İtibar mı gösteriş mi

"İtibardan tasarruf olmaz" sözü, devletin ve milletin hakkıyla temsili için söylenmişti. Ancak, bu anlayışın, sadece temsille sınırlı kalmayıp yaşam tarzımızın temel gerekçesi haline geldiğini görüyoruz. Özellikle bazı muhafazakâr çevrelerin yaşam biçimi, kimi zaman yüksek sosyeteyi bile geride bırakacak düzeye ulaşabiliyor.Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi,

Raşit Yıldırım

Aman AI, canım AI, derdime bir çare…

"Sizde nasıl oluyor bilmiyorum. Hastaneye gidiyorum, kapıyı çalıyorum, doktora 'Kolay gelsin hocam' diyorum, hoca ekrana bakıyor: 'Ver,' diyor.'Neyi vereyim hocam..'Cevap vermiyor! Diyorum ki, devletin doktorunu yorma, ne istemiş olabilir diye kendi kendime muhakeme yapıyorum. He, barkot! 'Buyurun hocam,' diyorum. Gene bakmıyor. 'Neyin var' diyor.

Ziyahan Albeniz

Yaz mevsiminin gözdesi: Şeftali

Her yaz mevsiminde manav tezgâhlarını süsleyen, kokusuyla çocukluğumuza, tadıyla serin bir yaz akşamına götüren bir meyve var: Şeftali. Ama onu sadece ferahlatan bir meyve sanmak haksızlık olur. Çünkü şeftali, gövdesinde adeta bir sağlık manifestosu taşıyor!İşin uzmanları diyor ki; bir adet orta boy şeftali, günlük C vitamini ihtiyacınızın yaklaşık %15'ini karşılayabilir.

Gamze Demirel

Görünmez savaşın eşiğinde miyiz

1979 baharında Sovyetler Birliği'nin Sverdlovsk kentinde insanlar birer birer hastanelere düşmeye başladı. Doktorlar önce bunun sıra dışı bir zatürre salgını olduğunu düşündü. Aylar sonra 60'tan fazla insan öldüğünde bile gerçekte ne olduğunu kimse tam olarak bilmiyordu. Ta ki yıllar sonra Sovyet arşivleri açıldığında ortaya çıktı: Bu sessiz felaket, bir biyolojik silah tesisinden yanlışlıkla sızan şarbon sporlarından kaynaklanmıştı.

Gülay Erdemli

Keloğlan, keleş oğlan!

Mustafa Şahin 21 Haziran 2025 günü çok dikkat çekici bir yazı yayınladı.Maalesef hak ettiği ilgiyi görmeyen yazının başlığı "Sen Niye Keloğlan Oldun" idi. (https:www.perspektif.onlinesen-niye-keloglan-oldun)Şahin, 'ortak muhayyilemizin çocuğu' dediği Keloğlan'la bir sorunu olmadığını söylüyor ama eleştirisinin merkezinde

Salih Cenap Baydar

Siyasetin dili halkın cümlelerinden oluşmalı

Bir ülkeyi yönetmek yalnızca karar almakla değil, o kararları hangi dille kurduğunuzla da ilgilidir. Son yıllarda bu toplum, alınan kararlardan çok, o kararların nasıl savunulduğundan, yapılan yanlışlardan çok, o yanlışların hangi dille savunuluyor oluşundan yıprandı... İktidarla halk arasındaki mesafe, yasa metinleriyle değil, cümle yapılarıyla büyüdü. Söz, halka doğru değil, halkın üstünden

Şule Demirtaş

Hayat gündemden fazla bir şeydir

Türkiye, gündemi yoğun olan bir ülke. Mesela neredeyse sadece bir hafta içinde karikatür krizinden orman yangınlarına, 12 askerimizin şehit olmasından Yapay zekâ Grok'a başlatılan soruşturmaya kadar pek çok olay yaşadık. Dikkat ettiyseniz yazdıklarım arasına siyasette olanları katmadım bile, zaten siyasetteki olaylar günlük değil neredeyse anlık değişiyor. Kronikleşmiş gündemleri de katmadım.

Sacide Özlem

Orman yangınları: Kusurlarımız, sorumluluklarımız

Ülkemizde yaz sıcaklarının başlamasıyla orman yangınları da başladı. Küçük bir hata veya ihmal telafi edilemez kayıplara yol açabiliyor. Elbette vatanımızı seviyoruz. Ama sevgi bir duygu, sevdiğimizi koruyup esirgemekse akıl ve bilgi meselesidir. İnsanoğlu akıl ve bilgiden ziyade duygularının etkisiyle davranıyor ve her konuda aklını duygularının buyruğuna vermenin bedelini çok ağır ödeyebiliyor.

Mustafa Çağrıcı

Fatih Altaylı

Birkaç gündür nereye baksam, nereye dönsem Karşımda çaresizlik kavramı Kiminle konuşsam, kime sorsam usulca bir yokluyorum derinleriAlttan alta bağırıyor çaresizlik kavramıDiller çekinir utanır söylemeye, diller söyleyemese de hal ortadaYürekler bunalmış, yalan dünyalar her yeri sarmış, yollar şaşırılmış

Semra Alkan

Yol ve yazı

İnsan niye yazarOnca roman, onca şiir, onca öykü, onca yazı Hepsi, insan denen varlığı, hayat denen esrarengiz süreci, toplumsal oluşumu, içimizdeki arzuları, yaşamakla ölüm, akılla kalp, ruhla beden arasındaki çatışmayı kavrama çabasından başka ne ki.. Var olduğundan beri insan, kâinata şaşkınlıkla, bazen aşkla, bazen nefretle, bazen fani oluşun öfkesi

Alaattin Karaca