Yetenekli Kalemler

Türkiye

Savaşın sembolünden barışın sembolüne

80 sene önce yine böyle bir ağustos ayıydı... 6 Ağustos 1945... İkinci Dünya Savaşını kısadan ve kestirmeden bitirmek isteyen Amerika, Japonya'nın Hiroşima kentine dünyanın ilk atom bombasını atmaya karar verecekti... Bombanın ismine Little Boy diyorlardı. Yani "küçük oğlan"...Sabahın erken saatinde 08.15'te bu küçük oğlanı yüklenen B-29 uçağı binl

Ses değil, mana fukaralığı çağı!..

Bugün bilgi çağında yaşıyoruz ama hikmet suskun. Konuşan çok, bilen az. Herkes fikrini söylüyor ama çok azı o fikrin altını doldurabiliyor. Her yorum kıymetliymiş gibi sunuluyor; oysa çoğu, ilmin süzgecinden geçmeden hükme dönüşüyor.Hayatta bilmek başka, anlamak başkadır. Görmek bir şeydir, idrak etmek başka. Nice göz vardır ki sadece bakar ama gör

Hekim ve cahil oğlu

Vaktiyle çok meşhur bir tabip yaşarmış. Halk arasında kendisine "zamanın Hipokrat'ı" denilirmiş. Öyle ki, dönemin Beyi dahi rahatsızlandığında ona başvururmuş...Günlerden bir gün, hekimin evine birtakım kıymetli eşyalar gelmiş. Hekimin oğlu sevinçle ve şaşkınlıkla sormuş:-Baba, nedir bu hediyelerin hikmetiHekim tebessüm ederek cevap vermiş:-Oğlum,

Bakü notlarım-(Azerbaycan Türkçesi)

Kadim lisanımız Türkçe farklı lehçe ve şiveleriyle bir umman; inci kıymetindeki kelimeleriyle bir hazinedir. Necip milletimizin binlerce yıllık "sadası", ses bayrağıdır.Azerbaycan Türkçesi de hususiyetleri, dokunaklı ifadeleri, kelime varlığı ile dikkatleri celbeder. Bu kelime deryasından misaller vermek istiyorum.Resmîyazı yerine mana farklılıklar

Bakü notlarım (gözyaşı asrı/büyük zafer)

Eşimin aile büyüklerini ziyarete geldiğimiz Bakü'deki müşahedelerimi zikretmek istiyorum.Belli bir süre konakladığınız, bir kadim Türk şehrinin, mazisini, kültürünü, tarihini okumak, araştırmak, tarihî mekânları görmek, yaşanan hadiseleri bilmek medeniyetimize hürmetin icabıdır. Biz de hususen Bakü'nün ve Azerbaycan'ın acılarla dolu asrını (1920-20

Bilmek ve kelime kadar düşünmek

Kelime bilmek sıradan bir şey gibi gelir hepimize. Bildikçe bilmediğimizi anlarız. Bu nasıl olur. Bilgiyi bir sandal kabul ederseniz, ilmi de deniz kabul ederseniz. Sandalın denizle olan teması kendisi kadardır. Yani denize az temas ettiği için deniz ona göre azdır. Geniş değildir. Sandalı biraz büyütüp gemi yaparsanız geminin denizle teması daha f

Aşkın a hâli: En başa, esas hâline dönüş

İnsan, aşkı önce bir kıpırtıyla tanır. Kalpte beliren hafif bir sızı, gönülde anlamını bilmediği bir çağrıdır bu. Henüz bir yüz, bir kelime, bir bağ yoktur. Sadece hissedilir.Bu, "Aşkın A Hâli"dir. Temiz, hesapsız, ilahi bir uyanıştır.Zamanla hayat devreye girer. Aşkın içine şüphe, şaşkınlık ve sarsıntı karışır. İnsan hem kendini hem sevdiğini sorg

Ölçeği gösteren hakikat

Hoca odun kesmek için ormana gittiği bir gün, bir tavşan görmüş. Daha önce hiç tavşan görmediği için, hayvan çok acayibine gitmiş. Bu acayip hayvanı herkese gösteririm diye yakalayıp torbaya koymuş, ağzını bağlamış. Eve gelince, hanımına sıkı tembihte bulunmuş:— Aman Hanım! Bu çok acayip bir hayvan… Kulakları eşeğe benziyor, ön ayakları kısa, arka

Geleceğin bilimi "bilim kurgu"

Bilim kurgu "bilim" ve "kurgu" kelimelerinden oluşmuş. Bilimsel ve kurgusal... Gelecekteki bilimin ve teknolojinin habercisi aynı zamanda. Bunun için bilimden anlayan ve kurgu yeteneği olan kişiler "bilim kurgu" romanı yazabilir.Öykü ve romanda "yaşanabilecek gerçek" olaylar anlatılır. Bilim kurguda ileride yaşanabilecek olaylar öne çıkar. Bilim ku

Yürek taşına kazınanlar

Onlarca yıl aynı çatı altında yaşadı. Aynı çayı demledi, aynı sofraya oturdu. Aynı acılarda susup, aynı dualarda "âmin" dedi. Bir ömür boyunca fedakârlığın kitabını yazdı da… Belki kimse okumadı. Ama o yine de yazdı, sessizce, sabırla, sevdayla…Kimse görmedi belki… Kimse teşekkür bile etmedi. Ama o her gün yeniden kendinden vazgeçip, başkasını yaşa