Cumhurbaşkanı yüzde 501 ile seçilecek. İktidar ve muhalefet açısından bu kolay ulaşılabilecek bir oran değil. Partiler ve ittifaklar bunun farkında. Erdoğan bu oy oranına bir çok kez ulaştı. Hatta bu oranın üzerine çıktı. Ancak, 2023'i dikkate aldığımızda 21 yıldır iktidarda olan bir parti için bu oranı tekrar tekrar tutturmanın ne kadar zor olduğu
Son bir haftadır Türkiye'nin en önemli gündem başlıklarından biri, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik başvurusu kararı. Hükümet, haklı olarak bu iki ülkenin terör örgütlerine verdiği desteği durdurmadıkça ve Türkiye'ye farklı gerekçelerle uyguladıkları silah ambargosunu kaldırmadıkça, Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya üyeliğine olumsuz bakıyor. Öz
Seçim kanununda yapılan değişiklik, pazarlık siyasetine bel bağlayan yeni kurulan partilerin büyük taleplerini anlamsız kıldı. AK Parti'den ayrılanların kurduğu Deva ve Gelecek partileri, muhalefet ve muhalefeti destekleyen medyada büyük heyecanla karşılanmıştı. Siyasetin rasyonel analizinden daha çok "wishful thinking" (hüsnü kuruntu) yaklaşımıyla
Cumhur İttifakı partileri, seçim kanunu değişiklik teklifini açıkladılar. Teklifte öne çıkan değişiklikler şunlar: Seçim barajı yüzde 7'ye düşürülüyor. Milletvekili dağılımında ittifak etkisi sıfırlanıyor. Seçimlere katılmak için Meclis'te grup kurma şartı kaldırılıyor. Seçim kurulu başkanları birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından kura ile bel
Bu yazının başlığı şöyle olabilirdi: AK Parti'nin seçimlerden birinci parti olarak çıkacağı bir parlamenter sisteme dönmek için özelde CHP genelde muhalefet partileri çaba gösterir mi Ya da mevcut siyasi denklemde parlamenter sisteme geçilmesi durumunda hükümeti hangi parti kurar Bugünden bakıldığında ve 2023 seçimlerinin sonuçlarını parti bazında
Önce bir hususu net vurgulayalım: Deva ve Gelecek partileri, yeni sistemin "nimetlerinden" yararlanarak eski sisteme dönmekten bahsediyorlar. Gelecek planlarını, parti programlarını, siyasette var olma mücadelelerini tamamen yeni sistem üzerinden kurguladılar. Bugün Türkiye parlamenter sistemle yönetiliyor olsaydı CHP; ne Saadet Partisi'nin ne de y
CHP'nin öncülük ettiği muhalefet partileri, 2018 seçimleri öncesi uzun bir süre iktidarın toplumu kutuplaştırarak seçimleri kazandığını iddia etti. 2019 yerel seçimlerinde bir taraftan iktidar kanadına yönelik bu iddialarını sürdürürken, diğer taraftan ikili bir taktiği devreye soktu. Taktiğin bir tarafında, "radikal sevgi" ve "toplumsal kucaklaşma
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Benim liderliğini yaptığım partinin de geçmişte yarattığı derin yaralar vardır" diyerek bir helalleşme listesi sıraladı. Listenin içinde "28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz. İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz" söylemi de yer aldı. Bu cümleyi kuran Kılıçdaroğlu, yakın bi
Muhalefet partileri, cumhurbaşkanı adaylarının kim olacağı konusunda bir türlü yol alamıyorlar. "Aday kim olacak", "parlamento seçimlerinde nasıl bir ittifak modeli geliştirilecek", "HDP'nin Millet İttifakı ile birlikteliği nasıl sağlanacak" gibi başlıklarda içten içe yürüyen "pazarlık siyaseti" devam ediyor. Bu konularda her geçen gün yeni "taktik
Türkiye çok partili hayata ikinci meşrutiyet döneminde geçti. Yani cumhuriyet kurulmadan Türkiye'de çok partili siyasal hayat başlamış ve ideolojik olarak siyasetin tüm yelpazeleri ortaya çıkmıştı. CHP, cumhuriyet kurulmadan bir hafta önce resmi olarak kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı'na vermişti. Zaten cumhuriyet kurulduğunda CHP iktidardayd
© 2016