"Bölgede akmantar, karakulak, karamantar, kanlıca, kedi kırışı, tillice vb. mantarlar vardı..."

Hatıramı anlatmaya devam ediyorum... Bu dağ mantarı ile ilgili çok araştırmam oldu. Bu mantardan zehirlenerek ölenler için herkes bir şey söylüyordu ama gerçek şu ki ölenler de zehirli-zehirsiz mantarları biliyordu. Bu ölüm vakasında, zengin gurbetçi ailelere olan husumet sebep olamaz mıydı Nitekim kıskançlık sebebiyle gurbette ikamet eden başka birisinin de evini kapı-cam kırmışlardı. Yine başka birisinin evinin müştemilatını yakmışlardı itfaiye yetişti de evi kurtarmıştı...

Ölüm sebebiyle dağ mantarlarını suçlayan olaylardan bir tanesi de tanıdığım bildiğim bir başka köyde gerçekleşmiştir. Köy, eskiden çok fakir olması nedeniyle dağda yetişen bitki, mantar ve yabani hayvanlardan aşırı şekilde beslenme ihtiyacını karşılamıştır. Bölgenin yenilen mantarları akmantar, karakulak mantarı, karamantar, kanlıca, kedi kırışı, tillice, mıh mantarı, börek mantarı, ebe gümecidir. Yenilmeyecek mantar türü oldukça azdır. Bu durum, onların telef edildiğinin göstergesidir...

2024 yılı güz döneminde yağmur bolluğu nedeniyle mantar bolluğu dikkat çekmiştir. Mantar toplama, yeme ve kışa saklamada rekora koşulmuştur. Ne yalan söyleyeyim, ben de 20 mantar yerine defalarca gittim, topladım ve toplanmasına yardımcı oldum. Yaklaşık 60 yıldır yediğim mantarlardı topladıklarım, dağıttıklarım ve toplattırdıklarım... Bana ve yıllarca dağıttığım insanlara mantar hiçbir zarar vermemişti. Zehirlenme bir kenara, rahatsızlık ve en ufak şikâyet olmamıştı. Ne hazindir ki ikinci zehirlenme vuku bulmuştu köyde. Olayın 3. günü ölenlerin kardeşi ve dayısını çarşıda gördüm. Baş sağlığı diledikten sonra "mantar zehirlenmesi mi" diye sordum.