Ünal Bolat

Türkiye

Dünyayı en çok dolaşan millet

"Bazen çıkarlarımız başkasının çıkarları ile ters düşebiliyor. Düşmanlıklar böyle başlıyor."Sevgi akışının devam ettiği alanlarda hayat da akıp gider. Bizler, hayallerin rüyalardan ibaret olduğunu biliriz de yine de hayalperest olmayı yeğleriz. Kelimelerin kaprisli açılımlarına kapılıp yaşamaktan bahsedenleri hep yarım kulak dinleriz. Olduğumuz yer

Sevenler bile sevemez gurbette...

"Gurbet öyle zor ki kızı sevdiğinden oğlanı sevgilisinden ayırırlar yabancı olduğu için..."Bir yerden bir yere her ne sebeple olursa olsun göç ettiğinde yaşadığın gariplik duygusunu anlatmaya bugün de devam ediyorum...Sabah kalkar yabancı gelen sokaklarda ürkek ürkek gezersin, çünkü sokaklar caddeler binalar hepsi yabancı; geçip gidenler, gelip geç

Göç ettin mi hiç memleketten

"Tarlamdayım işte; çapalarken, ağaçları budarken onlarla konuşurum yalnızlık olur mu"Âcizane ben "göç geçici ölümdür" derim. Göç etmek kolay gibi görünür aslında insanı derinden üzen hücrelerine kadar insanı sarsan bir hadise."Her uyku birer ölüm, her ayrılık bir ölüm, Dönülmeyen bölüm işte o gerçek ölüm."Bir memlekete dünyaya geliyorsun gözünü aça

Müteahhit çok şaşırmıştı!

"Maraş'a döndüğümde müteahhit arkadaşa 'yapı ortaklığı'na giremeyeceğimi bildirdim..."Kahramanmaraş'ta vazife yaptığım zamanlardı. Konut inşaatları yapan bir tanıdık vardı. O zamanlar, konut inşaatlarında "Yapı Ortaklığı" çıkmıştı. Yani, müteahhit kişi bir bina yapmaya karar veriyor ve buradan daire almak isteyenlerle inşaata ortaklık anlaşması yap

Kimsenin yanına kâr kalmıyor

"Kızım dedi ki sonunda demek ki babacığım kötülük kimsenin yanına kalmıyormuş!.."Dedemden dinlediğim hatıramı bugün de anlatıyorum... Askerde kendisini tanıyan hemşehrisi olan çavuşun yönlendirmesiyle sürekli bir tenhada kıstırıp döven kişinin dedeme işi düşünce, dedem adama yardımcı oluyor sonra da diyor ki: "Beni niçin dövmüştünüz" Çavuş da diyor

Şu delikanlı o köydendir

"Nasıl olsa çocuğunuz yok. Sen bunu beklemek zorunda değilsin kızım yazık olmasın."Dedemden dinlediğim hatırayı anlatmaya bugün de devam ediyorum...O meşhur Erzincan Depreminde bölük komutanımız ve hanımı Harbiye yenge de vefat etmişti. Koskoca bölükten beş kişi sağ kalmıştık. Yollar yarılmış, bize başka illerden yardım üç gün sonra gelebilmişti. B

Erzincan Depremi olunca...

"Acemilik bitti, onbaşılığı kazandım. Eski ve yeni yazıyı bildiğim için Tokat'ta kaldım."Dedemden dinlediğim hatırayı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Benden bir yıl önce bizim köyden başka bir asker de oraya gitmiş ama benim ondan haberim yok. Onu orada hiç görmüşlüğüm de yok. Askerden önce babamla ve kardeşlerimle ticaretle uğraştığımız için h

Vatan sağ olsun kızım...

"Nazife teyzem nişanlısının Sarıkamış'ta şehit olduğunu öğrenince hayata küsmüş..."Dedemden dinlediğim hatırayı anlatmaya devam ediyorum...Sarıkamış'ta donarak şehit olan askerlerin künyeleri açıklanırken komutana ağabeyinin akıbetini sorunca komutan"Vatan sağ olsun kızım, Sarı Emin oğlu Ramazan şehittir" demiş.Eline de bir yazı vermiş. Halam elind

Nazife teyze niye ağlar ki!

"Halalarımın sevmesine alışmıştım ama beni onlar gibi çok seven birisi daha vardı..."Çocukluğumun kışları ayrı bir güzeldi. Kasabamıza henüz elektrik gelmemişti. Elektrik sadece orman işletmesinde vardı. O da akşamları jeneratörle iki üç saat verilirdi. Tabii ki kendi memurlarına. Bize elektrik, ben dördüncü sınıftayken gelmişti.Bizim eve elektrik

İlk gelen o teyzeydi

"O gün bir kapı önündeki konuşmanın, bir hayatın yönünü değiştireceğini ne bilirdik.."O gün, Sosyal Dayanışma Merkezi projesi kapsamında mahalle ziyareti yapıyorduk. Planlı bir ziyaret değildi bu; sokak sokak yürüyerek, kim bizimle konuşmak isterse onu dinleyerek ilerliyorduk.Dar bir sokağın başında, kapısının önünde oturan bir teyze seslendi:"Evla