Ünal Bolat

Türkiye

Evet korkuyordu ama

"Kalan saçları fırçayla zemine savurdu. Konsantresi bozulmuştu. Biraz çabuk bitirdi tıraşı..."Okuyucumuzun Berber Bekir ile ilgili hatırasını anlatmaya bugün de devam ediyoruz.Öksürükle birlikte arkadaki bölmeye, lavaboya koştu Berber. Arkadan öğürme, aksırma sesleri peş peşe geliyordu. Birden kesildi tüm sesler. Bir sessizlik çöktü berberin orta y

"Özlüyor musun o günleri"

"Sadece makas ile keserdik saçları. Şimdiki gençler sen gibi değil. Acayip stiller istiyorlar!.." Okuyucumuzun Berber Bekir ile ilgili hatırasını anlatmaya bugün de devam ediyoruz...Berberin dükkânından ne zaman içeriye girse, onu müşterisi ile sohbet ederken -ki bazen bunu asık bir surat ile homurdanarak yapardı- koltukta oturan müşterisinin de sa

Berber Bekir

"Caddesi üzerinden geçerken tıraş olmasa bile uğramadan, selam vermeden edemezdi..." Kareli gömleğini ve krem rengi pantolonunu ütülemek ile meşguldü. Saat 17.20 vapuruna yetişecekti. Bir yandan ivedilikle ütüsünü yaparken diğer yandan ani ufak kafa kaldırışlarıyla duvardaki kahverengi saati süzüyordu. Saat 16.30 idi. Hızla ütülediği pantolonunu ve

"Sen de bir 'gam' yap bakalım!"

"Şimdi ne zaman nerede birisi kendini tanıtsa, kendimi ilk tanıttığım gün aklıma gelir." Müzik öğretmenimiz öğrencilere "Edremit Van'a Bakar" türküsünün notalarını sırayla okutuyordu... Bizim öğrencilik dönemimiz oldukça hareketli geçti. Her okulu bir yerde bulamadığımız gibi şimdiki gibi imkânlarımız da yoktu. Ben ilkokulu Balaban'da bitirdim. Son

"Âlem unutur, kalem unutmaz!"

"Bu sözü çok değerli bulurum. Elli yıllık tecrübemle de öğrenmenin yolu yazmaktır" derim. Lise ve üniversiteye giderken her derste iki defter oluştururdum. Okulda anlatılanları birinci deftere yazardım. Eve gelince bu defterdeki bilgileri çok düzgün bir yazı ile ikinci deftere yeniden aktarırdım. Bunu yaparken ellerim, gözlerim, beynim konuyu tekra

Bir takvim deyip geçmeyin...

"Orhan, ben bu birahaneyi devredeceğim, bu işleri bırakmaya karar verdim..." Manisa'da bir takvim satışı hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Dün akşam birahanede bizden yirmi tane Türkiye Takvimi alıp parasını da hemen ödeyen Mehmet Bey, ziyaretime çok memnun olmuştu... Yanımda götürdüğüm Hakikat Kitabevi'nin yayınlarından bir demet kitab

Neşemiz yerine gelmişti

Manisa'da bir takvim satışı hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Adam beş adet daha takvim bırak diye söyleyince bende kalmadığı için o heyecanla Eyüp Abi'ye dedim ki:-Abi sende kalan takvimleri de buraya getir.O da sevinç içinde elindeki takvimlerin hepsini getirdi. O masada tam yirmi takvim verdik. Adam hemen parasını ödedi...Bu gelişmele

"Kovacaksa da o kovsun!.."

Manisa'da bir takvim satışı hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Cadde üzerinde sol tarafa baktım renkli ışıkları yanan bir birahane gözüme takıldı. O dönemde Manisa'nın en büyük ve cafcaflı konforlu bir birahanesi. Eyüp Abiye "Abi gel bu meyhaneye girelim satış yapalım" dedim."Orhan Abi bu gece vakti hiçbiri ayık değildir. Onlarla cebelle

Yılbaşına birkaç gün kalmıştı...

Yıl 1988... O yıl Manisa'daki şirketimiz yüksek bir miktarda Türkiye takvimi aldı. Yılbaşı yaklaştığı hâlde henüz elimizde çok miktarda takvim bulunuyordu. Müdürümüz Cahit Abi, "Orhan sen diğer elemanlar ve fahri çalışan arkadaşlar bu elimizdeki takvimler tükenene kadar her akşam satışa çıkacaksınız" dedi. Bu takvimleri satmak için her akşam köyler

Babamı rahmetle anıyorum

Öğretmenliğe başlarken babamın verdiği iki nasihati ve emekli olana kadar o nasihate uymanın bana sağladığı saygınlığı nüfuzu, itibarı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Öğrencimin bu apansız sorusuna şaşırdım. "Ne bileyim oğlum" dedim. "Dikkatli bakın hocam" dedi... Ardından ekledi: "Annemi hatırlayabilecek misin O da sizin öğrencinizmiş de!..""A