Ünal Bolat

Türkiye

İlk gazete abonem

"Farklı farklı insanlarla tanışıyorduk. Kimi ilgisiz kalıyordu, kiminden iyi karşılıklar alıyorduk" Uzun ve ciddi bir üniversite imtihan dönemini (YKS) arkamda bırakıp yaz tatiline ulaştığım günlerden biriydi. Telefonuma mesaj geldi. Türkiye gazetesi ekibinin abone çalışması yapacağı yazıyordu. Çok eskiden beri tanıdığım arkadaşlardı. Bu tür etkin

Vefa böyle bir şey olmalı

"Eşim şaşırmıştı. "Neden herkese bir dilim de bize bir tepsi" dediğinde "Galiba bizi kalabalık gördüler" dedim." Yıllar önce ayakkabı boyatmak için dükkânıma gelen ve elindeki kâğıdı yere atmayıp çöpe attığı için kendisini takdir ettiğim çocuktu İsmail Sonra onunla amca yeğen gibi olmuştuk. Babasının okutamayacağını öğrenince bir meslek sahibi ol

"Sen bilirsin ustam"

"Sanatı sayesinde İsmail vatani görevini Ankara Kara Kuvvetleri Komutanlığında tamamladı." Ayakkabı boyacısı iken tanışıp amca-yeğen olduğumuz ve kendisini saygı sevgi çerçevesinde çok sevdiğim İsmail'in okul sonrası bir meslek edinmesine çalışıyordum. Biraz çevreyi tanısın diye götürüp teslim ettiğim mimar ve mühendislik bürosuna gidip gelmeye b

Okumaya devam edecek misin

"Babamın da beni okutamadığını anlatıp "tornacıya mı versem, marangoza mı" dediğini söyledim" Ayakkabı boyarken tanıştığımız ilkokul 5. sınıfa giden İsmaillere götürdüğümüz ücretsiz siyah beyaz TV konusunda babası da ikna olunca İsmail çok sevinmişti. Ertesi günden itibaren yine her gün emekliler parkına gelip ayakkabı boyacılığına devam ediyor,

Fakirliğin ne olduğunu bilirim

"Para kazanabildin mi" dediğimde "Allah bereket versin" ifadesini çok saf ve temiz kullandı." Ayakkabı boyamak için dükkânımın önüne gelen minik İsmail'in konuştukları beni çok duygulandırmıştı. Boya işi bitince parasını öderken dedim ki: -İsmail madem evinizde televizyon yok, ben TV tamircisiyim. Yarın gel sana bir siyah beyaz TV hediye edeceğim

Kendi çocukluğumu hatırladım

"Çocuk bunları söyleyince içim burkuldu Kendi çocukluğumdaki fakirliğim gözümün önüne geldi." Bu hatırayı beş sene önce bize gönderen okuyucumuz, telefonda hem hâl hatır sordu hem bu hatırayı. Beraberinde bir hatıra daha göndereceğini söyledi. Sonra babasının kendisine üç vasiyetinden söz etti. Biz kendisinden izin almadığımız için diğer iki vasiy

Keşke babama sorsaydım

"Sor be çocuk, sor da anlatsın sana baban annesi, babası ve kardeşlerinin macerasını. Yıllar önce çocukluğumda Manavgat'tan Akseki'nin Gödene köyüne doğru babamla birlikte yürüdüğüm yolları ve o çocukluk yıllarımın çocuksu duygularını anlatmaya bugün de devam ediyorum. Daha önce hiç görmediğim hâlde gördüğüm köyün annemin doğduğu Barmana olduğu i

"Bak bakalım nereye geldik"

"12 yaşında bir çocuk, babası varsa yanında kimden, neyden, niçin korkacakmış ki" Siz de öyle misiniz, bilmem. Ben, daha önce gerek yürüyerek gerekse taşıtla geçtiğim bir yoldan korkmam. Bilirim çünkü nereye, nasıl gideceğimi. Bilirim çünkü neyle, nelerle karşılaşacağımı. 1954 Haziran'ında Manavgat'tan Akseki'nin Gödene köyüne doğru babamla birlik

Anılarda kalan köşelerim

"Haydarpaşa dalgakıranı mendirek ve Haydarpaşa... Bir tornistan bir çeyrek yol ileri. Gacırdayan halatlar..." Altmış yılı aşkın bir süre doğup büyüdüğün şehirde yaşamanın verdiği hazlar, yıllar sonra adamakıllı gezip dolaşınca izlerini bırakıp seslerini sakladığın köşelerde karşına çıkıyor yine... Ders çalıştığın kütüphaneler, avarelik yaptığın a

Şimdi o iş yerinde çalışıyorum

"O gün eve geldim ama o gece bitmek bilmedi O bir gün sanki bir yıl gibi geldi." Bir işe müracaat etmemle ilgili hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum. Askerlik şubesinde hâlime acıyıp, bana yardımcı olmak isteyen tecrübeli memur ağabey oturdu üst makamlara kendi diliyle bir e-Mail yazarak yüreğime su serpti. Ardından da mailin cevabını bir