"Seni böyle öfkelendiren sebep ne"

"Ben gazetenin ilk abonelerindenim. Severek okur, kendime çekidüzen verirdim..."

Öfkeli adama dedim ki:

- Size "ah" dedirttiren şey ne olabilir Benimle ne alâkası vardı ki kinle bağırdın, hakaret ettin, kapı dışarı etmeye çalıştın usta

- Mutlaka bir sebebi var: Her gün sizin adamlardan birkaçı bu cihazlar elinde içeri giriyor da ondan anladım nereden geldiğinizi! Zaten kızıyordum! Onun için bağırdım! Biraz ters bir şey söyleseydin...

Makinaların altında kara zebellah bir yılan gibi uzanmış duran sopayı gösterdi:

- Allah muhafaza! Bu sopayla dövmeyi bile göze almıştım!

- Allah Allah! O kadar öfkelisin ve kavga etmeye kararlı pek de ciddisin! Peki, seni böyle öfkelendiren sebep ne

- O zaman dinle!

- Memnuniyetle!

- Ben gazetenin ilk abonelerindenim. Severek okur, kendime çekidüzen verirdim. Çıkardığınız bütün ürünleri de aldım. Sizden herkes beni, ben de gazetede çalışanları tanır, karşılıklı birbirimizi sever, sayardık. Aramızda muhabbet çoktu.

Kalabalık yören var,

Gizlensen de gören var,

Hoca, bir şey bilmezdin,

Sana akıl veren var!

Bu arada tabureler ve ecza çantası geldi. Karşılıklı oturduk. Çantayı açtı, tentürdiyot, mersol, oksijenli su, sargı bezleri, yara bantları, çeşitli merhemler vardı.

- Biz makinalarla haşır-neşir olduğumuzdan her zaman kazalarla karşılaşabiliyoruz. Onun için, bu gibi iş yerlerinin böyle ilk yardım çantaları elimizin altındadır deyip avuç içlerimi oksijenli sularla sildi, yara bantlarıyla sardı, sarmaladı bir sağlıkçı hassasiyetiyle... "İlk yardım kursu mu aldınız" diye sorunca:

- Hayat kurs be birader Başa gelince neler öğrenmiyorsun ki.