Ali Barskanmay

Karar

Eğitimin kaynayan kazanı

Türkçemizde "Şüyuu vukuundan beter" diye güzel bir deyim var. Bir şeyin dedikodusunun yapılmasının, onun gerçekleşmesinden daha kötü olduğu anlamına gelir. iki günde bir manşet olan eğitimimizin özeti bu. Eğitim Bakanlığımızın gündem olmadığı gün MEB'de vukuatın işlenmediği ay neredeyse yok. Her gün manşetlerin biri Eğitim Bakanlığımız için ayrılsa

"Öfke Yaralarından Memleketin Kabuğu Kalkıyor."

Takdir ederseniz insan duyduğu, gördüğü, hissettiği, okuduğu, düşündüğü, birlikte olduğu çevrenin eseridir. Herkes doğarken fıtratına uygun bir aklık içindedir. Zamanla ak sayfanın rengini önce aile, sonra çevre, sonra da aklın kavrama gelişimine bağlı olarak yukarıda saydıklarımız şekillendirir. Yine takdir edersiniz ki bir insanın kütüphanesi yin

Özgürleştirme ve aptallaştırma

Jacques Ranciere, Cahil Hoca, Zihinsel Özgürleşme Üstüne Beş Ders eserinde "Cehaletle ilim arasında kurulan pedagojik ilişkinin altında aptallaştırma ile özgürleştirme arasındaki daha temel felsefi ilişkiyi görmek gerekir Bir cahilin başka bir cahil için ilim kaynağı olması nasıl kabul edilebilir Bir zekanın bir başka zekâya tabi kılındığı yerde ap

Ayak takımının hakimiyeti

Bizim okul, İstanbul'un göbeğinde. Tarih, doğa, deniz, gökyüzü be daha birçok güzellikle iç içe. İstanbul şartlarına göre herkesin ulaşmak isteyip ulaşamadığı çok şey var. Bahçemize envai kuşlar konar. Şakımaları Berlin Flarmoni'yi aratmıyor. Bahar gelince renga renk çiçekler, rahiya kokuları, rüzgar esintileri, yaprak hışırtıları, göğün aydınlığı,

Dergah

Dergah kelimesi bize neyi çağrıştırır, dergah deyince zihnimizde oluşan hayat atmosferi nedir Ya da bir kelime sadece dilden mi ibarettir Kelime, ete kemiğe bürünen hayat pınarı nereden geliyor Siyasi düşünce yapımıza bağlı zihnimizde hemen bir şablon oluşuyor. Oluşan şablonlara bağlı 'dergah' kelimesini ya ak sevabına veya kara günahına alıyoruz.Y

İçerik kiminse çocuk onundur

Yeni bir zil ve eğitime umut bağlayan milyonlarca öğrenci bugün yine okul yolunu tuttu. Ziller kimin için çalıyorsa çalsın lakin okullar açılıyor diye etekleri zil çalan öğretmen, öğrenci sayısı yok denecek kadar kadar az. Eğitimin kaç ayağı varsa hepsi pamuk ipliğiyle birbirine bağlı. Koptu kopacak tehlikesi kapıda. Okul yolunda ayakları geri geri

Kör göze parmak sokmak

2003 Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Coetzee "Petersburg'lu Usta" eserinde "Hiç kimse görmek istemeyen biri kadar kör olamaz." diyor. Bu yazıda somut veriler üzerinden Cumhuriyet'ten günümüze eğitim mevzusuna zaman zaman Coetzee'den de alıntılar yaparak yolculuğa çıkalım. Yolculukta kör göze soktuğumuz parmakların hesabı da ortaya çıkacaktır. Cumhuriye

Beceri yoksunu

Beceri, elinden iş gelmek, maharet anlamına; becerikli ise elinden iş gelen, işi yapmaya yatkın, maharetli demektir. Beceri kelimesinin maarif dünyamızdaki yerini arayalım.Kalemin aynasını biraz geçmişe tutalım. Cumhuriyet öncesi Osmanlı'da malumunuz mektep, medrese, azınlık, askeri, tıp, mühendishane ve sanat okulları. Her kültürden okul. Mekteple

Modern hayatın panzehiri: Gassal

Günümüz dünyasının öznesi ekonomi. Ekonomi, hayatın her anında toplumun her alanını dizayn eden ve insana şekil veren büyük güç. Parası olanların dünyayı yönettiği yoksulların Afrikalılaştırıldığı bir dünya. Beyaz adamın coğrafi keşifler sonrası dünyaya hakim olup dünyayı yönetme kılıcını eline aldığı tarihten itibaren ekonomi dünyanın gidişatını b

Zafiyet

2000'li yılların ilk yılları. Ecevit krizinin ülkeyi ekmeğe muhtaç ettiği yıllar. Ecevit'in ricası üzerine (!) Amerika, Kemal Derviş'i ekonomimizi düzeltmesi için göndermiş. Kemal Bey, sil baştan ekonomik reformlarla halkın sıkı kemerini daha bir sıkıyordu. İşler yoluna girecek vaadiyle beklerken MHP nedenini bilmediğim bir çıkışla hükümet krizi çı