Emin Pazarcı

Akşam

Zihniyet

Biz neler gördük neler... Bülent Ecevit döneminde milletvekili pazarları kuruldu. AP'den istifa ettirilen isimlerin hepsine birden bakanlık verildi. "Yaşa, bravo" nidaları ile alkışladılar. Sonra On bir Ayaklı Hükümet kuruldu. Bakan yapılan transfer isimlerin içinden Bakanlıktaki "odacı" kadrolarını bile satanlar çıktı. Bunlardan bazıları Yüce Diva

Olmuyor ki!..

Alt alta dizip topluyorsun, sonuç çıkmıyor. Yan yana koyup hesaplıyorsun, yine sayı tutmuyor. Olmuyor, olmuyor... HDP'siz bir çözüm yok! HDP de bunu bildiği için yüksek perdeden atıp tutuyor. Ama bir başka gerçek daha var ki, HDP de tek başına hiçbir şey değil. Eti ne, budu ne Demek ki... Hepsinin birbirine ihtiyacı var. Biri ya da birkaçı, diğerle

"Aday Akşener"

Kılıçdaroğlu, "Benim o ben" diye kendini öne atsa da... Elindeki bütün kozları masaya sürse de... Şu ana kadar Altılı Masa'da "Ben de varım" diye kimse ortaya çıkmamış olsa da... CHP içinde bile halen "Kemal Bey olmayacak, aday olamayacak" diyenler var. Hafta sonu ortak bir dostun evinde bir araya geldik. Yılların CHP'lisi tecrübeli bir isimle saat

Masa dağılmaz

Zaman zaman Altılı Masa'ya ilişkin değerlendirmeler yapılıyor. Farklı anlayışlardan bahsediliyor, uyumsuzluk iddiaları ortaya atılıyor. Nihayetinde de "Bu masa dağılır" deniliyor. Bence öyle değil. Bazı tespitler doğru olsa da, sonuçta ortaya konulan hüküm yanlış. Bu masa kolay kolay dağılmaz. Çünkü bütün tespit ve zaman zaman ortaya çıkan anlayış

Tuş!

Buna kendi oyunu ile alta düşme denir. Kemal Bey kötü yakalanmış ve sırtı mindere yapışmıştır. Bitti bu iş, boşa çıktı oynadığı oyun. Üstelik bu defa beli kırıldı ve bir daha da oyun yapamaz hale geldi. Şimdi önünde iki yol var: Ya AK Parti ve MHP'nin 2008'de hazırladığı ve engellenen Anayasa Değişikliği Teklifi'nin peşine takılacak ya da Erdoğan'ı

Açın kulağınızı

Kirletiyorsunuz" diyorum, kızıyorlar. "Ayıp" diyorum, utanmıyorlar. "Türkiye'de tarım ve hayvancılık bitti" tekerlemesine devam ediyorlar. Televizyonlarda "Yandık bittik, kül olduk" diye bağırıp duruyorlar... Yalan tabii ki, hem de kuyruklu yalan. Bu ülkenin 2002 yılında 3,8 milyar dolar tarımsal ürün ihracatı vardı. Geçen yıl 25 milyar dolara yüks

Unutmam, hatırlatırım

Sözde hak, hukuk ve özgürlük şampiyonları bunlar. Çok güzel nutuk atarlar, mangalda kül bırakmazlar. Hatta bazen ellerine pankartlar alıp "adalet" ararlar. Parsellemişlerdir o alanı, ellerine su bile dökemezsiniz. Bu söylemleri hiç kimseye kaptırmazlar. "Özgürlük" denince, sembol olarak kendilerini görür aynada bunlar. O yüzden bu alanda nasıl isti

Bu da mı tesadüf

Şehit olan bir polisimizin sayesinde facianın eşiğinden döndük. Mersin'deki o iki terörist Polis Evine girebilseydi, içerideki polislerle birlikte çoluk-çocuk pek çok masum insan hayatını kaybedecekti. Başaramadılar ve kendilerini patlatmak zorunda kaldılar. Ardından geniş bir operasyon başladı.30'a yakın şüpheli gözaltına alındı. İçlerinden 17'si

Madalyalılar!

Parçalanmış pislik, sıkışınca kendini patlatmış. Bu polis katili pisliğe, CHP vaktiyle "gazeteci" payesi vermişti. Şimdi de milletin karşısına geçmiş, saldırıyı kınıyor, timsah gözyaşları döküyorlar... Mersin'de Polis Evine saldırıp, polislerimizi kurşunlayan kadın teröristlerden bir olan Dilşah Ercan'dan bahsediyorum. Altında Veli Ağbaba ve Özgür

Ateşe atlayanlar

CHP'den seçilip Meclis'e girdi, İstanbul Milletvekiliydi. İslam'a ve Müslümanlara şaşı bakan tavırlarıyla öne çıkıyordu. Kendi ifadesi ile onları "yobaz" olarak görüyordu. Kimse O'na dokunmadı, "Sen yanlış yoldasın" diyen olmadı. Tersine, 3 dönem boyunca CHP'nin en yüksek karar organı olan PM üyeliğine seçildi. Ama Sera Kadıgil kendini daha rahat h