Necati Doğru

Sözcü

91lik Nine Dürdane! Meta fetişisti bir tane!

Diyanet İşleri Başkanı'nın kızı, lüks sınıfından ithal ve çok pahalı otomobilinin kontak anahtarını hisleri olan bir insan gibi düşündü. Nefsiyle, egosuyla, arzusu ile yüzleşerek kontak anahtarına sevgi yüklü şiirsel cümlelerle seslendi. Ekonomi sözlüklerinde bu duruma "meta fetişizmi" diyorlar. Malı ilahlaştırma. Ürüne tapınma. Bir başkasının üret

Dün tükürdüler Bugün yalıyorlar

Muğla'da iktidar partisi belediye başkanı adayı ekonomi profesörü ile muhalefet partisi otel sahibi adayı yarışıyor. Son anketlere göre arada az bir fark var. SONAR Araştırma Şirketi sonuçları şöyle: CHP Ahmet Aras: Yüzde 38.9. AKP Aydın Ayaydın: Yüzde 36.1. İktidar partisi adayını tarafsızlık yemini etmiş Cumhurbaşkanı, devletin tüm gücünü de ark

Nedir mal varlığın! Nerden buldun onu! Nasıl yaptın serveti!

Sandığa gitmeye iki hafta kala; para sayma makinesi başında CHP'li siyaset adamları görüntüleri ortaya çıkınca doğru mudur, çamur mudur Deste deste paraların, para sayma makinasına sokulduğu bilgisi basına, halka, adalete, savcıya neden bu kadar geç açıklandı Niçin beklendi Niçin o gün değil Neden şimdi Neyzen Tevfik adlı şairimiz vardı. Politikac

?O şiir için!

O gazetede bu gazetede fark etmez; bir gazete köşe yazarı yazısını işte "o şiir" de dile getirilen yüksek duyguya destek olmak için yazar. İşte o şiir: Memleket isterim Gök mavi, Dal yeşil, Tarla sarı olsun; Kuşların diyarı olsun. Memleket isterim Ne başta dert Ne gönülde hasret. Memleket isterim Ne zengin fakir, Ne sen ben Farkı olsun. Büyük şair

Ramazana girdik! Seyreyleyin: Din sömürüsünü!

Ne sözler verilmiş, nice umutlar yeşertilmişti: Aval bakış, hımbıl duruş, şapşal görünüş silinecekti. 6 yıl önce Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmişti. Türkiye uçacaktı. Sözü dinlenir. Hatırı sayılır. Gündemi olan. Esamesi okunan. Ülke biz olacaktık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildiği o yılın Ramazan ayında pide fiyatları İstan

Arkamda Amerikalı Jony Abim var!

ONLAR da haksızlığa uğramış, çocukları, kadınları öldürülmüştü. Sırf Musevi oldukları için "gaz odalarında yakılmış" dünyanın bir ucundan öbürüne sürülmüşlerdi. Çok çalışkan, iyi eğitimli ve çok okuyanlardı. Hem haksızlığa uğramış ve hem de okuyan çalışkan oldukları için sevgi, saygı ve kıskançlıkla karışık hayranlık duyulan insanlardı. Saygıyı kay

Erim erim eriyor!

Geçmiş ile bugünün sentezi; erim erim erimedir. Ekonomi alt-üst oluşa doğru gidiyor. 2001 yılı Şubat ayında yaşadığımız günlerin belirtileri var. O günlerde dolar bir gecede 685 bin liradan 940 bin liraya fırlamıştı. Ve yılın sonunda ise 1 dolar 1 milyon 450 bin lirayı bulmuştu. Hatırlayan var mı! İktidar partileri, çöküşe gidiyorlardı. ABD'den "i

Misafirhane!

Muğla, Muğla olalı böylesine bir fahri üyelik görmedi. Cumhurbaşkanı Muğla'da seçim konuşması yaparken; "Fırsat buldukça Marmaris'teki devlet misafirhanesinde kendimi fahri (gönüllü demek) Muğlalı olarak da görüyorum" dedi. Çok alçak gönüllü. Süsü, püsü olmayan. Gösterişten uzak. Sade, yalın bir yapı. Böyle tarif etti. "Misafirhane" dedi. 22 yıldı

Karanlık vicdan trenin altına saklandı!

Mahkeme salonuna girerken "Hak-Hukuk-Adalet! Kaza değil cinayet!" diye hep bir ağızdan seslenip duyurmak istiyorlardı. Bir yıl dolmuştu. Adalet arıyorlardı Bakan sessiz kaldı. İstifa etmeliydi. Özür bile dilemedi. Genel müdür sustu. O da istifa etmeliydi. Bakan, genel müdür, üst düzey yetkili olanların da Çorlu'daki tren kazasından dolayı "ölüme se

Dağda petrol bulduk ters tepti!

Seçim gününe 27 gün kaldı, o gün gelince sandıklar açılacak. Oylar sayılacak. Seçim kampanyaları sırasında parlatılan dış cila o zaman dökülecek. Gerçek ortaya çıkacak. Oylar atılır. Sonra sayılır. Dış cila biter. Ülkemiz derin ve yapışkan ekonomik kriz içine girdi. Çıkamıyor. Halkın büyük çoğunluğu için ufukta "güzel rahat günlerin" gelebilme umu