19. yüzyılın son çeyreği klasik müzik için altın dönemdi. Ünlü bestecilerin eserleri Avrupa ve ABD'de hınca hınç dolu salonlara çalınıyor, kemancılar, piyanistler büyük ilgi görüyordu. Bir bakıma dönemin pop yıldızlarıydılar. Büyük ücretler söz konusuydu ve kimi zaman yıllar süren turnelere çıkılıyordu. Kayıtlı müzik diye bir kavramın olmadığı yıllar. Müziği dinlemenin tek yolu konsere
Yaz konserlerinin hız kazandığı bu günlerde Konstantinos Argiros ve Aurora, İstanbul'daydı. Morrissey konseri ise iptal oldu. Yapay zekâ ve müzik platformları gündeminden bir süreliğine uzaklaşıp sahne ışıklarına odaklanalım.İlk durağımız Konstantinos Argiros. Yunan sanatçı, Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda, Özel Zapyon Rum Okulu'nun 150. yılı anısına düzenlenen gecede
Bizim kuşak çok genç yaşlarındaydı İstanbul Müzik Festivali ile tanıştığında. Festivalin başlaması ilkbaharın gelmesiydi. Daha önceki yazılarımda da değinmiştim. Yakın bir dostumuz her yeni festival başladığında şöyle derdi: "Ne yapalım bizim de yazlığımız filan yok ama İstanbul'da müzik festivalimiz var!" Demek bu uluslararası festival İstanbul'a dünyanın çeşitli köşelerinden
© 2025