Orman yangınları: Kusurlarımız, sorumluluklarımız
Ülkemizde yaz sıcaklarının başlamasıyla orman yangınları da başladı. Küçük bir hata veya ihmal telafi edilemez kayıplara yol açabiliyor. Elbette vatanımızı seviyoruz. Ama sevgi bir duygu, sevdiğimizi koruyup esirgemekse akıl ve bilgi meselesidir. İnsanoğlu akıl ve bilgiden ziyade duygularının etkisiyle davranıyor ve her konuda aklını duygularının buyruğuna vermenin bedelini çok ağır ödeyebiliyor.
Uzman kişiler ve kuruluşlar orman yangınlarının 88-90'ının insan unsurundan kaynaklandığını belirtiyorlar. Sebepler ihmal ve kasti olarak ikiye ayrılıyor. İhmallerin başında şunlar geliyor:
Ormana sönmemiş sigara, kibrit atılması,
Anız veya zeytin altındaki otların yakılması
Çocukların ormanda ateşle oynamaları,
Orman içinde ve kenarında çöp yakılması,
Orman içinde ve kenarında piknik amacıyla ateş yakılması, atık şişe bırakılması.
Kasıtlı orman yangınları çıkarma sebeplerinin başında ise terör ve ziraat alanı açılması gelmektedir.
Bu tür kasıtlı veya kasıtsız sebeplerle sadece milyonlarca ağaçlarımız değil, yaktıklarımız; aynı zamanda sayısını Allah'tan başkasının bilemeyeceği kadar çok sayıda canlıları da yakıyoruz.
Basit önlemleri almayıp milyonlarca ağacımızın yanmasına, sayısız canlıların ölmesine sebep olanlar duygusal olarak vatansever olsalar da bunun bir anlamı kalmıyor. Söz konusu insanımız, geleceğimiz, vatanımız, kısaca milli değerlerimiz ise gerisi tamamen teferruat Ormanlarımız ve oralardaki sayısız canlılar da Allah'ın bizim emanetimize verdiği milli değerlerimizdir; onları korumak ve yaşatmak hem dinî hem yasal görevimizdir; bunu asla aklımızdan çıkarmamalıyız.
Orman yangınları, depremler gibi afetler konusunda siyasal ve ideolojik ayrışma ve çekişme, alınganlık ve umursamazlık yapılamaz; herkes siyaset üstü düşünmek, yapıcı davranmak, yapıcı eleştiriler yapmak, çözümler üretmek, bu eleştiri ve önerilerden yararlanmak zorundadır. Özellikle yapılması gerekli olup da yapılmayanlarla ilgili olarak uzmanlar ve akademisyenler özgürce konuşmalı; onların görüş, öneri ve eleştirileri yetkili ve sorumlu makamlarca ciddiye alınmalı, faydalı ve mümkün görülen önerilerin gereği mutlaka yapılmalıdır. Bunları takip etmek, sorgulamak ve gereğini yapmak vatandaşın dinî, ahlâkî ve toplumsal görevidir. Çünkü bu ülkenin değerlerinde herkes eşit derecede hak ve sorumluluk sahibidir.
Uzmanların belirttiğine göre orman yangınları iklim değişikliğiyle doğrudan ilişkilidir. Her yıl iklim değişikliğinin etkisiyle daha fazla yükselen sıcaklıklar, düşük nem oranı gibi olumsuz şartlar ormanları yangınlara daha çok maruz bırakıyor, mücadeleyi güçleştiriyor ve zarar görme riskini artırıyor. Bunlar da her bir vatandaşın yangına karşı daha dikkatli ve sorumlu davranmasını gerektiriyor.
Küresel ısınmanın etkisiyle artan sıcaklıklar, su kaynaklarının azalmasına ve uzun süreli kuraklık dönemlerinin yaşanmasına neden oluyor. Kuraklıksa yangınlarda kullanılan suyun temin edildiği kısa mesafeli kaynakların azalması, bitki örtüsünün kuruması ve daha çabuk tutuşması gibi olumsuzluklar yüzünden ormanların yangına karşı daha savunmasız hale gelmesine yol açıyor. Bunlara bir de geç ve eksik müdahale eklenince yangın daha çok ormanın ve canlının yanmasına yol açıyor.