M. Said Zeki

Yeni Asya

İyilik bulaşıcıdır.. Kötülük de...

Tebessüm bulaşıcıdır, ümit, şevk ve iyilik de öyle.. kelebek etkisiyle çoğalıp yayılır. Ve insanlar birbirini etkiler.. Şu karamsarlık günlerinde bir insana verebileceğiniz teselli, ümit ve tebessüm onu hayata bağlar.İmtihan gereği iyilik ve kötülük, gece ve gündüz gibi iç içe. Asıl olan muhabbet, dostluk, iyilik, güzellik ve hayırdır. Kötülük, çir

Zulüm devam etmez!

"Parçaları kaybolmuş puzzle gibi insanlar.. Kiminin ruhu, kiminin beyni ve birçoğunun da kalbi yok artık..." Kurşun askerler; uydu insancıklar!İnsanlığın hayrına çalışan 'azlar' da olmasa kıyamet kopacak! Yapılan zulümler, yaşanan yanlışlar, işlenen vahşetler insanı hayrete düşürüyor. Mahşerin provası yapılıyor adetâ yeryüzünde. İnsanların çoğu hak

Yeni Asya hâlâ çıkıyor (mu)!!

"Türkiye'de İslâmî hizmetin altında Bediüzzaman'ın imzası vardır. İslâma hizmeti gaye edinenlerin yolu, mutlaka bir şekilde Risale-i Nur ile kesişmiştir."Bu muhteşem İslâm Külliyatını, doğru anlayarak hizmete devam edenler de var; yanlış anlayıp suistimal edenler de. Savrulanlar, kıyıda-köşede kalanlar, engelleyenler, aleyhte çalışanlar.. Kimler ge

"Üç günlük ömrün kaldı!"

Hani; kendi aleyhimize olsa bile, adaletten ayrılmayacak, her türlü zulme karşı çıkacaktık!..Makamlar, saraylar, rütbeler.. Gençlik, güzellik, sağlık.. yatlar, katlar.. mal mülk.. hava, su, deniz, güneş.. Bir muhalif rüzgar savursaydı hepsini.. "Üç günlük ömrün kaldı!" deseydi, doktorumuz.. Rabbimiz, her gün alıştığımız, övündüğümüz, 'zaten elimin

Helâlleşme gerçekleşti mi

Bir dönem gündeme gelen helâlleşme önemini yitirmiş değil. Acaba ne kadar gercekleştiAcaba konuyu; kinin, öfkenin, nefretin zirve yaptığı şu günlerde yeniden gündemimize alsak 'küçük bir iyilik hareketi' baslatsak nasıl olur Düzeltmeyi, toplumdan önce kendi nefsimizden başlatabilir miyiz Bağırıp çağırmayı bırakıp, birazcık sakinleşerek; konuşmayı,

Adalet rahat bırakılıyor mu

Minik bir ipucu: "Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz."Evet; Anayasanın 138. Maddesi böyle diyor. Peki... Sizce bu hüküm, bu gün gerçekten uygulanıyor mu Mecelle'de ise, hakimin vasıfları şu şekilde sayılır: "Hâkim;

Unutma; "ötekinin ötekisi" sensin!

Çocukluk döneminde, çevreyi tanımak için 'ben ve öteki' kavramını kullanmak normal olabilir.Sonra, 'öteki' dediğinin de kendisi gibi eşit haklara sahip olduğu idrak eder insan. Çünkü yaratılış itibariyle ve hukuk önünde bütün insanlar eşit haklara sahiptir. Dünya ise; hiç kimsenin tapulu mülkü değil. Herkesindir veya hiç kimsenin değildir. Her varl

Herkes adaletle mükellef

Adalet, sadece Adliyelerde çalışanların değil; her insanın, her Müslümanın sahip çıkıp ayakta tutması gereken insanî bir değer. Kur'ân'ın dört esasından biri.Hayatın her alanında aile, toplum, okul, iş vb., bulunduğumuz her yerde, her durumda adaleti tesis etmek ve korumak lazım. Gerektiğinde bedeline katlanmak gerek. Kötülük ve zulüm yayılırken; u

Bayramdan herkes nasiplensin!

Efendim, "nerede o eski bayramlar" demeden, kalbimiz buruk da olsa; bahar ve bayram sevincinin diriltici nefesini hissetmeye ne dersiniz.."Eskiyen ramazanlar, bayramlar değil bizleriz belki. Değişen biziz, değiştik, eskidik, yozlaştık. Ramazanın, bayramın tadını hissettiren duygularımızı yitirdik, bencilleştik, maddî doyuma odaklandık. Onun için ar

"Doğru İslâmiyet" ne demek

Düşünmeye davetlisiniz efendim!Zor bir iş olduğunun farkındayım. Madem tefekkür dahi bir ibadettir. İbadetlerin arttırıldığı ramazanın son günlerinde, tefekkür ibadeti de ihmal edilmemeli. Dünya işlerinde en iyisini ve en kârlısını bulmak için kılı kırk yararız ve araştırırız. Saadet-i ebediye için de; aynı gayret ve inceliği göstermek her insanın