Eskiden medya diye bir şey yoktu, Babıâli vardı. Osmanlı'nın son döneminde hükümet merkezi bugünkü İstanbul Valiliği'ndeydi ve oraya Babıâli denirdi. Sonra bu mekânın bulunduğu Cağaloğlu semti, gazetelerin merkezi olunca oraya da Babıâli dendi. Herhalde bir hikmeti var, demokrasilerde 4'üncü kuvvet olan basın bizde belki de hükümet merkezi olan "Ba
Tek parti dönemi dâhil CHP tarihinde ne bir "özeleştiri" geleneği ne de "Biz nerede yanlış yaptık" sorgulaması oldu. "En akıllı, en ilerici, en çağdaş" onlar olduğu için yanlış yapma ihtimalleri de yoktu. Kılıçdaroğlu dönemi de farklı olmadı. Her seçim yenilgisinin suçlusu hiç değişmedi: Ya "cahil halk" ya "medya" ya da partinin MYK'sından birkaç k
Seçim bitti, iktidar yeni dönüme hazırlanırken, muhalefetteki her partinin içinde derin bir hesaplaşma var. Bu açıdan CHP'nin kuyruğuna takılan HDP cenahında ilginç şeyler oluyor. Önce seçmenin tavrına bakalım. AK Parti döneminde nefes alan HDP'li seçmen, bu seçimlerde küçük de olsa bir hesap sorma başlattı. 14 Mayıs'ta HDP oylarını en az yüzde 4 d
Çok yazıldı, hatta küresel merkezlerin en etkili gazetelerinden Washington Post, 14 Mayıs 2023 seçimlerini, "Dünyanın en önemli seçimi" ilan etti. Sadece gazete ve dergilerin kapağına bakmak bile emperyalist merkezlerinin Türkiye seçimlerine nasıl baktıklarını anlamaya yeterdi. Batı içeriden ve dışarıdan bütün güçleriyle Başkan Erdoğan'ın "seçimle"
Küresel sistem ekonomisi ve siyasetiyle kendini yenileyemediği için derin bir krizin eşiğinde. Böyle zamanlarda devletlerin ve toplumların ayakta kalması, ülke gemisinin sağ salim bir liman varması ancak "Büyük Liderlik"le mümkün. Birkaç gün sevgili dostum Dr. Murat Yılmaz, içinden geçtiğimiz zaman diliminde dünyanın; "Derin bir Liderlik Krizleri d
Bilgisayar ve ardından arama motorlarının hayatımıza girdiği günlerde, espri konusu yapılan hoş bir olay anlatılırdı. Farklı uluslardan insanlara arama motorlarının önemini anlatmak için "İstediğiniz soruyu sorun" diye bir test yapılmış. Sıra Türk'e gelince, bilgisayarın başına geçmiş ve ikili karşılaşmalarda sorulan şu klasik soruyu sormuş: "Ne va
14 Mayıs seçim sonuçları sadece Türkiye'yi yanlış analiz eden siyasetçilere değil, beklentilerini analiz diye sunan akademisyenlere, araştırma şirketlerine ve tabii kanaat önderi havasında sabah akşam televizyonlarda yorum yapan gazetecilere de ağır bir tokat oldu. Onların rehberlik ettiği sosyalist sol, sol görünümlü CHP ve HDP, onlara siyaset müh
Sonunda siyaset için "her yol mübah" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, göçmen düşmanlığında sınır tanımayan çıkışlarıyla bilinen Ümit Özdağ'ı da yedili koalisyona katarak ne kadar "çaresizlik" içinde olduğunu gösterdi. Görünen o ki, "Baharlar gelecek" diye çıktığı siyasi yolculuğunu ilkeli bir çıkış yapan Sinan Oğan'ın dediği gibi "payız"la yani "sonbahar"
Yedili koalisyonun cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs yenilgisini geçici de olsa atlatmak için hiç zaman kaybetmedi. Önce muhalif seçmenin sorgulamaması ve öfkesini kendisine yöneltmemesi için rotayı aşırı milliyetçiliğe kırdı. Elini masaya vurdu, "vatan" kavramını öne çıkardı ve yaklaşık 6 milyon Suriyeli sığınmacıyı da yeni düşman i
Tarihi 14 Mayıs seçim sonuçları Yedili Masa muhalefetini şaşırttı ama masanın "şımarık çocuğu" HDP'yi şoke etti. Bu sonucu hiç beklemiyorlardı. Öyle bir havaya girmişlerdi ki, cezaevlerinin kapıları kırılacak, özerklik ilan edilecek, Öcalan da serbest bırakılacaktı. Ne kol kola girdikleri Altılı Masa partilerinin "kör bıçak"lığı akıllarına geldi, n
© 2016