Herkesin fikri himmetiyle mütenasiptir...

Bir attar bir tutîye (papağan) malik idi. Gazel okuyan bülbül gibi bir gün kedi korkusundan dükkânın rafına uçtu. Oradaki gülyağı şişesi kanadının çarpmasından yere düştü. Kırıldı. Attar kemâl-i gazapla kuşu bir salıverdi. Başının tüylerini yoldu. Zavallı tutî; sükût ederek bir köşede oturdu. Uzun müddet söz söylemedi. Attar da yaptığından pişman oldu. Tutînin sükût etmesinden dolayı kederlendi. Bir gün saçı sakalı tıraş olmuş bir kalender, attarın dükkânı önünden geçti. Tutî kahkaha ile ağzını açtı. Dedi ki:

"Ey Derviş! Acaba sende mi bir kimsenin gülyağı şişesini kırdın da böyle gül oldun"

Attar kalenderin gelmesinden memnun oldu. Zira tutîsi söz söylemişti.

Meal odur ki: Herkes kendi tecrübesine göre söz söyler. Ve kendi himmeti, kendi aklı miktarınca teemmül (etraflıca düşünme) eyler.

Meal mısra:

"Kişinin fehmi ve tefekkürü; himmeti miktarıncadır..."

Mevlânâ'nın da (rahmetullahi aleyh) buyurduğu gibi:

Zannetmeden önce öğren.

Yargılamadan önce anla.

Yaralamadan önce hisset.

Konuşmadan önce düşün.

Çünkü:

Tavrıyla sözleri birbirini tutmayan insanlar yağ ile su gibidir. Aynı kapta olsalar da kendi içlerinde bir bütün olamazlar... O yüzden;

Ya olduğun gibi görün,

Ya da göründüğün gibi ol.

Vesselâm...

Havva Arvas

ŞİİR

Hakkın izinde

Gençlik kıymet bilene büyük nimet

Bunu Rabbin rızası için sarf et

Nefsini terbiye edip de sabret

Yürüyeceksin hep Hakkın İzinde

Genç adam seni çağırıyor tarih

Ecdadın izinde gülecek talih

Salihler ile beraber bir salih

Oluyorsun sen hep Hakkın izinde

Sana öncüdür Fatih, Yavuz, Sinan!

Ayrılma sakın izlerinden bir an!

Onlar ki geçtiler maldan ve candan,

Örnek oldular hep Hakkın izinde

Ecdadın mirasından ne haber var

Sana biçilen gömlek gelmez mi dar

Haydi mazlumun yarasını sar!

Umutsun dünyaya Hakkın izinde

Doğrul yerinden bırak ataleti!

Yanlışa meyletme kov dalaleti!

Hâkim olur İslam'ın adaleti