M. Said Zeki

Yeni Asya

Ansızın geliverecekmiş gibi...

İnsan bu; çok zayıf.. çok aceleci.. Ayrılık ölümün küçük kardeşi.. Beklemek ise; çok zor.. çok acı..Unutmak insanın mayası.. unutulmak yokluğa özdeş.. Unutmaması gereken kesin gerçekleri unutur da insan; gerçekleşmeyecek hülyaların peşine düşüverir. Kur'an der: "İnsanoğlu aceleci bir yaradılışa sahiptir" (21:37). "İnsan hayrı istediği kadar, şerri

Bahane değil, çözüm üretmek...

İnsanoğlu bir mazeret fabrikası sanki!Daima kendini aklamak ve başkalarını suçlamak için mazeret üretme fabrikası... Üzerimize düşen işleri yapmıyor, sürekli bahaneler üretiyoruz. Halbuki; yüzlerce mazeret binlerce bahane, bir tek başarının yerini tutamaz. Mazeretler bize fayda sağlamaz, başarıya ulaştırmaz. Mazeret üretmek vicdanımızı tatmin etmez

Camilere bile siyaset girmiş! 'Emîn' misin

"Asıl musibet ve muzır musibet, dine gelen musibettir. Musibet-i diniyeden her vakit dergâh-ı İlâhiyeye iltica edip feryad etmek gerektir." (Lem'alar)İslâm, insanlığa yeni bir mutluluk kaynağı ve medeniyet armağan etmişti. Müslüman, kendisinden 'emîn' olunan kişiydi. Elinden ve dilinden kimsenin zarar görmediği kimseydi. Düşmanları bile ona güvenir

Aile ve bayram eğlencesi

Bayram aileden başlar.Aile toplumun temelidir. Toplum dahi bir büyük ailedir. Aile de huzur olursa, toplum da huzur iklimini yaşar. Aile kurumunun sağlıklı işlemesi için ilahî prensipler yol göstericidir. Bayram yaparken hatırlanması dileğiyle bu prensiplerin bazılarını derleyip toparladık. "HUZURA ERESİNİZ DİYE..." "Kendilerinde sükûnet bulup, huz

Bayram güzellemeleri

"Hüzn-ü keder def ola Dilde hicap ref ola Cümle günah af ola Bayram o bayram ola." Enes ibni Malik (r.a.) anlatıyor: Cahiliye devrinde yılda iki gün vardı ki, halk o günlerde eğlenirdi. Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem Medine'ye gelince şöyle buyurdu: "Sizin de eğleneceğiniz iki gününüz var. Allah, Cahiliye devrindeki o günlerin yerine size da

Gençlere engel olmayalım!..

Gençlere yetki ve sorumluluk verme hususunda yeniliklere ne kadar açığız Digital çağın gereklerini, yapılması gereken hizmetleri gençler daha iyi bilmez miİyi niyetle 'çocuklarımız zorluk çekmesin' diye, 'helikopter anne-babalar' gibi her sıkıştığında imdatlarına yetişmek, aslında onlara kötülük değil mi Yanlış yapmadan hayatı nasıl öğrenecekler 18

İyilik bulaşıcıdır.. Kötülük de...

Tebessüm bulaşıcıdır, ümit, şevk ve iyilik de öyle.. kelebek etkisiyle çoğalıp yayılır. Ve insanlar birbirini etkiler.. Şu karamsarlık günlerinde bir insana verebileceğiniz teselli, ümit ve tebessüm onu hayata bağlar.İmtihan gereği iyilik ve kötülük, gece ve gündüz gibi iç içe. Asıl olan muhabbet, dostluk, iyilik, güzellik ve hayırdır. Kötülük, çir

Zulüm devam etmez!

"Parçaları kaybolmuş puzzle gibi insanlar.. Kiminin ruhu, kiminin beyni ve birçoğunun da kalbi yok artık..." Kurşun askerler; uydu insancıklar!İnsanlığın hayrına çalışan 'azlar' da olmasa kıyamet kopacak! Yapılan zulümler, yaşanan yanlışlar, işlenen vahşetler insanı hayrete düşürüyor. Mahşerin provası yapılıyor adetâ yeryüzünde. İnsanların çoğu hak

Yeni Asya hâlâ çıkıyor (mu)!!

"Türkiye'de İslâmî hizmetin altında Bediüzzaman'ın imzası vardır. İslâma hizmeti gaye edinenlerin yolu, mutlaka bir şekilde Risale-i Nur ile kesişmiştir."Bu muhteşem İslâm Külliyatını, doğru anlayarak hizmete devam edenler de var; yanlış anlayıp suistimal edenler de. Savrulanlar, kıyıda-köşede kalanlar, engelleyenler, aleyhte çalışanlar.. Kimler ge

"Üç günlük ömrün kaldı!"

Hani; kendi aleyhimize olsa bile, adaletten ayrılmayacak, her türlü zulme karşı çıkacaktık!..Makamlar, saraylar, rütbeler.. Gençlik, güzellik, sağlık.. yatlar, katlar.. mal mülk.. hava, su, deniz, güneş.. Bir muhalif rüzgar savursaydı hepsini.. "Üç günlük ömrün kaldı!" deseydi, doktorumuz.. Rabbimiz, her gün alıştığımız, övündüğümüz, 'zaten elimin