Osman Çakmakçı

Karar

Metin Kaygalak: Siyah Divan

İlk elden hemen şunu söyleyeyim: Metin Kaygalak tam anlamıyla bir 90 şairidir. 90'lı yıllar şiirinin ve siyasal ortamının bütün temel karakteristik özelliklerini taşır. Nedir bu özellikler: Dünyanın tek kutuplu hale gelmesinin yarattığı derin umutsuzluk ve şaşkınlık; bunun sonucu olarak kapitalizmin ve Batı uygarlığının mümkün olan en iyi dolayısıy

90'lı yıllarda paradigma değişmişti

Sizlerden neredeyse bir ayı aşkın bir sür uzak kaldım. Yıllık izin biraz fazla uzun sürmüştü. Çok yorulmuştum; nerdeyse birbiri ardına yazdığım 54 yazı iflahımı kesmişti. Yazılarımı okuyanlar klasik gazete yazısı yazmadığımı, gazete yazsısının sınırlarını ve muhtevasını zorlayan "canhıraş" yazılar yazdığımı fark etmişlerdir. Her bir yazımda kültür(

Kurgusal düşünce: Şiirin düşüncesi

VI.Şiir yoluyla (aracılığıyla) ulaşılan yeni yerlerin yeni düşüncelerinin bilim yoluyla (aracılığıyla) ulaşılan düşüncelerden daha az gerçek ve daha değersiz olduğu söylenebilir mi Ki bilim (her ne kadar sezgilerden yardım alsa da) akla dayalı kanıtlama yoluyla yeni bilgilere ulaştığı için sanki sezgilerle ve duyumsamayla iş gören şiirin düşüncesin

'Sesler, işitin bizi de'

Bu hafta Kurgusal Düşünce yazılarına -mecburen- ara verip henüz yarısı olmasına karşın yılın edebiyat ve yayıncılık olayı olduğunu düşündüğüm çok önemli bir şairin çok önemli bir kitabına değineceğim (zaman geçirmemeliyim): Romanya kökenli bir Yahudi olan ve Alman diliyle yazan Paul Celan'dan Türk diline şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı şiir çevi

Kurgusal düşünce: Sanat-hakikat ilişkisi

IVŞiirin ulaştığı bilgi mi daha hakiki yoksa soğuk bilimin ulaştığı bilgi mi daha hakiki Tabii, şunu da unutmamak gerek: Bilimsel gerçekler aksi kanıtlanana kadar gerçektir yani kesin gerçek değil yanlışlığı kanıtlanana kadar gerçektir; bu anlamda pek de güvenilmez, değişebilir gerçekliklerdir. David Hume'u asla unutmadan şu söylediğini bugün artık

Kurgusal düşünce

Nietzsche otuz beş yaşına geldiğinde akademiyi ve akademik felsefeyi terk ederek İsviçre ve İtalya dağlarına gitti. On yıl boyunca ruhen ve bedenen ıstırap çekti; kendini bir felsefi ve edebi yaratım çılgınlığına zorladı. Ortaya çıkan eserler kısa, özlü ve sistematik olmayan zekâ patlamalarıdır, 19. yüzyılın akademik yazılarından çok dini liderleri

Kurgusal düşünce

I. Bundan tam 33 yıl önce, yani 1989'da, ki o zaman daha 24 yaşındaydım, çıkardığım ilk derginin, ki tabloid boy ve sadece dört sayfaydı, adı da Yeryüzü Düşleriydi, sanırım ikinci sayısında, ki sadece dört sayı çıkabilmişti, yayımlanan bir yazıyı şu sözlerle bitirmiştim: "Gerçeklik biziz!" Demek ki daha o zamanlarda gerçekliğin bizim algılayışımıza

İki duygu çağı yazısı...

BİR İMKÂNLAR İMKÂNI OLARAK YAŞAM: Her karşılaşmanın (hem tesadüfi hem de yazgısaldır karşılaşmalar) yeni bir temas ve dolayısıyla yeni bir ilişkinin imkânı olduğunu söylememiz gerek. Yaşam, ancak bu karşılaşmaları, demek temasları çoğaltarak genişler ve sınırına kadar yaşanabilir. Her yeni karşılaşma, yeni bir ilişki, ilişki de yeni bir yaşam alanı

Bedeninle yazmak

Büyük şair Paul Celan bir yazısında, "Şiir el ile yazılır. El işidir şiir," der. (Şairin İş Bankası Yayınlarından Ahmet Cemal çevirisiyle yayımlanan 'Ellerin Zamanlarla Dolu' adlı şiir kitabını yalvarırım n'olur okuyun.) Burada şiiri zanaate yaklaştırıp daha ilkel haliyle esasına dönük bir vurgu yaparken aslında, bize göre, bedeni öne çıkarmaktadır

Nietzsche felsefesi ve hastalık

Düşünce tarihi boyunca, düşüncenin delilikle ilgisi her zaman merak ve araştırma konusu olmuştur. Ama bu daha çok akıl hastalıklarıyla bağlantılı olarak ele alınmıştır. Ancak ne var ki son zamanlarda diğer kronik hastalıkların da, sadece ruhsal değil bedensel hastalıkların da filozofların ya da sanatçıların düşünme ve yaratma biçimleri üzerinde cid