Zam günlükleri

Kafam karışık değil; gayet net... Cebim kevgirden beter... İşte bu âşikar suret... Bu köprüler, yollar benim paramla yapılıyor. Geçerkengeçmezken para ödüyorum. Bir de fahiş zam biniyor üstüne. Bu bizden aldığınız paralar dağa mı kaçtı. Yandı bitti kül mü oldu! Zamlar iyi ise niye düze çıkmıyoruz bir türlü Ekonomi iyi ise zamma ne gerek var Öteki aşıları bilmem de zam aşısı tuttu ve "hatırlatmaları" lâfta değil; sürekli rafta gibi... Dün yolda karşılaştığım yaşlı biri kedilere yiyecek alamadığını dedi bana. Bi' beş lira vereyim diye düşündüysem de içim ezik ayrıldım oradan. KAMPANYA: Kamuda israfa hemen son! İSTİKRAR: Belki bir yüz yıldır yakalayamadığımız istikrarı hem de yüksek oranda yakaladık. Zamlar artık her yerde... Kabak milletin başında patlamaya başladı ve nereye kadar meçhul... Almanya'daki gibi vergilerin ne olduğu şeffaf olsun. Kör kuruşu kör bile görsün. ALMAN KISKANMASI Kıskanma bizi Almanya; Gün gelir; Senin de Türk liran olur. Senin de nur topu zamların olur. Kıskanma bizi Almanya; Sen de Mersedes yaparsın bir gün. Fabrikaların harıl harıl çalışır. Seçerek alırsın mültecileri. Kıskanma bizi Almanya; Sen de adalete boğulursun bir gün. Halkın ne derse o olur. Hürriyet bayrağın olur. Kıskanma bizi Almanya; Biraz sabret. Gözün üstümüzde ya... Bu hayra alâmet... Kıskanma bizi Almanya; Aynı gökyüzü sende de var. Allah sana da akıl vermiş. Kullansana! Bu zamlara: "Yetmez, ama evet!" diyenlere de merhaba! Zamlar ilgimi çekmiyor; benim işim şiir! Okurum, yazar çizerim. Zamlardan bana ne! Soru: Ekonomiyi kendi haline bıraksak ne olur ki! Demokrasinin yerleşmediği yerlerde şiir yerleşmez, para pul yerleşmez, insanlık yerleşmez, ama fakirlik yüzde seksenin evine barkına yerleşir de gitmez. SİMİT YA DA ÜMİT Az mesafe almadık. Şöyle bakıp geçtiğimiz... Simit... Öyle bir ümit oldu ki... Gerekirse... diye başladık söze. Gerekirse simit yeriz, diye... Yoo; öyle yağma yok! Simidi küçümsemek ne demek! Gerekirse pasta yeriz. Sözünüzü geri alın. Simidimi bana bırakın. Siz pastalı, börekli... Biz çatal yürekli simitçiler... Martıları da aç bırakmayız. Yalnız; artist artist... Sırça köşklerden konuşmayın. Kebabınıza, köftenize karışan yok! Simidimden ümidinizi kesin. Haa, gelirseniz ikram ederiz de... Forsunuz bozulmasın neme lâzım! Hakkımı karanlık gecelerde çalma; Hakkıma çoktan razıyım... HOCA'NIN KAZANI Akşam yatmışız abi! Sabaha dolmuş taşmış cüzdanımız. Akşam yatmışız, abi! Paramız kırpılmış, yanmış. Ne oldu; öldü mü vicdanımız Akşamdan sabaha... Doğdu kazan, öldü kazan! Ağlayanlar sen, ben de... Kahkahalarla kim güldü, abi Kim düştü, kim atladı Kabak başımızda patladı. PARABESK Biz, parayla saadet olmaz, arabeskiyle büyüdük. Para bize göre değil. Para bozar bizi. Yastığın altını üstünü verelim. Verelim ki yesin birileri. Para şeytan işi... Kişi bir lokma, bir hırka yaşamalı... Dünya fani... Ver şu elindekileri! Kuşlara baksana; nesi var. Dervişlerin bir hırkası, bir fesi var. Dünya böyle... Zenginlerin tapuları, kölesi var. Ah, şair; dilime düşer şu mısraların; dudaklarım tebessüme bürür: "Parasız pulsuzmuşum ne çıkar; Gelecek güzel günlere inanıyorum." AĞIR