Hayatta insanın en yanıldığı şey, elindekilerin kalıcı olduğunu sanmasıdır. Koşuşturmalar, bitmeyen istekler derken günler göz açıp kapayıncaya kadar geçer gider. Biriktirdiğimiz mallar, kazandığımız unvanlar bir süre sonra önemini yitirir. Aslında geriye kalan tek şey, nasıl yaşadığımız ve kalbimize neler bıraktığımızdır.
Dünya, parıltılı bir pazar yeri gibidir; gözü kamaştırır, insanı içine çeker. Ne var ki o parıltıya kapılan kişi, işin özünü göremez. Elindekini gerçek zenginlik zannederken, ruhunu yavaş yavaş yoksullaştırır. Çünkü hiçbir şey sonsuza kadar elimizde kalmaz.Asıl zenginlik, kalbin huzurunda gizlidir. Bir gönlü hoş etmek, bir insana iyilik yapmak, paylaşmak; işte bunlar insana değer katar. O zaman sahip oldukların yük olmaktan çıkar, aksine anlamlı bir mirasa dönüşür.Bazen kendimize sormamız gerekir: Bugün peşinden koştuklarımız, yarın bize huzur mu getirecek, yoksa pişmanlık mı Ömür dediğimiz şey, farkına varmadan akıp gidiyor. Bu yüzden doğru soruları sormak, yönümüzü bulmak için en büyük adımdır.Sonunda hepimiz anlıyoruz ki hayat, sahip olma yarışı değil; olgunlaşma yolculuğu. Gönlünü genişleten, küçük şeylerde büyük anlamlar bulan, gerçek mutluluğa en yakın olandır. Dünya küçülse de kalbi büyüyen insanın kazancı hiç eksilmez.Mehmet Alver-FatsaŞİİRHayatHayat! Sen, ne yolunda gittinBeni bağrımdan vurdunOlmam dedim, oldurdunYapmam dedim, yaptırdın.Eğilmem diyordum ya!Vurdun, sırtımdan büktün.Hayat! Taze güldüm soldurdunYaprak yaprak kuruttunBahar, yazı beklerkenZemheriye vurdurdunBulut oldun gam yüklüYağdın, üstüme yağdınHayat! Muhtaç ettin namerdeDüşürdün beni derdeMeze ettin milleteGüldürmedin yüzümüReva gördün hüzünüDerdest ettin sen beniKaçtıkça tuttun sendeSalih Çetin/Erciş-Van