Işıl Özgentürk

Cumhuriyet

Kürt meselesi etnik bir mesele değil, bir Türkiye meselesidir!

Sevgili okurlarım, unutmuş olabiliriz hatırlayalım: Tayyip Erdoğan 1994'te İstanbul Belediye Başkanlığı'nı yüzde 25.19 oyla kazandı. Nedeni sosyal demokratların farklı iki aday göstermesiydi. Bunu hiç unutmadan günümüze gelelim, seçim yaklaşırken tartışılan en önemli konulardan birine: Hiç kuşkusuz DEM Parti'nin (Bu adı hiç benimseyemedim.) hangi p

Özgür irade o da ne

Sevgili okurlarım siz, benim kentimde acaba kim belediye başkanı olacak diye kara kara düşünürken ben bir nebze soluklanmak için kendimi Assos'a vurdum. Çünkü 24 yıldır Prof. Dr. Örsan K. Öymen tarafından Felsefe Sanat Bilim Derneği bünyesinde düzenlenen Assos'ta felsefe etkinliğinin konusu bu kez "Özgür İradeİstenç Sorunu". Yaklaşık beş yıldır bu

Yaşasın hepimiz deliriyoruz!

Sevgili okurlarım bir hikâyeyle başlayalım. Bir zamanlar bir padişah bir bakmış ki, sarayın bütçesi suyunu çekmiş. Vezirini çağırıp halka yeni vergiler koymasını söylemiş. Vezir vergiyi bir misli artırmış. Padişah sormuş: "Halk yeni duruma alıştı mı" Vezir: "Hiç sesleri çıkmıyor." "Öyle mi" demiş padişah: "Biraz daha artıralım!" Vezir vergiyi üç mi

Hiçbir halk bu kadar aşağılanmamıştır!

Geçenlerde havaalanında bir ailenin çocuğunu askere uğurlamasına tanık oldum. Anne o kadar çok ağlıyor ki herkes şaşırmıştı. Sonunda oğlunun ayaklarına kapandı ve "Gitme seni ölüme yollamam ben!" diye haykırmaya başladı. Ben dayanamayıp oradan uzaklaştım ama yıllarca otobüs garajlarında tanık olduğum asker uğurlamaları aklıma geldi. Onlara en çok o

'Aşk, Ateş ve Anarşi Günleri'

Sevgili okurlarım biliyorum pek çoğumuz demokrasi varmış gibi yaşadığımız şu güzelim ülkemizde partilere, sivil toplum kuruluşlarına inancımızı yitirdik. Pek çoğumuz içimizden belki "Bu ülkede olumlu hiçbir şey olmaz" diyoruz. Derin bir kayıtsızlık, her şeyi kabullenme hali ülkemizi bir kara bulut gibi sardı. Artık ne yükselen dolar ve Avro ne de h

Su kendi yolunu bulur

Yılbaşı gecesi tam 12'de gözlerimi kapatıp öylece durdum. Ve "Daha kaç yılbaşı yaşayacağım" sorusu gelip beni buldu. Bilmek zor. Öyleyse dedim dostlarıma, okurlarıma yeni yıl hikâyeleri anlatmakla işe başlayayım. Gün gelir beni hikâyelerimle anımsarlar. Gecenin terk ettiği kent kıpır kıpır. Her yeni gün doğurgan bir dişi gibi yepyeni umutlara, acıl

Öğrenmenin yaşı yok!

Sevgili okurlarım hepimiz cuma akşamı bir mucizeye tanık olduk. Ve tüm dünyaya anlamlı bir gol attık. Huyum kurusun mucizenin tadını çıkarırken gene aklıma geçirdiğimiz yılın olumsuz gündemi geliyor. Ne yıldı ama! Binlerce kişinin öldüğü depremler, fütursuzca ilerleyen, artık zaferini her an yaptığı icraatlarla gösteren şeriat... Eyvah bir başlarsa

Benim sevimli çılgınlarımdan biri

Sevgili okurlarım yeni bir yılın eli kulağında ya, zaten bozuk olan moralinizi daha çok bozmak istemediğimden sizi benim sevimli çılgınlarımdan biriyle tanıştırmak istiyorum. Bazı insanlar var, kendileri farkında bile olmadan yaşamımızı zenginleştiriyor. Ben onlara "sevimli çılgınlarım" diyorum. Onlardan birini gördüğümde içim ısınıyor ve seslenmed

Herkesler kış depresyonunda mı

Sevgili okurlarım öyle bir sessizlik, öyle bir kanıksamışlık içindeyiz ki! Ne oldu bize, hepimiz kış depresyonuna mı girdik Sanki hükümet, partiler yok! Varsa yoksa bir futbol muhabbeti. Ne olmuş Yöneticinin biri FIFA rozetli bir hakemi yumruklamış. Ayol neyimiz düzgün ki futbolumuz düzgün, şeffaf olsun. Karapara aklanan, şikeyle yola devam eden bi

Sürdüm kırmızı rujumu...

Yağmurlu bir günde, yaş yetmişe yaklaşırken kalabalık bir caddede karşılaşmıştık seninle. Sımsıkı sarılmıştık birbirimize. Ben, "Artık kocadık" demiştim. Sen gülerek dudaklarımızı işaret ettin, "Biz kırmızı rujumuzu sürer, eyleme de eğlenceye de gideriz, kim takar yaşı" demiştin. Basmıştık kahkahayı. İkimizin de dudakları al kırmızıydı. Işıl'ım ölü