"Senden bir söz istiyorum"

"Senden bir söz istiyorum" dedi. Ne olduğunu bilmeden, güvenle: "Peki abi" dedim."

Hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Yedek parça satıcısı firma sahibine ve bana dönerek, "Ben hayatım boyunca bir din kitabı okumadım. Ama bu kitabı okudukça aslında dinimi bilmediğimi ve yaşamamış olduğumu fark ettim. Şimdi öğrenmeye başladım" dedi.

Bu sözleri satış danışmanından duyduğumda içimde tarifsiz bir mutluluk oluştu. Çünkü bizim görevimiz sadece kitap vermekti, biz onu yaptık. Hediye ettiğimiz kitapları kim okur, kim okumaz bunu düşünmek bizim işimiz değildi.

Asıl mesele işte burada saklıydı. Çünkü ben bu alışkanlığı ve birikimi kendi kendime değil, yıllar önce kıymetli büyüğüm Ukaşe abiye verdiğim bir söz sayesinde kazandım.

1993 ve 1994 yıllarında askerden dönmüş, Burdur'da Türkiye gazetesi abonelerine günlük dağıtım işine kaldığım yerden devam ediyordum. O dönemde İstanbul'dan özel bir proje için iki kıymetli isim Burdur'a gelmişlerdi. Ulusal yayın yapan TGRT televizyonunda belirli saatlerde yayınlanan reklam kuşaklarına bölgesel firma reklamlarının dâhil edildiği yepyeni bir sistem kurulmuştu. Bu sistem kısa sürede büyük bir başarı sağladı.

Her ilde Türkiye gazetesi bürolarında reklam departmanları oluştu, nitelikli reklam danışmanları yetişti, büroların aylık gelir tablolarına yeni bir kalem eklendi. Reklam danışmanlarının maaşları ve primleri arttı. Daha önemlisi, o güne kadar iletişim kurulamayan birçok büyük firma ile güçlü bağlar kuruldu. Bu bağlar sayesinde Türkiye gazetesi abonelikleri arttı, Türkiye Takvimi gibi hizmetlere yoğun ilgi gösterildi. Birçok iş adamı bu proje sayesinde il temsilciliklerini ziyaret etmeye başladı, gazeteyi ve çalışanlarını yakından tanıma imkânı buldu.