Kültür-Sanat

Yavuz Bülent öyle de ya biz

İnsan ve toplum bütünüyle önümüzdedir. Hayat akar ve biz yaşar geçeriz. Bazı anlarda durur ve orada kalabiliriz. Bütüne bakamaz hale geleceğimiz bir körlük yerleşir. Toplumlarda bu tür darlıklar kavga getirir. Kamplaşma kaçınılmaz olur. Bizde olan budur.İnsanın insanla ilgili bu türden bir takıntısı olağandır. Marifet, orada kalmamak ve bütünü görmeye çalışmaktır. Yazarların,

A. Yağmur Tunalı

MESNEVİ'ye Uzanan El

Babası Arap, annesi Amaziğ'li olan Faslı yazar Hasan Aourid "Mekke'ye Kanmak" kitabında: "İşlendiğinde güzel meyveler veren insan nefsi; serbest bırakılınca kuru ağaçlar, dikenler ve zararlı nebatat biten bir toprağa dönüşür." diyor. Her cumartesi Şair Mürsel Sönmez Bey'in iş yerindeki buluşmalarına nefsimizi işlemeye gidiyoruz.

Ali Barskanmay

Bir estetin kadını Akdeniz yapan şâhbeyitiydi...

Angelica Sedara da yukarıya çıkıp Tancredi Falconeri ile kucaklaşmış. "Angelica Sedara da kimdir" demeyin; estetlerin esteti Luchino Visconti'nin süt damlası Claudia Cardinale'dir o, kadını Akdeniz yapan şâhbeyit.Size Jack Nicholson ile başlayacağımın sözünü vermiştim ama televizyon kanallarından geçen bir

Taner Ay

Siyasetin ettikleri

Türkiye gerçekten yorucu bir ülke, çünkü orta ve üstü yaş grubu ile siyaset dışı konuşmak nerede ise imkansız. Gittiğiniz hemen her ortamda konu hızla siyasete kayıyor ve siz de ister istemez bu havanın etkisinde kalıyorsunuz.Düşünsenize "Sularda sorun var" deseniz anında konu siyasetin o sığ ve boğucu havasına teslim oluyor ve bu orta-üst yaş grubunun iflah olmaz bir hastalığı var: TV seyretmek.

Şenol Kaluç

Göz nuru…Gözümün ufku…

Emek ile beraber göz nurunun anılması boşuna değil. Eski zamanlar emeksiz, gayretsiz hayatta kalmanın daha imkansız olduğu devirlerdir sonuçta. Sadece incelik isteyen sanatlar, meslekler değil neredeyse her iş her uğraş emek isterdi. Modern zamanlar emeğin yönü kadar niteliğini de değiştirdi. Bugün emek denilince sanki alt bir kategori kastediliyor. İktisadın dünyası insana dair hemen her

Ömer Erdem

Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Her gönül bir yük taşır, bir yolda yürür. Kimimizin yolu şehirlerin gürültüsünden geçer, kimimizinki ıssız bir dağ yolundan… Ama bazı yollar vardır ki yalnızca toprağa değil, kalbin içine basar. O yollar bir ömrün değil, bir yüreğin sızısıdır.O yol, dertlerin dile geldiği; ayrılığın, yoksulluğun, ölümün içimizde yankılandığı yoldur.İşte Karacaoğlan, böyle bir yolcudur. 17. yüzyılın Toroslardan yükselen bir sesi…

Bekir Fuat

Boeing, THY ve ekolojik dolar dengesi

"Bu sponsorluk, bizim için çok doğru bir adım oldu. Filmin gişe geliri, şimdiden 460 milyon dolar oldu.""O para, kimin kasasına giriyor Filmi yapanlara değil mi THY'nin bu işten kazancı ne olacak""Efendim, sponsorluk müşterilerin beğenisini topluyor.""Bu sponsorluk, THY'nin bilançosuna nasıl yansıyacak"

Kerime Yıldız

Artık hiçbir şey

Zamanı ölçmek, saymak, bölmek ne zor iş. Masalarda, duvarlarda, ekranlarda çeşit çeşit bunca takvim. Cepte, duvarda, meydanda bunca saat. Hepsi ne içinBazen yan yana duran iki kişi, başka mevsimleri bölüşür. İnsan bir gün kendi miladını bulur. Herkesin takviminde başka bir isim durur."Sen gittin, tarih bitti, milat neyi açıklayabilir" demişti Mevlana İdris. Koca bir takvim aniden biter bazen.

Enes Batman