Mehmet Yalçınkaya

Posta

Sonbaharın ilk tadı...

Eylül ayı, sofralara düşen ilk sarı yaprak gibidir. Yazın telaşlı bereketi yavaşça çekilirken, doğa daha dingin ve derin bir ritme bürünür. İşte tam da bu geçiş, mutfaklarda büyülü bir tat bırakır; sonbaharın ilk tadı… Bağ bozumu zamanı geldiğinde üzümün tatlılığı, incirin olgunluğu, narın tazeliği sofraları süsler. Balıkçı tezgâhlarında palamut gö

Pazar sofrasına gülümseme katanlar

Haftanın en telaşsız sabahı, çoğumuz için pazar kahvaltısıdır. Şehrin koşuşturmasından uzak, alarm sesiyle değil, kahve ya da çay kokusuyla uyanılan o gün sofraya oturmak, sadece yemek yemek değil; bir ritüele katılmak gibidir. Pazar sofrası, küçük bir aile buluşmasıdır. Kimimiz için annemizin hazırladığı börek, kimimiz için dedemizin uzattığı zeyt

Zaferin sofrası

30 Ağustos… Bu tarih yalnızca askeri bir zaferi değil, aynı zamanda bir milletin yeniden doğuşunu simgeliyor. Biz şefler içinse, mutfak dediğimiz o görünmez cephede her gün verdiğimiz emek, sabır ve mücadele bana hep Büyük Taarruz'un o kararlı ruhunu hatırlatır. Bir sofrayı kurmak, aslında bir orduyu sefere hazırlamak gibidir. Her malzemenin yeri,

Yazdan kışa sofraların yolculuğu

Ağustos ayının son günleri, Anadolu mutfağı için bir dönüm noktasıdır. Yazın bereketi yavaş yavaş azalırken, kış hazırlıkları başlar. Bu dönem, yalnızca tarlada ya da bağda yapılan çalışmalarla sınırlı değildir; mutfaklarımızın da ritmi değişir. Sofralar, yazın tazeliğini kışın soğuk günlerine taşımak için hazırlıklarla dolup taşar. En çok hatırlad

Bir sofranın üzerine kurulan dayanışma

17 Ağustos 1999… O gece saat 03:02'de sadece duvarlarımız değil, kalplerimiz de çatladı. Deprem, binlerce canı bizden aldı; geride ise yıkılmış şehirler, sessizlik ve çaresizlik kaldı. Ama aynı zamanda, o sessizliğin içinde büyüyen bir şey vardı; dayanışma! Benim için mutfak, hayatın en büyük teselli alanlarından biridir. Depremin ertesi günlerinde

Yaz tatilcisine kılavuz! Üç malzemeyle gurme olmak mümkün mü

Mevsimin ruhuna yakışan sade ama iddialı sofralar evde kurulması en kolay olanlar ve yaz aylarına en yakışanlar… Yazlık mutfağında zaman yavaş akar. Alıştığımız şehir temposu, sonsuz market listeleri, tarifin dibini göremediğimiz reçeteler yerini başka bir dile bırakır: Sadelik… O yüzden bu yaz evde sofra kuranlara başlığım net: Üç malzemeyle gurm

Tarihin ve mutfağın ateşi: Savaş zamanı yemekleri

27 Temmuz… Takvimde sıradan bir yaz günü gibi görünse de dünya tarihinin belleğinde iki büyük iz taşır. 1914'te 1. Dünya Savaşı'nın resmen başladığı, 1953'te Kore Savaşı'nın sona erdiği gün. Biri büyük bir yıkımın habercisi, diğeri geçici de olsa bir suskunluğun başlangıcı. Ancak bu tarihler sadece siyasi tarih açısından değil, mutfak tarihimiz açı

Komşuculuk ve sofraların sessiz hikayesi

Eskiden mahallelerdekapılar ardına kadar açıktı. Bir yanda kaynayan tencerenin kokusu bütün sokağa yayılır, diğer yanda komşunun kapısından gelen taze poğaça kokusu bizi içeri çekerdi. Anneler, teyzeler, nineler… Hep bir imece ruhuyla yemek yapar, pişen her lokma paylaşılacak bir hikaye olurdu. Bugün, gastronomi dediğimizde sadece şeflerin mutfakta

Gusto ve gastronomi

Gusto, bir kişinin zevk, beğeni ve estetik anlayışının yanı sıra, seçkin bir damak tadı olduğunun da göstergesidir. Sadece sanatsal alanda değil, hayatın her alanında gelişen değişen ve farklılıkları karşılaştırabilen bir kültürel deneyim olduğunu düşündüğümüz gusto kelimesi, bir başka deyişle tüm birikimlerimizi ifade eder. Yemek zevki de zaman iç

Ateşin iyisi tadıyla kötüsü yıkımıyla kalır

Alaz'da yemeği pişiren ateşle, ormanı yok eden ateşin arasındaki fark üzerine bir şefin düşünceleri Yaz, ateşin mevsimi. Mangalın, közün, taş fırının Bizim restoran Alaz'ın kalbi de tam olarak bu ateşin etrafında atıyor. Dumanın tadı, közün sesi, etin ya da sebzenin alevle buluştuğu o an Ateş, bizim mutfağımızda bir araç değil, adeta bir ortak. Anc