Bu altın işi çok karışıktır

Sevgili okurlarım bugün önce değerli yazarımız Füruzan'ı sonsuzluğa uğurlayalım.

"Füruzan öldü" dediklerinde "Hadi canım, o ölümsüzdür" dedim. Evet benim için o bu toprakların Kibele'siydi. Ve Kibele ölümsüzdür. Bir gün kaderine baş kaldıran gencecik bir kızdır. Bir gün zulmün öldürdüğü oğlunun kemiklerini yıllarca bekleyen bir annedir. Bir gün, kocasının madenden sağ salim dönmesi için dua eden eştir. Kibele tüm kadınların haykırdığı sevgidir, neşedir, aşktır. Ve Füruzan bir Kibele'dir. Bütün zamanların yürek atışıdır. Güle güle.

Şimdi gelelim haftanın felaketine. Ahmet Muhip Dıranas'ın ünlü Fahriye Abla şiirinde geçen dağları karlı Erzincan'ın İliç ilçesine 8 kilometre uzaklıktaki altın madeninin biriktirdiği siyanürlü toprak dağları çöktü, siyanür ve diğer atıklarla kirlenen toprak milyonlarca yıl Mezopotamya'ya hayat veren iki nehirden biri olan Fırat'a doğru akmaya başladı. Fırat benim için sularında yüzdüğüm, balıklarını yediğim ve akışına her zaman hayran hayran baktığım çocukluğumun nehridir. Şimdi usul usul ölecek.

Biraz bilgilerimizi tazeleyelim. Önce bir düzeltme çünkü Google'a bile bakmayan bazı haberciler siyanürle altın arandığını söylüyorlar. Yanlış! Sodyum siyanür altın arama işleminde değil, topraktan altınla birlikte çıkan madenleri ayrıştırmak işinde kullanılıyor. Çünkü altın en çok gümüş ve bakır madenleriyle birlikte çıkıyor. Bu bilgi bana 2000'lerin başında gittiğim Ovacık Koza Altın Madeni'nde Türk mühendisler tarafından öğretildi. Ovacık altın madeni çokuluslu Eurogold şirketi tarafından kurulmuş daha sonra Koza AŞ tarafından satın alınmıştı. Koza Altın Madeni Türk mühendisler tarafından işletilmekteydi. Onlardan dünyada bulunduğu söylenen 42 bin 500 ton altın rezervinin yüzde 6'sının ülkemizde bulunduğunu ve bu rakamın bizi dünya altın coğrafyasında çok önemli bir sıraya taşıdığını da öğrendim.

Gene aynı mühendisler bana o zamanlarda uzaydan çekilmiş yeraltı haritalarını gösterdiler. Haritaya bakınca şaşırdım çünkü ülkemizin batıdan doğuya her yeri adeta altın bir halıyla kaplıydı. Ve bu altın halı çok temizdi, sadece gümüş ve bakırı ayırmak yetiyordu. Altın madeni kurulmaya başladığında bölgede yaşayan insanlar özellikle köylüler Türkiye'nin her yerinde çok etkili protestolar gerçekleştirdiler. Daha sonraları (ons) altın piyasasına hâkim olan Almanya'nın bu protestoları desteklediği banka kayıtlarıyla ortaya çıktı. Ayrıca protestolara katılanların çocuklarının madende gayet iyi bir ücretle çalıştığını da gördüm. Siyanür havuzu protestolar nedeniyle son derece korunaklı yapılmıştı.

Şaşırıp kalmıştım. Bölge halkı madenin tüm alışverişi bölgeden yapıldığı için artık madene kötü gözle bakmıyordu. Ve maden bir de spor kulübü kurmuştu. Huyum kurusun gördüğüm her şeyi doğru yazdığımdan madenle ilgili şunları yazmıştım: "İyi ki protestolar yapılmış böylece belki de en korunaklı altın madeni bizde!" Bu nedenle epey azar işitmiştim. Adım altın severe çıkmıştı.

Şimdi gelelim son felakete. Bizim her şeyin suyunu çıkarmak gibi bir huyumuz var. Yeraltı coğrafyamızın altın, gümüş, bakır, mermer döşeli olduğunu uzaydan çekilen fotolarla öğrendik ya, 20 yıl içinde AKP fütursuzca fay hattı geçen yerlere, tarım alanlarına, zeytinliklere, orman bölgelerine binlerce maden ruhsatı dağıttı.