Ünal Bolat

Türkiye

Başka bir çaresi yok mu

Doktor"Maalesef bu böbreği almamız lazım, diğer taraflara sıçramadan" deyiverdi...Bundan altı sene önce bir ramazan günü yaşadığım hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Artık hastaneleri yol etmeye başlamıştık. Sabah gittim sıramız geldi, doktora girdim. Durumu izah ettim. Sağ olsun doktor çok ilgilendi:"Önce bir tahlil ve ultrason isteyelim

Ramazanın üçüncü günüydü

"Hayırdır bu ne durgunluk Canını sıkan bir şey mi oldu Sende bir hâl var!.."Bundan altı sene önceydi. Yıl 2018. Ramazan ayının 3. günü orucumu tutarken, iftardan önce "abdest alayım" diye lavaboya gittim. Af buyurun idrar yaparken idrarın simsiyah aktığını görünce bir tuhaf oldum. Doğal olarak bir endişe ve merak hasıl oldu. Kendimi toparladım evde

Salondaki gölge!..

"O arada boğazımı biri sıkıyor hissi oluştu. Sanki gözlerim ve bedenim taş kesildi..."Evliliğimizin ikinci senesiydi... Bir gece sabaha karşı saat dört civarı, tahta pencereden salona girip koridorun ışığını açıp ortalığı karıştıran; halıfleksin üzerinde spor ayakkabılarının sesini işiterek, yatak odasında tam da göz hizamdaki gardırobun camlı bölm

Umudu öldürmeyin!..

"Hâlen merakım devam etmektedir. O ağaçlar nasıl kavak ağacıyla böyle yarışabilir!.""Ne yaparsanız yapın umudu ve hatırı sakın öldürmeyin" derdi büyüklerimiz. Öyle ya, tanıdığımız birisi bizim olduğunu bildiği hâlde köpeğimize taş atsa, o taş köpeğe isabet etmese bile bu dostumuza karşı sevgimiz azalır. Bu elde değil...Babam okuyup yazmayı askerde

Su testisi su yolunda...

Özel bir odada avukatıma konuyu anlattım. "Her şey yasalara uygun" diye söyledi.Hatırama bugün de devam ediyorum... Beni ifade için Mali Polis İstasyonu'na götürdüler. Ben her ihtimali düşünerek avukatlarımdan birisini bulup Mali Polis'e gelmesini rica etmiştim...Özel bir odada avukatım her şeyin yasalara uygun olduğunu söyledi. Hâlâ neyle suçlandı

"Kasa nerede" diye sordular

"Salonda bulunan ne kadar dolap ve çekmece varsa altını üstüne getirip karıştırdılar!.."Bir gün fakültede odamda otururken telefonum çaldı:"Hocam yerinizde misiniz" diye sordu.Ben daha "yerimdeyim, siz kimsiniz" demeden de telefon kapandı. Fazla üstünde durmadım ama birkaç dakika geçmeden kapım çalındı."Giriniz" der demez, içeriye iyi giyimli bir b

Sarılmak...

"Baş başa kaldık. Ceset torbasına koymam gerekiyordu. Torbayı açıp yanına serdim..."Göztepe köprüsünün altında inenleri boşaltan, bavulları yol kenarına dizen otobüsün önünde ağlaşıyorduk babamla. Gözyaşları boynumu ıslatıyordu.Asker dönüşü oğlunu beklerken yaşadığı stres ve kaygının boşalmasını yaşıyordu.Pazar günü yolda gördüğüm bir bel çantasını

Romancı ve şampiyon

"Sağlığında ciddi bir kötüleşme ve bozulma görmediği için yeniden testler yaptırır..."Adamcağız hastanede genel sağlık taraması yaptırırken beyninde habis bir kitle tespit edilmiştir. Tıbben yaklaşık bir yıllık ömrü kaldığını söylemişlerdir.Adamcağız başlangıçta bir şok yaşasa da gerçeklerle yüzleşir. Kendinden sonrakilere telif hakkı kazandırmak a

"Onu görmeden dönmem!"

"Çok yürüdük, biraz dinleneyim" dedim ama "onu gözden kaçırırım" diye devam ettim... Hilmi adında bir çocuk var. Ortaokul çağında. Kendisini tanımıyorum ama sık sık buraya gelir gider. Sarışın ay yüzlü bir çocuk. Bir sevdiği olsa gerek, heyecanla, güzel giyimli bir şekilde bizim dükkânın önünden geçer."Kimsin nesisin, nereye gidersin" diye sorarım,

İnsan kendine zulmedermiş!

Baba fırsatını bulup "oğlum al şu anahtarı git dükkânı aç, bu iş inada bindi" der. Hatıramdan önce duygularımı dile getireceğim birkaç cümleyi sizinle paylaşmak istiyorum. Derler ki "Kendimizi başkaları ile kıyaslamayalım, kendimizi önceki hâlimizle kıyaslayalım..." Bir bayram sabahı adam oğluna der ki: "Oğlum müşterilerimizin büyük bir bölümü