Ünal Bolat

Türkiye

Arkadaşımı taklit edince...

Cami imamı o hâlimizi görünce şaşırarak "çocuklar ne yapıyorsunuz" diye seslendi...Ömer Seyfettin'in çocukluk hikâyeleri olur da bizim yok mu Çocukluğumda bir tatil günüydü... Babam beni elimden tutarak en yakınımızdaki camiye götürdü. Hoca efendiyle konuştular.Benim dinîbilgileri ve namaz kılmayı öğrenmemi istiyordu. İmam Efendi babama dediki:-Bir

"Bilim mi, çene mi"

"Adamın yalnız çenesi değil, yüzü de şişti. Artık ağzını açmakta zorlanmaya başladı..."Bu anlattıklarımı fıkra gibi düşünebilirsiniz ama değil... Anlatacaklarım elli altmış sene önceki yaşananlardan bir kesittir. Size o yıllarda, köyümüzde dişlerin nasıl çekildiğini de anlatayım. Küçük dişlerimizi sallaya sallaya iplikle asılarak çekerdik. Azı dişl

Ameliyata girerken yaşanan şok!

Hemşire geldi "sizi alamıyorum, maalesef sizin kan grubunuz az bulunan kan" dedi!..Bundan altı sene önce bir ramazan günü yaşadığım hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Doktor bana ameliyat için randevu verdi;"Şu anda seni bu hafta ameliyata almam zor ama bir dahaki hafta seni arayabiliriz" dedi.Çıktık dışarı. Artık çocuklar bir arayış için

Başka bir çaresi yok mu

Doktor"Maalesef bu böbreği almamız lazım, diğer taraflara sıçramadan" deyiverdi...Bundan altı sene önce bir ramazan günü yaşadığım hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Artık hastaneleri yol etmeye başlamıştık. Sabah gittim sıramız geldi, doktora girdim. Durumu izah ettim. Sağ olsun doktor çok ilgilendi:"Önce bir tahlil ve ultrason isteyelim

Ramazanın üçüncü günüydü

"Hayırdır bu ne durgunluk Canını sıkan bir şey mi oldu Sende bir hâl var!.."Bundan altı sene önceydi. Yıl 2018. Ramazan ayının 3. günü orucumu tutarken, iftardan önce "abdest alayım" diye lavaboya gittim. Af buyurun idrar yaparken idrarın simsiyah aktığını görünce bir tuhaf oldum. Doğal olarak bir endişe ve merak hasıl oldu. Kendimi toparladım evde

Salondaki gölge!..

"O arada boğazımı biri sıkıyor hissi oluştu. Sanki gözlerim ve bedenim taş kesildi..."Evliliğimizin ikinci senesiydi... Bir gece sabaha karşı saat dört civarı, tahta pencereden salona girip koridorun ışığını açıp ortalığı karıştıran; halıfleksin üzerinde spor ayakkabılarının sesini işiterek, yatak odasında tam da göz hizamdaki gardırobun camlı bölm

Umudu öldürmeyin!..

"Hâlen merakım devam etmektedir. O ağaçlar nasıl kavak ağacıyla böyle yarışabilir!.""Ne yaparsanız yapın umudu ve hatırı sakın öldürmeyin" derdi büyüklerimiz. Öyle ya, tanıdığımız birisi bizim olduğunu bildiği hâlde köpeğimize taş atsa, o taş köpeğe isabet etmese bile bu dostumuza karşı sevgimiz azalır. Bu elde değil...Babam okuyup yazmayı askerde

Su testisi su yolunda...

Özel bir odada avukatıma konuyu anlattım. "Her şey yasalara uygun" diye söyledi.Hatırama bugün de devam ediyorum... Beni ifade için Mali Polis İstasyonu'na götürdüler. Ben her ihtimali düşünerek avukatlarımdan birisini bulup Mali Polis'e gelmesini rica etmiştim...Özel bir odada avukatım her şeyin yasalara uygun olduğunu söyledi. Hâlâ neyle suçlandı

"Kasa nerede" diye sordular

"Salonda bulunan ne kadar dolap ve çekmece varsa altını üstüne getirip karıştırdılar!.."Bir gün fakültede odamda otururken telefonum çaldı:"Hocam yerinizde misiniz" diye sordu.Ben daha "yerimdeyim, siz kimsiniz" demeden de telefon kapandı. Fazla üstünde durmadım ama birkaç dakika geçmeden kapım çalındı."Giriniz" der demez, içeriye iyi giyimli bir b

Sarılmak...

"Baş başa kaldık. Ceset torbasına koymam gerekiyordu. Torbayı açıp yanına serdim..."Göztepe köprüsünün altında inenleri boşaltan, bavulları yol kenarına dizen otobüsün önünde ağlaşıyorduk babamla. Gözyaşları boynumu ıslatıyordu.Asker dönüşü oğlunu beklerken yaşadığı stres ve kaygının boşalmasını yaşıyordu.Pazar günü yolda gördüğüm bir bel çantasını