Yetenekli Kalemler

Türkiye

Sakın aynalarda suç arama!

HTTP2 200 date: Tue, 16 Jan 2024 00:36:02 GMT content-type: texthtml; charsetUTF-8 vary: Accept-Encoding host: web01server access-control-allow-origin: x-cacheable: YES x-rg: 01 age: 5255 x-lvcache: HIT, 1 x-device: desktop permissions-policy: browsing-topics() x-midtier: de-fra-lea-s01 x-cache-status: HIT via: HTTP2.0 Merlin CDN x-edge: de-fra-dp

Yeni bir yıl, yeni bir başlangıç!

Yeni yıla geçtiğimiz bu günlerde geçen koca bir yılı düşünüp nefsimizle muhasebe yapmalıyız. Bir yıl daha yaşlandık hepimiz. Ömrümüzden koskoca bir yıl daha gitti. Yaşlanınca yaparım dediğimiz ve ertelediğimiz nice güzel şeyleri bir kez daha gözden geçirmeli ve akıllıca kararlar vermeliyiz.Her danışmada danışanlarım şunları söylerim:"Hayattan keyif

Farkına varılmak istiyoruz

"Sen hafta sonu yoktun" dedi kadın. Bir aydır her gün geldiği dükkândan iki gün izin almıştı. Olmadığının fark edilmiş olmasına şaşırdı. İşte o an düşündü, farkına varılmanın ötesini.Farkına varılmak istiyoruz hepimiz. Belki de tüm yaşanan şeylerin özeti bu. Hayatta farkına varılmak, farkında olmakla ilintili aslında. Hayat belki de bu meselenin et

Gözyaşı gönül mektubudur

Yanından sevdiğin insanlar gidince, asıl o zaman yalnız kalırsın. İmtihanın belki en zor finali. Biraz gönül tasında gözyaşı tutalım ki son demde gözden aksın. Bilen bilir gözyaşı aslında gönlün mektubudur sevdiklerine. Ya değer biçilir ya da toprağa düşer gözünden yitirilir.Gözüm kalem olmuş gönlümün bestesini yazıyor. Biraz derine inelim, insanın

İnsan ve dünya

Dünya... Biz âdemoğulları için bir vasıta. Allah'ı bilmek, emir ve nehiylerine riayet edip layığı ile kul olma şuuruna erebilirsek nimetlerin en büyüğü, şayet dünyanın süsüne aldanıp Rabbimizi unutursak belaların en büyüğüdür. Allah katında müspet yahut menfi imtihanlar ile kulluğumuzun derecesi belli olur. Cüz'i irademizi her daim hayırda kullanma

Akıştaki usul hakikat

"Akıp gidene, kopup sürüklenene, yakınımızdayken uzaklaşana, ellerimizdeyken kayıp yiten, tazelikle güzelken eskiyip örselenene, doğru gibiyken yalana dönüşüverene meftun ediyoruz nice zamandır kendimizi."Yaşanmış olandan daima kendine düşen bir payı olur insanın. Başka şeyi değil, kendini biriktirmeye çalışmalı insan. Artan ve azalan, senden giden

Yarım kalan hikâyeler

Sönmüş mabedin ışıkları... Kim ne istiyor viran olmuş kalbimden Ellerim duaya muhtaç, dudaklarım amine...Başımı secdeye koyacağım. Kim kilitledi bu kapıları niye Kim kondurdu bu bombaları, Mescid-i Aksa'ya koşan yüreğimeErkendi henüz zaman! Bir çocuğun koşması. Kıtalar arasında ve bir el işareti uzaklara... Bir kadının hüznü, bir çocuğun sevincine

Ağlıyorum duyan, gidiyorum tutan...

Damla damla eriyor yüreğim. Sakın demeyin "damladan ne çıkar" Deryalar damlalardan meydana gelir, meydan ona ait istediğini alabora eder. İşte bu aciz yüreğim her gece damla damla eriyor. Deryalar da erir. Ey yüreğim, sen hangi sevdaya meftunsun, benim çileme çivilendin Ey gönlüm senin hikâyeni okuyorum duyan yok, kendim dinliyorum kimse yok. Ağlıy

Sözünüzde durur musunuz

İnsan tanımada, insanlarla ilişkide her zaman sorun, her zaman problem vardı, yine olacak. Şimdilerde emekli olmuş bir vali "Ben yeni tanıştığım herkese 100 puan veririm. Sonra her sekmede, her yanlışta puanını düşürürüm. İşte sana da hemen 100 puanı verdim" demişti. Sonrasında puanını eksilere düşürenler olduğu gibi, ilk günden aldığını muhafaza e

Susmak mı söylemek mi

Ebu Mutemir hazretleri buyurdu ki:"Susmayı yirmi senede öğrendim ve buna değdi. Boş sözler dilime geldiğinde yutkunuyorum..."Ancak zamanımızda susmanın değeri yok, kelimelerin değeri var. Çünkü kişi kendini ne kadar iyi ifade edebilirse o kadar mutlu oluyor.Geçmişte sırf söyledikleri yüzünden her gün kırbaç vuruşu artırılarak, zehir içirilerek, taş