Ünal Bolat

Türkiye

Şimdi konuşmak kolay

Yıllar önce, Harem vapuruyla Sirkeci'ye geliyordum. O yıllarda cep telefonu da yoktu, sosyal medya denilen bizi ekrana hapseden baş döndürücü programlar da... Günlük gazetemi açtım okumaya başladım. Birkaç dakika sonra yanımda oturan genç bir yolcunun kıpır kıpır, sağını solunu aramaya başlaması dikkatimi çekti. Belli ki bir şey arıyordu ama gencin

"Acaba şaka mı yapıyor!."

"Ziyarete gelenleri görüyordum. Konuşulanları işitiyor lakin cevap veremiyordum..."Bu hastalık bize manen de şifa oldu. Âdeta resetlendiğimi hissettim. Çocuklarım gibi ben de bu güzel hastanede dünyaya yeniden gözlerimi açmış gibi hissettim. Odamızda bulunan o güzîde kitaplardan refakatimde bulunan aileme benim de duyabileceğim şekilde okumalarını

"Türkiye Hastanesinde gönlüm ferahtı"

Başımdan geçen inanılmaz bir hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Kulak Burun Boğaz doktorunun odasında gördüğüm sadece, doktorumun ve yeğenimin benizleri atmış ve heyecanlı yüz ifadeleriydi."Sizi bu vaziyette asla bırakamayız hemen acilen yatış yapmanız gerekiyor" demez mi Tabii merakımı gözlerimden okuyan doktorum çok özetle "kılçık boğaz

Boğazım tıkanmış, konuşamaz olmuştum!

HTTP1.1 200 OK date: Mon, 14 Nov 2022 23:31:30 GMT content-type: texthtml; charsetUTF-8 host: web1 access-control-allow-origin: content-encoding: gzip x-cacheable: YES x-rg: 01 age: 93 x-cache: HIT, 1 x-device: desktop vary: Accept-Encoding,User-Agent accept-ranges: bytes content-length: 35400 Ünal Bolat yazdı: Boğazım tıkanmış, konuşamaz olmuştum

Bu sefer oltaya biz takıldık!..

Kış geliyor, balık mevsimi de açıldı hâliyle. "Ufak bir kılçıktan ne olacak canım" dememek lazım. İnsanın bizzat başına gelince, bazı hadiseleri daha iyi anlıyor. "Biz yaşadık, başkaları da aynı durumu yaşamasın" diye, bir ikaz ve uyarı mahiyetinde başımızdan geçen bu hadiseyi anlatmak istedik...Bundan birkaç yıl önce, yani pandemi öncesiydi. Sol e

Benim kızım da öğretmen...

Aradan belki yarım asır geçti ama hâlâ o çocukça mahcubiyetim gözlerimin önündedir... Ve o çocuk kalbinden anlamayan öğretmenimin şefkatsiz yüzü...Amcamlarla evlerimiz yan yanaydı. Bahçeli birer katlı gecekondu olan evlerden birinde biz oturuyorduk birinde amcamlar... Amcam devlet memuruydu babam ise daha yeni işe girmişti...Amcamların bize göre hâ

Bir zamanlar böyleydi

Yazımın başında "güçlülerin adaleti" dedim, belki merak edenler vardır "ne demek" diye... 90'lı yıllarda askerliğimi yaparken bizzat şahit olduğum bir olayı anlatınca, eminim mevzu çok rahat anlaşılacak. Askerliğimin son dört ayını, küçük bir vilayette nizamiye subayı olarak yapmıştım. Üç asteğmen arkadaş, orduevi ve askerî lojmanların önünde nöbe

Kayseri Öğrenci Yurdu

"Sıra gelmişti yurdun projesi ve yapımına. Yapacaktık ama mâniler bir türlü bitmiyordu..." "Efendim köşenize daha önce de Kayseri'ye Öğrenci Yurdu yapmak için dernek kuruluşu ve yurt için arsa alınış süreci ile ilgili çeşitli zamanlarda yazılar göndermiş idik, sağ olun teveccüh gösterip yayınladınız.En son 13 Mart 2016'da gönderdiğimiz yazıda arsa

Babam

Babamın bir otomobili vardı, yaşlı ama bakımlı. Üzerine çok düşerdi, gıcır gıcırdı.Kooperatife girmişti, hayalindeki evi alıp kiradan kurtulacaktı."Çocuklara arkamdan bir şey bırakmam lazım" diye hayıflanıyordu. Arka camına "satılık" kâğıdını yapıştırmıştı.Son bir masraf edip zayıflayan aküyü, lastiklerini yenilemiş, stop lambasını tamir ettirmişti

Bu üniversite mezun vermiyor!..

Hatıramı bugün de anlatmaya devam ediyorum...O hanım kardeşimle Türkiye Gazetesi Büromuz vasıtasıyla iletişim kurma imkânım olmuştu. Mesaj ve telefonda karşılıklı tanışma faslından sonra buluşup yüz yüze konuşmak için sözleştik. İki gün sonra yeğenimin evinde beni ziyarete geldi.Kendisi çok güler yüzlü, samimi ve candan biriydi. Hakikat Kitabevi'ni