Ünal Bolat

Türkiye

"Gözünü sevem laborghinim!"

"Fişi prize takıp düğmeye basınca robot bir anda çalışmaya başladı."Burdur'un kenar mahallelerinden birinde, adı gibi "kokulu" bir sokakta, temizlik robotu tanıtımı için bir aileye misafir olduk. Sokak adını, hayvancılıkla geçinen, yazın gübre, kışın saman kokan evlerinden almıştı. Betonun yerini toprak, klimanın yerini, ağaçların arasında serin ye

Şansa bak!..

"Artık pideyi almıştım. Fırından yeni çıkmış. Kıymalı, yumurtalı pide hem de tereyağlı."Cuma namazına gitmiştim. Olay bu ya geçenlerde mahallede ölen birinin mevlidini yapmak istemişler. Herkes gelir diye de cuma namazına denk getirmişler. Hep beraber cuma namazını kıldık ama ben çıkmadım. Ben her cuma kaza namazı kılarım o gün de kaza namazı kılıp

Ecel gelmiş, arı bahane!

Olay sorulduğunda, "ecel gelmiş, arı bahane oldu" diyenler arasında hekimler bile var...Hasan Amcanın yaşadığı akıl almaz akla hayale gelmez arı sokma vakasını anlatmaya bugün de devam ediyorum...Hasan Amca akşam karanlığında kaşıkla ağzına aldığı kompostoyu yutmaya kalmadan "boğazımı bir şey soktu. Galiba arı!" der ve sızlanmaya, çok geçmeden de n

Kompostoya arı düşmüş!

"Ormana çalışmaya girenleri sevindiren özelliği yardımseverliği ve imece yaptırmasıydı..."Komşumuz Hasan, hem komşumuz ve akrabamızdı. Zor kolay her işte yardıma koşar, gücü yetse de yetmese de herkese yardım yapmaya çalışırdı. Öyle zamanlar olmuştu ki kendi işini bırakıp yardıma koşmuştu. Çok iyi hatırlıyorum, 1966 yılı sıcak bir yaz gününde hasta

Gözlerime inanamadım!

"Alışverişin orta yerinde, gözümün takıldığı bir noktada yüreğim hop etti, inanamadım!.."Hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Teyzemlerin durumu iyiydi. Eniştem tüccardı. Cumartesi günü semt pazarı kurulurmuş. Teyzem, istersem onunla birlikte pazara gidebileceğimi söyleyince sevindim.Teyzemin, benim yaşımdaki kızı Ayfer, "Hatice, sana hikây

"Madem gizlice sordun!.."

"Gereksiz merakım yüzünden, Ayla öğretmenimize, Alaaddin Bey'i sormuştum."Alaaddin Bey'i hep aynı elbiseyle görürdük. Rengi biraz açılmış kahverengi elbisesiyle...Ama hiçbir zaman bu elbiseyi ütüsüz, buruşuk veya çamurlu göremezdik. Hele ayakkabıları...En çamurlu zamanlarda bile, okul kapısından adım atarken ayakkabıları pırıl pırıldı. Sanki halı ü

Hep iyi şeyler duymuştuk

"Bu çocuğun Alman olduğunu öğrendiğimde bu yaptığı hizmetlerini hiç yadırgamadım."Sana hayırlı yolculuklar ve hayırlı bir ömür diliyorum sevgili Lio. İnşallah hidayet üzerine yaşamayı tercih edersin.Karadeniz kıyısındaki Gerze ilçemizi çok şanslı buluyorum. Liman her yere yakışmaz ama Gerze'ye farklı bir görünüm kazandırdı. Gerze şanslı bir ilçe. H

Bir durakta öğrendiklerim

"O yıllara kavuşmak ayrı bir nimet vesilesiydi o yıllarda yaşayabilmek ayrı bir çileydi..."O gün izin günümdü aslında. Ama evde yapacak bir iş bulamayınca yine kendimi sokağa atmıştım. Hayret, normal zamanlarda tıklım tıklım olan toplu taşıma araçları şimdi bomboştu... Duraklarda da sanki kimseler yoktu.Sonra saate baktım, ooo aradan iki saat geçmi

İki aya yakın misafirlik!..

"Söylemek kolaydı ama otelin masraflarını kim karşılayacaktı Belediye mi karşılayacaktı"İsveç'te görev yaptığım yıllarda yaşadığım hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Yaşadığım şehirde Belediyede Sosyal Danışman olarak görevde iken yardımcı olduğumuz bir Türk aileden söz etmiştim. Bu aile iki çocuğuyla İsveç'te yaşayan Ayşe isimli bir hanı

Ne ev sahibi ne kiracı...

"Ayşe ağlıyor, çaresizce beni arıyordu. Başta çok endişelenmiştim. Ne olduğunu sordum."Kiralar ve kiracılarla ilgili gün geçmiyor ki olumsuz haberler okuyup görmeyelim. Yıllar öncesinde İsveç'te yaşarken şahidi olduğum bir kira konusunu anlatacağım. İsveç'te kira anlaşmaları ev sahibi ile kiracı arasında olmuyordu... Toplu sözleşme şeklinde oluyord