Algılar iyice yerleştikten sonra yapılan açıklamaların etkisi cılız kalıyor. Gerçekler, algılar karşısında maalesef çaresiz kalıyor. Ne yazık ki artık hep böyle! En son olarak, Kuzey Irak Kürt Yönetimi'nin, Bağdat yönetiminden (yani Irak hükümetinden) izinsiz şekilde Türkiye üzerinden petrol sattığı gerekçesiyle açılan davada, Paris Uluslararası Ta
Sevgili Kılıçdaroğlu'nun en büyük avantajı, HDP'nin desteğini kazanmaktır. Zaten bu destek olmasa seçimi kazanma ihtimali bile söz konusu olamaz. Yani, HDP desteğine eli mahkûmdur. HDP de bunu bildiği için "100 yıllık Cumhuriyeti değiştireceğiz" şeklinde gündüz gözüyle meydan okuyabiliyor. Gelgelelim... CHP İttifakı'nın en büyük dezavantajı da HDP'
Şişli Belediye Başkanlığı döneminde Mustafa Sarıgül, CHP'li sosyolojinin gözünde adeta efsaneleşmişti. Her görüşten, her sınıftan, her meşrepten yurdum insanıyla kolaylıkla irtibat kuruyor, hemen herkese dokunuyordu. Efsane zamanla İstanbul'a sığmaz oldu; dağa taşa "Çare Sarıgül" yazıldı. Çok geçmeden de İstanbul sermayesi başta olmak üzere günümüz
Kimi yazarçizer arkadaşlar, "CHP İttifakı"nda yer alan yüzde 1'lik partilerin yüzde 10'luk HDP'den daha çok pay alacak olmasına hayret ediyorlar! Şaşacaksınız ama söyleyeyim: Hayret etmekle hem çok haklı hem de çok haksızlar! Haklılar... Çünkü, CHP İttifakı adayı Kılıçdaroğlu kazanırsa yüzde 1'lik partilerin genel başkanlarının her biri cumhurbaşka
Kitabın ortasından konuşacak olursak, manzara-i umumiye, açık ve net şuncağızdan ibarettir: Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olmak için HDP'nin önüne gitti, Diyarbakır anneleri ise çocukları dağdan dönsün diye!.. CHP İttifakı için bütün mesele işte bu manzarayı yeri geldiğinde gizlemek, yeri geldiğinde aşikâr etmektir. Tuhaf ama oyun budur! HDP cumhurbaş
"Bundan böyle hiç kimse herhangi bir uluslararası kuruluşa başvurmayacak, herkes kendi arasında anlaşacak. BM'nin ve diğer kurumların tüm aptalca kararları paramparça olacak (...) Güven tükendi..." Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev bu sözleri Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Putin hakkındaki tutuklama kararı üzerine söyledi. Tü
Bu yazıyı daha önce yazacaktım. Ne ki birdenbire öyle bir ağrıya düçar oldum ki gün boyu yatağa hareketsiz yapıştım. Neyse, sağlık sorunlarıyla başınızı şişirmeyeyim. Çok şükür toparladım ama bu sefer de araya başka mevzular girdi, bugüne kadar erteledim. Lakin okuduğunuz yazıya vesile olan şu söz hiç aklımdan çıkmadı: "15-16 Temmuz 2016'da Amerika
Birçok dostumuz Twitter mecrasının "yandaşlık" yaptığından şekvacı. Doğrusunu isterseniz, olunmayacak gibi de değil. Seçim sath-ı mailine girdiğimiz şu günlerde, "kör kör parmağım gözüne" mesabesinde "muhalif yandaşlığı" yapıyorlar. Önüme sürgit muhalif hesaplara ait tweetler düşünce, "Galiba algoritma kafayı bana özel olarak takmış" diye düşündüm.
Tek başına ekonomik kalkınma bir milleti felahakurtuluşa götürmez. Ahlaktan bağımsız ekonomik kalkınma insanlığa beladır. Böylesi bir kalkınma, zalim adamın zengin olmasına benzer. Zalimdir ama fakirdir; zararı azdır. Zalim adam bir de zengin olursa, insanlık âlemini perişan eder... Yukarıdaki ifadeleri, merhum Şemseddin Yeşil'in 1960'lı yıllardaki
Kiminin elinde dün silah vardır bugün çiçek, kiminin elinde dün çiçek vardır bugün silah. Nasıl ki dünün silahı günün çiçeğini iptal etmez, dünün çiçeği de günün silahını mazur göstermez. Dahası, bugün elinde çiçek tutanı sırf dün silah tuttuğu için mahkûm etmek, çiçek tutmayı teşvik etmez. Tam aksine, dünün üzerinden çiçek tutmanın bedelini ödetir
© 2016