Ragıp Karadayı

Türkiye

"Muvaffakiyetler, tesadüfen olmuyor Jale Hanım kardeşim..."

Doktor Nefise:- Yine güldürdün beni Jaleciğim. Rabbim de seni hep güldürsün, iki cihanda da... Tıbbiyeyi kazanıp fakülteye gittiğim ilk gün ilk derse giren hocamız amfideki kürsüye geçti. Tek tek yüzümüze bakarak tebessüm etti. Bize ilk ne deseydi iyiydi- Herhâlde "Hoş geldiniz doktor adayları..." demiştir.- Yok, bilemedin! İlk dediği: "Biliyor mus

"Yabancı kültür şırıngası izleri bunlar..."

Jale, içini çekerek konuştu:- Benim arkadaşlarımın çoğu tarihimizle iftihar etmez. Hatta Osmanlıya hakaret edenler, küçümseyenler bile var doktorum.- Ah ah! O ayrı bir kanayan yaramız, oldukça da derin. Geniş bir vakitte bu mesele üzerinde konuşuruz.- İnşallah.- Ecdatla iftihar edip etmeme her şeyden önce karakter meselesi. Şunu unutmamak lazım; Os

Yüreğime öyle bir kor düştü ki yakıp kavuruyor içten içe...

Fazla dayanamadım "Çocuklar eve gelmeden konuşmalıyım" dedim, doktorumu aradım. O da sanki telefonunun başında bekliyormuş gibi hemen açtı ve ben bir şey demeden başladı konuşmaya;- Acelen neydi Jale Hanımefendi kardeşim Kitabı okur sonra ararsın diye tahmin ediyordum ama yanılmışım!- Allah iyiliğini versin Doktor'um! Aklımı başımdan alan yazıdan s

"Hayal edemeyeceğim şeyler şimdi hakikat olmuştu..."

Toleuzhan'ın şu duası onun samimiyetini yansıtıyor: "Ben, beni bıraktığım zaman, sen beni bırakma Allah'ım!"İçinde bulunduğu ruh hâlini de şu cümlelerle hülâsa edip özetliyor Toleuzhan: "Hayal, hayatın ümididir. Hayal kurmak çeşitli faaliyetlere sebep olabilmekte. Bazen de insanoğlunu ayakta tutan sebeplerin başında geliyor! Çünkü insan hayal üzeri

Kuşlar kadar hafiflemiştim, uçmaya kanat çırpıyordum...

Pencereyi araladım dışarı baktım. Hafif bir seher yeli, gümüşi bir aydınlıkla beraber kuş cıvıltılarını dolduruverdi içeriye. Çok rahatlamıştım... Türk kızı Toleuzhan, ilk namaz kılmasını anlatıyor:-Vakit yaklaştıkça kalbim, yerinden fırlayacakmış gibi hızlı hızlı çarpıyordu. Âlemlerin Rabbi olan Allahü teâlânın huzuruna çıkacağım, rektörün, ya da

İlk tanıştığım o kız arkadaşım benden daha çok seviniyordu!

"Sana ne oluyor Ben ebedî kurtuluşun anahtarını buldum diye sevincimden ağlıyorum, sen niçin ağlıyorsun" Türk kızı Toleuzhan, sözlerine şöyle devam ediyor:-Ben seviniyordum ecdadımın bize isim olarak bıraktığı en son dinimi yeniden kazandığıma fakat bana kol kanat geren o ilk tanıştığım tesettürlü kız kardeşim benden daha çok seviniyor, 'Elhamdülil

"Kalbimde rahatlık, ruhumda ise ferahlık had safhadaydı"

Şehadet getirerek ruhumun ihtiyacını gidermiştim ama hâlâ eksiklerim vardı. İslâmiyet hakkında hiçbir şey bilmiyordum... Türk kızı Toleuzhan:- Maalesef "melek" tasvirleri hep güzel kız olarak çiziliyor.- İşte o yanlış. Meleklerde erkeklik dişilik olmadığı gibi günah da işlemezler, yalnız Allahü teâlânın emirlerini yapmakla vazifelidirler. Peygamber

"Hayatımda ilk defa yolda tesettürlü birini gördüm!"

Allahü teâlâya tam teslimiyet vaktim gelmişti. Sonra da bana dünyanın en güzel cümlesi şehadeti öğretti. Türk kızı Toleuzhan:Üniversite talebesiyken ders çıkışı kaldığım yurda gidiyordum. Yolda hayatımda ilk defa tesettürlü birini gördüm. Hayret ettim. Sanki uzaylı birini görmüşüm gibi de merak ettim. Hislerime hâkim olamıyordum. Ayaklarım sanki 'A

"Her zaman 'evet' cevabı duymak insanı yorar!.."

"İnsan hep mesut ve bahtiyar olamaz. Bunun kadrini kıymetini bilmek, ne olduğunu anlamak için mutsuzluğu da yaşaması lazımdır." Türk kızı Toleuzhan'ın açıklamaları şöyle devam ediyordu:Oysa aklımın, inancımın kontrolündeki yaşantımda pişman olacağım hiçbir şey yapamıyordum. Çünkü her istediğimi, bilhassa "Ne faydası var Haram mı, helâl mi Ahirette

Mesuliyet hissi taşımayan, gününü gün eden biriydim!

"Kelime-i şehadet getirip 'yeniden' Müslüman olduktan sonra oldukça düzgün, mesuliyet taşıyan bir hayat tarzım oldu..." Yapılan bir sohbette şöyle dile getirmiş içinde bulunduğu durumu Türk kızı Toleuzhan:"Müslüman olduğumuzu ve Allah'ın ismini duymuştum ama evimde, köyümde Allahü teâlâ hakkında, İslâm diniyle âlâkalı hiçbir şey bilmiyordum. Bu hus