Ragıp Karadayı

Türkiye

"Sen hiç medrese hayatındanbahsetmiyorsun Behlül.."

"Benim hatıralarım bitmez Sultan'ım! Kolay değil, koca bir ömür, nice acı tatlı senelerin izleri hafızamdan silinmiyor..."Niyet bozuk olana, günahlar şirin gelir,Niyet düzgün olansa, günahı zehir bilir.Eden kendine eder, iyi adam sevilir! Sakın soğuk su katma, hiç kimsenin aşına! Hayır dile komşuna, hayır gelsin başına!Çok öfkelenen kişi, ahmak nef

En hayırlı insan, yanına rahat yaklaşılabilendir...

"Hak yolcusu, aynı zamanda; edep ve adap yolcusudur. Büyüğümüzle konuşurken belki de farkında olmadan, edebimizden yüzümüz kızarırdı"Sultan'ımın benim gibi bir çulsuza bu kadar kıymet verip zaman ayırması bile büyük bir kadirşinaslıktı, fevkalâde bir fedakârlıktı. Niyet güzel olunca olmaz denilenler oluyordu.Ortalık tenhalaşınca, ben yine kaldığım

"Bütün pazar halkı toplanmış ve karşıma yine sen çıktınBehlül!"

Efendim mühim bir şey satacağımı söyledim, istedim ki hak edenler alsın. Bu pazarlık üzerine teşrif ettiniz.Harun Reşid:- Mütevâzılıkyapma Behlül! Biz birbirimizi az çok tanıyoruz. Bütün pazar halkı başına toplanmış. Burada bir iş var diye geldim. Karşıma yine sen çıktın. Hayırdır ne var Niçin milleti başına topladın- Efendim mühim bir şey satacağı

Benim yaptığım akıl dışı hiçbir hareketime şaşırmıyorlardı!..

"Hazır hava açmışken daha önce bir mezarlıkta bulduğum üç kuru kafayı zembilime koydum ve pazara çıkardım..."Bu kasırganın içindeki yılan herhâlde iri bir yılan olmalıydı. O döndükçe, toz bulutu da dönüyor, toz bulutu aynen onun gibi kıvrılıyordu.Fırtına nehir üzerinde indikçe, küçülüyor ve gözden kayboluyordu. Bir müddet sonra her şey duruldu. Hav

Hayal âlemimden sıyrıldığımda yorgun argın olurdum hepten...

Enseme bir şaplak! Bir şaplak daha Eli ağır değildi öyle, hafifti; ama çok acıtırdı içimi. Ya da öyle gelirdi bana...Mesela, bazen fena enselerdi beni babam: Rahlemin üstünde ezber edeceğim sayfalar öylece otururdum, tabii kafam başka yerde, hayallere dalmışım. Şak diye yakalardı, bükerdi kulağımı, kaldırırdı oturduğum yerden, ışık gelen bir köşeye

Ne istesen beraber olsun isterlerdi...

Sokakmış, mahalleymiş, oyun eğlenceymiş yazmazdı bizim kitaplardaBuram buram toprak kokan bilmem kaç paralık saman sarısı eskimiş kitap sayfaları gibiydim Varsa yoksa ders, istikbal! Böyle geçti çocukluğum, ilk gençliğim. Sokakmış, mahalleymiş, oyun eğlenceymiş yazmazdı bizim kitaplarda Bunları bilmeden büyüdüm. "Aman başına bir şeyler gelir çocuğu

Arkadaşlarımla iyi geçinirdim, herkes benimle oynamak isterdi

Benim için "Ah bu çocuk!" dedikleri oluyordu zaman zaman. İyi mânâda mı yoksa kötü mânâda mıydı pek anlamazdım...Tabii ya; anlatmıştı hani: "İnsan ölünce" demişti, şehadet parmağını yukarı kaldırarak, "Allahü teâlânın emirlerine uyan iyi biri Cennete gider, uymayan, isyankâr, günahkârlar, yani kötü kimseler ise Cehenneme. Cennette her güzel şeyden,

Düşündükçe işin ehemmiyetini daha iyi anlıyorum şimdi...

Gene de yanlış bir şeyler vardı ki hayatımda bu amansız mücadele bitmiyordu. Nefsime yapmadığım kalmazdı ama korkutamazdım.Sonra müthiş bir "Pof!" ve kıpkırmızı bir sessizlikÖlürdüMücadele işte!Ahiret için, ebedîhayatım içindi hepsi de!Zalim NEFİS de! Hain nefis de! Ne dersen de, o bildiğini okurdu Ben de pes etmezdim!Gene de yanlış bir şeyler vard

Elimden, dilimden düşürmem büyüklerime duâ etmeyi...

Anacığım, babacığım öyle çok istisna bir şey yapmaz, çok iddialı olmazlardı ama pek samimiydiler.Babam için, muteber olan, lisan-ı hâldi. Bu şartlarda büyümem, benim de hassasiyetimi artırmış, her şeyimle İslâmiyet'e uymaya, ona münasip yaşamaya daha gayretli olmuştum.Mütevâzıtemiz mekânların o güzel kokuları içime sinmişti. Onlar ahirete göçünce h

Her çocuğun ait iriliufaklı ağaç dalı atları olurdu...

Benim gibi yaşayanlar muhakkak bilirler; kendi oyuncağımızı kendimiz yapardık. Bir büyüğü olanlar, bu hususta bir adım önde sayılırdı.Daha önce de söylemiştim, çocukluğum Kûfe'de geçti benim. Şu meşhur Fırat Nehri kenarındaki Kûfe'de... En sevdiğim oyuncaklarım ağaç dallarıydı. Söğüt, kavak, palmiye veya herhangi bir meyve ağacı dalı Tahta at araba