Ecel gelmiş, arı bahane!

Olay sorulduğunda, "ecel gelmiş, arı bahane oldu" diyenler arasında hekimler bile var...

Hasan Amcanın yaşadığı akıl almaz akla hayale gelmez arı sokma vakasını anlatmaya bugün de devam ediyorum...

Hasan Amca akşam karanlığında kaşıkla ağzına aldığı kompostoyu yutmaya kalmadan "boğazımı bir şey soktu. Galiba arı!" der ve sızlanmaya, çok geçmeden de nefes almak için çırpınmaya başlar.

Oradakiler bildikleri kadarıyla müdahale ederler. Ağrı ve şişkinlik artar, kısa süre içerisinde orada vefat eder. Vefatın sebebi, arının boğazı sokarak şişirmesi ve nefes almayı engellemesidir.

Mahtada bulunanların yaşatma noktasında müdahaleleri boşuna gitmiş ve ölüm emarelerinden sonra hayatla ilgili yapılacak hiçbir şey kalmamıştır.

Bundan sonrasını Kazım komşumuzdan dinledim. Şöyle anlatmıştı:

"Birkaç ağaç dalı kestik. Onları birbirine çiviledik. Ufak dal parçaları ile destekleyicilik vazifesi görecek şekilde takviye yaptık.Bunlar üzerine bir şeyler koyarak taşıyıcı salı yaptıktan sonra mevtayı bir hayli taşıdık. Bir yere geldikten sonra haber vermeleri ve araba çağırmaları amacıyla iki kişiyi Pelitli'ye gönderdik.

Kısa süre içerisinde pikap geldi ve Hasan Amca'nın naaşını Devrek Devlet Hastanesi'ne indirip bıraktık. Zaman gece yarısı idi. Yorulmuştuk, sağ olsun pikap sahibi bizi Hatıplar'a getiriverdi. Herhâlde bizden önce ölüm haberi evine ulaşmıştı."

Ben, arabanın kuvvetli ışıkları ile uyandım. Işıkların çok kuvvetli olmasının yanında şoför, birkaç defa uzunları yakıp söndürmüştü. O zamanlar, köyde elektrik olmadığı için araba farları çok kuvvetli algılanıyordu.