Ragıp Karadayı

Türkiye

Merakımız ve heyecanımız had safhadaydıartık!..

Fransa Rusuhi'yi bizden almış yerine 'RUSİ'yi göndermişti, farkında bile değildik. Fransızlar ona kısaca "Rusi" diyorlarmış zaten!.. Mevsim kış, kasabamız bembeyaz gelinlik örtüsüne çoktan bürünmüştü. Sert soğuklar başlayalı ellisini geçmiş nice komşularımız hastalandı. Bazılarının bronşiti, bazılarının romatizması azmış, bazıları uyuzun, veremin p

Amcaoğlu Rusuhi, yüksek tahsiliçin Paris'e gitmişti...

Sanırım harplerde yaralananların çirkin görünüşlerinden, sakatlıklarından dolayı üzülecekleri bir lakap takılmasın diye halkımız gazilerimize hoş isimler yakıştırmışlardı."Hoca Enver, Yedidöven Ali, Görünmez Kâzım, Kale Mustafa, Yarım Dünya Musa, Kor Şaban, Bayraktar Yusuf, Çelik Recep" gibi...Bunlardan birinin lakabı da; "Yarısı Olmayan Çavuş"tu.

Bu asil insanların vakarlı duruşlarının farkındaydık

Tanju bir yazı uzattı ve;- Al, bunu oku, dedi.- Niyeymiş- Oku işte. İçine sindirebiliyorsan da YILBAŞI eğlencelerine katılalım!- Ne yılbaşısı, ne eğlencesi- Yağmur seni aramadı mı- Aradı...- İşte ona verilecek cevap.Sayfaları elime aldım evirdim çevirdim. Bir kere başlığı beni sarsmıştı. Ne demekmiş "YARISI OLMAYAN ADAM." Merakla okumaya başladım.

"Kız seni de hiç konuşturmadım! Her neyse, çabuk hazırlan..."

Telefondaki ses:- Bil bakalım neredeyim- Kız ne bileyim ben müneccim miyim- Hadi hadi tahmin et.- Nerede olacaksın ya bir barda veya müzikholün karanlık bir köşesinde sevgilinle el ele, göz göze ve...- Kız güldürdün beni! Hani ya bilmiyordun Seni gidi seni! Eski kulağı kesiklerden kim kaldı- Ee başka- Başkası, an itibarıyla Kadıköy Shaft Club... Ye

Hüzünlü bir hâldeyken telefonum çaldı!..

Seneler peş peşe, geçti sırayla,Ömürler tükendi mal mülk, parayla.Mahşer yakın, ayrılır ak karayla.Mum gibi eridim iplere döndüm!Özüne uymayan tiplere döndüm! Hâlimi görenler ağıtlar yaktı,Kimi güldü, kimi acıyla baktı.Hatıralar beni bana bıraktı.Kuruyup kırılmış dallara döndüm.Gidip gelinmeyen yollara döndüm. Oku, araştır hem de iyi anla!Sefere çı

Sanki başka bir âleme kanat açmış uçuyordum

Okudukça Sevgili Peygamberimizi, sallallahü aleyhi ve sellem nihayetsiz seven, tâbi olan ve hatta onun uğruna yapamayacağı hiçbir şey olmayan tam bir inanmış mümin ortaya çıkıyordu. Malumat sahibi oldukça hayatımı iki evladıma adadım. "Onlar mesut ve bahtiyarlarsa, huzurlu oluyorlarsa, temiz giyiniyor, helâlinden yiyip içebiliyorlarsa, başlarını so

O kitaplarıokurken dinime hayranlığımartıyordu...

Yine çok mesajlar almış bir o kadar da ferahlamıştım. Kesin kararımı verdim "O kızcağız Toleouzhan, tek başına hem de Kazakistan gibi Rus hegemonyasından henüz çıkmış bir memlekette doğruyu, Hakkı, hakikati buluyor da ben Türkiye gibi İslâm memleketinde niçin bulmayayım" Türkiye'mizin Toleouzhan'ı da Jale olacaktı. Bunu reklam olsun, tanınayım, meş

"Doktorca laflar karşısında en iyisi sükût olsa gerek!"

"Kadir kıymet bilmeyenler okusalar ne, okumasalar ne Bir kulaktan giren öbüründen çıkar, gider..." Doktor Nefise:- Mutlaka güzel şeyler geliyordur aklına.- Güzel olmasına güzel de "olur mu olmaz mı" onu bilmem İstiyorum ki "Herkes toparlanıp dinimizi, tarihimizi, büyüklerimizi yeniden okusun öğrensin..."- Ama sadece "kıymetini bilecek olanlar okusu

"Düşün bakalım bu işi başka nasıl yaparsın evladım.."

Hocanın alışık olmadığı, beğenmediği ters bir cevap veriyor talebe. Bunun üzerine tecrübeli hoca, tahtaya bir çizgi çiziyor ve;"Bu çizgiyi pratik olarak nasıl kısaltabilirsin evladım" diye soruyor. Bu yaramaz, kıskanç çocuk, hemen tahtaya koşuyor, silgiyi alıp hocasının çizdiği çizginin bir kısmını siliveriyor. Bu pratikliğine ibretle bakan hoca:"O

Gönderdiğiniz o yazının çok tesirinde kaldım...

Jale:- Bu Kazak Türkü kızın yeniden Müslümanlıkla tanışması ve anlattıkları içime demir leblebi gibi oturdu.- Sen de pek fenaymışsın Jale Hanım! Bana laf atıyordun hep. Şimdi de ben sana atayım. Nereden bulursun bu mânâ içinde mânâ yüklü kelime ve cümleleri- Doktor'um, seninle bu hususlarda yarışamam ama çok kitap okuduğuma yakinen şahit olmuştunuz