Evet, oylar ortaya çıktı, sonuçlar kesinleşti. Bunun tartışılacak bir tarafı yok. İstanbul'da Ekrem İmamoğlu yüzde 50'den fazla oy aldı. Ankara'da Mansur Yavaş'ın aldığı oy da yüzde 60.

Sakın yanlış anlaşılmasın, "Yanıldık biz, hata yaptık" deniyorum. Bir gecede görüşlerim değişmedi. Seçim öncesinde bütün yazdıklarıma, söylediklerime ve yaptığım eleştirilerin arkasındayım. Ama sonuç bu oldu ve kabul etmek zorundayız.

İstanbullu, Murat Kurum'u istemedi, Ekrem İmamoğlu dedi. Eyvallah, diyecek bir şey yok. Ancak, İstanbul'un da çözüm bekleyen çok ciddi sorunları var. En başta da eli kulağında olan deprem geliyor. Bunu ben söylemiyorum, bilim adamları diyor.

Biraz erken, biraz geç; gaeldi, geliyor. Murat Kurum'un bu konuda çok ciddi projeleri vardı. Geçmişinde de bir başarı hikayesi ve birikim! Olmadı, seçmen İmamoğlu'na yöneldi. Bu tercih, iki anlama gelir. Birincisi seçmen konuyu hafife alıyor. İkincisi de çözümün İmamoğlu tarafından gerçekleştirileceğini düşünüyor. Hafife alanlar için söylenecek söz yok. Ama ciddiyetle yaklaşanların vakit geçirmeden İmamoğlu'nu sıkıştırmaları gerekir.

Bu çok ciddi ve hayati bir konu: Bir önceki dönem olduğu gibi deprem bütçesini kısıp, reklam bütçesini artırmakla olmaz. Çünkü geliyor, yaklaşıyor gelmekte olan!

Aynı durum, Mansur Yavaş için de geçerli...

Turgut Altınok'un projeleri ve geçmişte ortaya koyduğu icraatlar vardı, Adeta bir proje bankasıydı. Seçmen buna rağmen Yavaş'a yüzde 60 oy verdi. Demek ki, ona güvendi.

Durum bu olduğuna göre, dikkate takip edip sorunlarına çözüm bulunması için sıkıştırması gerekiyor. En önemlisi de Altınok'un olmayan, abartılan mal varlığı üzerinden bir tepki ortaya koydu seçmen. Bu durumda Mansur Yavaş'ın attığı her adımı izlemesi gibi bir sorumluluğu var.

Bakın büyük projelerden bahsetmiyorum. Ankara'da yılan hikayesine dönen bir mazgal temizliği meselesi bulunuyor. Normal bir yağmurda bile ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Madem seçmen oy verdi, en azından bu konuyu sıkı bir şekilde takip etmesi gerekiyor.