"Özlüyor musun o günleri"

"Sadece makas ile keserdik saçları. Şimdiki gençler sen gibi değil. Acayip stiller istiyorlar!.." Okuyucumuzun Berber Bekir ile ilgili hatırasını anlatmaya bugün de devam ediyoruz...Berberin dükkânından ne zaman içeriye girse, onu müşterisi ile sohbet ederken -ki bazen bunu asık bir surat ile homurdanarak yapardı- koltukta oturan müşterisinin de saçlarını tüm ustalığı ile keserdi. Bazen de ayakta ne yaptığını bilemez, dalgın bir hâlde bulurdu Bekir'i. Kafasını duvar misali dükkân camının yanından sarkıttı. Yine o hallerden birinden buluverdi onu. Ayakta, tepesine diktiği televizyona bakmakla meşguldü. Bekir de onu her gördüğünde nedendir çok acı bir gülümseyişle karşılardı. Yine yaptı yapacağını. Kapladı bütün ruhunu bir acı. İçeriye girer girmez;-Selamünaleyküm Bekir Abi, dedi.Çok monoton ve âdeta içinden söyler bir şekilde:-Aleykümselam buyur geç, dedi.Girdiğinden beri gözleri bir defa olsun kesişmemişti. Daha ziyade kaçırmıştı gözlerini Bekir. O, zaten usul usul, Bekir'in demesine kalmadan bomboş tıraş koltuklarından birine yumulmuştu bile.Camlar buğuluydu. Kafasını cama çevirdiğinde sağdan sola caddeye çıkan sokaktan yürüyen gölgeler, silüetler görüyordu sadece. Sahi şu temmuz gününde camlar niçin buğuluydu ki Nedendir bilinmez çok takılmadı bu saçmalığa. "Camın değil insanın buğusundandır, bilinmezliğindendir" dedi, kestirip attı.Bekir, ağır ağır makas hareketleriyle ama her zamankinden daha durgun kesiyordu saçlarını.