak, bayır aşağı kontrolsüz bir şekilde hızlanacak. Ancak savaşın her iki tarafı da frene
ABD'de ikinci başkanlık dönemine başlayan Donald Trump'ın ilk gündem maddelerinden birisi Gazze oldu. İlk duyulduğunda sıra dışı gelse de Trump'ın Benyamin Netanyahu'yu ağırladığı ziyaret sırasında öne sürdüğü "ABD'nin Gazze'yi devralması ve Filistinlilerin Mısır ve Ürdün başta olmak üzere başka ülkelere göç etmesi gerektiği" planında ciddi olduğu anlaşılıyor.
Geçtiğimiz 15 ay boyunca Gazze'de yıkıcı bir savaş yaşandı. İşgalci İsrail intikamcı güdülerle hareket ederek mümkün olduğunca çok insana ve altyapıya zarar vermeye çalıştı. İsrail yaklaşık 100 bin ton patlayıcı atarak 47 bin Filistinliyi öldürdü ve Gazze'nin altyapısının yüzde 88'ini yok etti, ancak yine de ilan ettiği savaş hedeflerine ulaşmayı başaramadı. Bu süreçte İsrail;
Trump dünyası hakkında kesin olarak bildiğimiz şey, önümüzdeki dört yılın daha iyi olmayacağıdır. Emin olamadığımız şey ise daha kötü olup olmayacağı. Trump'ın dış politika ve güvenlik ekibi ilkine mükemmel bir örnek teşkil ediyor. Neredeyse hepsi Trumpizm ve MAGA'nın (Amerikayı Yeniden Büyük Yap-Make America Great Again) sadık savunucuları. Trump'ın ilk dönemini sembolize eden MAGA 1.0, realist dış politikanın kötü bir taklidi olan
Tam 10 yıl boyunca büyük bir mutlulukla köşe yazdığım Sabah gazetemize veda yazısı göndermenin burukluğu içindeyim. Akademi ve düşünce kuruluşu dünyasındaki tecrübelerimi ve görüşlerimi paylaştığım bu yazıların kamuoyumuza katkı verdiği ümidindeyim. Türkiye'nin bir on yılına tanıklık eden bu yazılar hayatımın en önemli dönemine karşılık gelmektedir.
© 2025