Ali Hakkoymaz

Yeni Asya

Şu benim sonsuz ümidim

İSTİKAMET: Lahikalar, Muhakemat, Münazarat, Sünuhat gibi kitaplar, düzgün yürümeyi öğütlüyor. Ben Mektubat'ı okurum; Münazarat bir kenarda dursun, diyemezsin. "Külliye..." diye anılan Süleymaniye'nin bir taşının bile önemini biliyorken... gözümüzü bazı yerde açıp bazı yerde kapayamayız. Sırat-ı müstakim nedir, sırrına İşarat-ül İ'caz'da kapı aralan

Terzinin iğneleri

-Babam Halil Hakkoymaz'ın azm ü cesaretine hürmetle-Babam terzi... Bir ömür parçaları iliştirdi. Durmak... oturmak ölümüydü hayatın! Yorulmak tuhaf bir şeydi! Yatağımın baş ucuna gelir; çeker çekiştirirdi. kalk, haydi sıçra; kabirde çok yatacağız, derdi. Emek, ter, koşmak.... az uyumak, az yemek... Ah, İkinci Harp'ten kalma... köşede bir şeyler bir

Eylül ya da veda Eylül ürperişleri

Yok, yok!Yaşadığımı zannetme; nefes alıyorum diye; unutuyorum yaşamayı sık sık; bulutları, gökyüzünü göster! Perdeyi çek, pencereyi aç: "Eylülü görüyor musun" de! Boş bırakma beni; ara sıra "havadan sudan" bahset! Yaşadığımı hatırlat; lütfen! Eylül... Yakama yapışık gibi... Sokuluyor incecik yanlarıma; Bana âşık gibi! Ben eylülü tanırım; Bir gurb

Hayata gülmek

-Mehmet Hakkoymaz'a merbûtiyetle..."Maşallah kardeşime... Ne güzel gülmüş öyle! Gençlikten bir kare... Gülen içinden... Düşmüş bir yüz... Objektiflere... Gülmek... ilmek ilmek bir halı gibi... Renk renk bahçeler gezmek... Gülmek... hayata dönmek... Gülmek... hayata merhaba demek... Boş ver abi, yaa! Gül, işte böyle! Dünya yolunda zaten; Sen pusul

Huzurun Felsefesi Felsefenin huzursuzlu (2)

Nemrutlardan, Firavunlardan, Deccallardan ve onların yamaklarından yakamızı kurtarmanın bir yolunu bulmalı insanlık. Esas bunlara bir şey demenin sırası geldi de geçiyor.Hiciv ve şikayetin bir kenara konduğu; reçetelerin yazıldığı zamanlar uzayacaksa... ah ve vahtan öte bir yere gidemeyiz. Yasin Hoca'nın bir çıkış yolu aradığını biliyorum da... Asy

Huzurun felsefesi Felsefenin huzursuzluğu (1)

Din, ahirete yönelik olduğundan, dindarlar dünyada saadeti göremez, gibi şeyler söylüyor Prof. Dr. Yasin Ceylan. İmam hatip çıkışlı imiş. Medreselerden geliyormuş. Sözün tam mânâsıyla "felsefe yapıyor," desem mübalağa olmaz "her halde!" Ne cesur ifadeler... Neye göre Haydi diyelim öyle... Avrupa -tamam ferah içinde de- kalbin boşluğu -kasalar gibi-

İstanbul: İnsanlığın başşehri

...fakat İstanbul her ân şaşırtıcı pozlarıyla objektife gülüyor.İstanbul dendi mi akla... ezan sesleri gelir. Erir içinde mavi sular; vapurları boz bulanık seslenir. Martılar neşelenir durup dururken! İstanbul dendi mi akla... derin, uzun, mavi bir rüya, serin bir hülya gelir. Ve bir gün ansızın Galata Kulesi, Kız Kulesi'yle evlenir! Nikah şahidi b

İlyas Salman'la çay sohbeti

İlyas Salman bir röportajında, cennetin de cehennemin de olmasını isterim, diyor.Cennet de cehennem de olmadan olmaz ki İlyas Salman! İyiler nereye gidecek cennet olmasa; kötülere de illa ki cehennem gerek... Çocukken annemden duymuştum; sonra Barış Manço'nun şarkısında: "Kısa çöp uzun çöpten hakkını alır, amenna." Yaptığın her şey seni takip ede

Kalite peşinde

-Yalanın sökülüp atıldığı bir dünya özlediğim-CEHALETİN ÇEKİLMEZLİĞİ Yunus'u seviyoruz; ha! Bilmem! Dilimizden, kalbimizden hayata yansımıyor çok şey maalesef. Ne demiş Yunus yüzlerce yıl öteden: "Gelin tanış olalım! İşi kolay kılalım! Sevelim, sevilelim; Dünya kimseye kalmaz!" Peki... bu ne asık suratlar, ağır laflar, ötekileştirmeler ne oluyor Ne

Demokrasi yürüyüşü

Demirel'e öğrencilerin yürüdüğü söylenince: "Yollar yürümekle aşınmaz." gibi bir aforizma ile hürriyete kelepçe vurmayın, der.Aradan yarım asır geçmiş... nerden nereye geldik! Yürümeyegör; hişşt! Hürriyet aşınırsa; kimse gökyüzüne bakamaz; herkes aşağı bakar. ÜSLÛP DENİLEN ELBİSE Bu memleket, bizim mi; bizim... Sevginin terazisi olur mu; olmaz. O