Ünal Bolat

Türkiye

O yiğitle görüştüm

"Giderken yaşadığı mutluluk, hapisten kurtulup eve dönerken yaşadığından fazlaydı"Çocuk, kadın, genç, yaşlı, hasta demeden üzerlerine bomba yağdıran, işkenceler yapan İsrail'i izlemekle yetiniyoruz. "Ne yapabiliriz ki" söyleminin arkasında sığınıp nefsimizi susturup olan bitenleri izlemekle kalıyoruz. İsrail mallarına boykot yapmayı bile beceremiyo

Bilimsel bir yöntem değil!

Ben de bunu komutanımdan öğrenmiş, "korku korkuyu bastırır!" diye duymuştum...Askerde, gerçek el bombası atış eğitimiyle ilgili hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Komutanım gerçek el bombası atacağımız gün bizim yüreğimizdeki korkuyu anlayıp gerçek bombaya benzeyen ama içi boş bir sahte bomba ile hata yapmış gibi bombayı elinden düşürmüş

Korku korkuyu bastırır mı

"Çavuşum evli ve iki çocuk babasıydı. Çok çalışkandı ama heyecanlanınca kekeliyordu..."Dünkü hatıramı anlatmaya devam ediyorum... Komutan dedi ki bizlere: "Sizi tebrik ederim hayatınızın en güzel tam siperini yaptınız, yerde taş mı var, diken mi var diye bakmadınız. Evet, ne oldu diye merak ediyorsunuz Elimdeki içinde barut olmayan hakikisine çok b

Gerçek el bombası

Bölük komutanımız bölüğe U düzeni aldırıp konuşmaya başladı. Elinde hakiki bir el bombası vardı.Sene 1979 Kara Harp Okulu yaz kampındayız. Her türlü piyade silahının eğitimini alıp atışını yapıyoruz. O sene hakiki bomba ile de atış yapılacağı söyleniyor. 1976 yılında bomba atışında bir öğrenci şehit olmuş ve sonraki yıllar bomba atışı yasaklanmış.B

Yaşanmışlıklar unutulmuyor

"Hepsi işlenmiş en ince detaylı oyalar gibi dimağımıza. Keşkelerle anıyoruz o günleri..."Hatırama devam ediyorum... Az mı düştük duvar üstlerinden. Ağaç dallarında az mı asılı kaldık Bir gün hiç unutmam kırmızı dut bulmuştuk başka mahallede. Dut yedikten sonra yüzümüze damlattık sularını, gören telaşlanmıştı yüzümüzde kan var diye, biz gülümseyince

Öyle özlüyorum ki

"Sokakta gördük mü kömür yüklü bir at arabası, kamyon, hemen o evin önüne toplanırdık."Her seferinde içimde buruklukla geçiyorum. Ama geçerken içimdeki mutluluğun tarifi, tarifsiz. Yine şükrediyorum bu sokakları gördüğüm için. Bu sokaklardaki dev gibi görünen küçük evleri mavisi, çivit yeşili, pembesi nar kırmızısı. Yan yana sıra sıra... Hepsi sank

Aradan bir hafta geçti

"Sabah annem sessizce odaya girince anladım. Enişteciğim için emri hak vaki olmuştu."Geçen hafta yine bugün hatıramı sizlerle paylaşmıştım. Çocukluğumda yaşadığım çocukça ama hayat boyu unutulmaz hatıramı dile getirmiştim...Mahallemizde imkânı olan çocukların bakkaldan aldıkları holihoplarıyla oynarken bizim imrenerek onlara baktığımızı o sırada en

Kabir taşlarının söyledikleri

"Şimdi, hiç ölmeyecekmiş gibi kendimizi kandırıp, ölümden kaçtığımızı zannediyoruz!.."Ölüme uzağız artık. Çok uzak hem de. Son yüzyıldır ölümü âdeta hayattan çekip almışız. Şehrin en uzak ve en yüksek yerleri, kabristanlar için biçilmiş kaftan olmuş!Bize epey uzak ama bir o kadar yakın yerler seneden seneye -o da olursa- iki defa gittiğimiz ve "gör

Her yerde onu görüyorum!..

"Birkaç saat önce gördüğü konuştuğu insan, üstü tamamen örtülü karşısında yatarken..."Bir mahalle. Yeni demişler adına. Son 10-15 yılın getirdiklerinden olsa gerek; ilçelere bağlı köylerin mahalleye dönüşmesi. İlçelere de "kaza" denirdi eskiden oysa Hâlbuki o nefis köy havasıyla, düzayak ya da en çok iki katlı müstakil evleriyle, evlerin yemyeşil b

Hepsini tek tek kendisi dağıttı

"Cuma namazı sonrası hutbe konusunu anladığımız şekilde özetleyince mest olduk."Erzurum'dan Çat ilçesi ve köylerinde geçmiş günde bir cuma vakti yaptığımız kitap satışlarını anlatmaya bugün de devam ediyorum. Bize hizmette inşallah mahcup olmayız dediklerinde asıl biz mahcup olmuştuk."Hele cuma namazını eda edip kitapları nasibi olanlara bir kavuşt