Böyle bir âlim zatın burada bulunması herkes için ayrı bir huzur kaynağı olduğunu sonradan öğrenecektim.
Bu müşfik, babacanzat-ı muhteremkimdiNeciydiNe iş yapardıNereliydi..Hakkında hiçbir şey bilmiyor, Rahim Bey Abimizin hareketlerinden mânâ çıkarmaya çalışıyordum. Belli ki onu pek seviyor, sayıyordu. Böyle bir âlim zatın burada bulunması herkes için ayrı bir huzur kaynağı olduğunu sonradan öğrenecektim. Rahim Abi selâm verdikten sonra:- Efendim Ragıp Bey...- Hoş geldiniz kardeşim.- Hoş bulduk Efendim...- Zülküfl Amca, çay getir bize! dediklerini hatırlıyorum. Sonra... Sonra, sanki başka bir âlemdeymişim gibi bir hâl kapladı. Kulaklarım uğulduyor, gözlerim görmüyor, ayaklarımın canı çekilir gibi oluyordu.Sabahtan beri ofiste yaşadıklarımı, hissettiklerimi televizyondan seyretmiş gibi başladı anlatmaya. Duyduklarım karşısında şok üzerine şok yaşıyordum.Aklımda kaldığı ve anladığım kadarıyla:Kalp kırmanın, misafire ikram etmemenin, güler yüzlü tatlı dilli olamamanın vebâlini ve bu tutumlarından dolayı insanların doğru yolu bulmamalarına sebep olmanın ne büyük felaket olduğunu anlattıktan sonra: Bu tutum ve davranışlara bakıp ebedîsaadeti kaçırmanın, üzerine iş olmayan şeylerden kızıp öfkelenmenin, alınmanın da ne kadar şeytanın tuzağı olduğunu şiir gibi, nakış nakış anlatıverdi bir çırpıda...Kendimi bulutların üzerinde uçuyormuşum gibi hissediyordum. "Yâ Rabbî! Az daha ne büyük nimetleri kaçıracakmışım..." diye içimden hayıflanırken, şu çarpıcı cümlelerle kendime geldim:"Vallahi ahiret var! Billahi ahiret var! Tallahi ahiret var!""Vallahi ölüm var! Billahi ölüm var! Tallahi ölüm var!""Vallahi Cennet ve Cehennem'den başka gidilecek yer yok! Billahi Cennet ve Cehennem'den başka gidilecek yer yok! Tallahi Cennet ve Cehennem'den başka gidilecek yer yok!"Bu muhterem insan meğerse en kalın, en katı kalpleri kâğıt gibi incelten, pamuk gibi yumuşatan gönül tabipliğini, hitabet sanatını hocasından öğrenmiş Bütün kalbiyle inanarak, hissederek, yaşayarak, fisebilillah Allah rızası için de tatbik ediyordu.